2

131 14 5
                                    

🐥
Ni-ki:
Ne zaman uykuya daldım bilmiyorum, birden bir dürtü hissettim ve başımı kaldırdım. Biraz düşündükten sonra nerde olduğumu hatırladım ve karşımdaki öğrenciye baktım. Sanırım beni dürten oydu. Bir süre bir şey demedi, yüzüme baktı ve gülümsedi. Neye bakıyorki?

Soran gözlerle ona baktığımda toparladı ve konuşmaya başladı. Hızlı ve çok konuşuyordu. Yeni kalkmıştım ve beynim o kadar da uyanık değildi. Dediklerini tam hazmede bilmek zamanımı almıştı.

Uyandırma sebebini ve yanıma oturmak istediğini söylemişti, adımı sordu ve heyecanla cevabımı beklemişti. Ben de kısaca cevap verdikten sonra önüme döndüm.

Konuşkan biriydi sanırım. Ki hala konuşuyordu. Sabahın köründe nasıl bu kadar enerjik ve sevinçliydiki. Okuldayız yani hem. Şu an hiç kimseyle sohbet edesim yoktu. Hele hiç susmayan biriyle.

Sonunda zil çaldı.

____________

~
Öğretmen içeri girdikten sonra her kesi selamladı ve söze başladı:

"Selam gençler ben sizin rehber hocanız Jung Hoseok, bana sadece J-hope hoca diyin! Bu yıl çok çalışalım ve elimizden gelenin en iyisini yapalım! Fighting!!!"

Öğrenciler hocalarının enerjisini beğendiler ve alkışlamaya başladılar. J-hope hoca elini göğsüne koyup 'eksik olmayın(?)' haraketi yaptı ve gülümseyerek konuşmaya devam etti:

"Ben kendimi tanıttım şimdi sıra sizde!"

....

Her kes kendini tanıtıyordu ve azıcık kendilerinden bahsediyordu. Sonunda sıra arka sıraya geldi ve Sunoo kocaman gülümseyerek heyecanla kendini tanıtmaya başladı:

"Ben Kim Sunoo! Şarkı söylemeyi ve arkadaş edinmeyi çok severim!! Umarım iyi anlaşırız!"

Sunoo sırasına oturduktan sonra Niki kendini tanıtmak için ayağa kalktı.

"Nishimura Riki. Niki diye seslene bilirsiniz."

Gerçekten sadece adını söylemişti.

Her kes bittikten sonra yine öğretmen konuşmaya başladı. İlk günden ders işletmek istemiyordu o yüzden öğrencilere klasik "yaz nasıl geçti" sorusunu verdi. Kimileri anlatıyor, kimileri sadece iyi olduğunu söylüyordu. İlk dersi böyle geçirdikten sonra diğer hocalardan dersi olanlar da geldi ve öğrencilerle tanıştılar.

Öğle zili çaldı ve her kes kantine doğru gitmeye başladı. Niki de okulu tanımak adına kantine gidenleri takip ediyordu ve sonunda buldu.

Kendine yiyecek aldı ve masalardan birinde oturup yemeye başladı.

Birden yanına biri geldi ve masayı çekip karşısında oturdu. Bu adının Sunoo olduğunu uyanır uyanmaz öğrendiği heyecanlı ve konuşkan sıra arkadaşıydı. Cidden onunla yemek yemeye mi geldi?

"Afiyet olsun!" Dedi Sunoo gülümseyerek. "Burda otursam sorun olmaz değil mi?" Diyerek Nikinin cevabını bekledi,

Niki her ne kadar istemesede, hayır demekte iyi biri değildi o yüzden iç çekip "Sorun olmaz" dedi.

"Ee sınıfta neden hobilerin hakkında konuşmadın? Nelerden hoşlanırsın?" "Bu arada demek japonsun!! Bende çok az japonca biliyorum aslında ama ne zamandır hiç kullanmıyorum." "Adında güzelmiş"

Niki aniden bu kadar konuşmasına karşılık biraz duraksadı ve yine iç çekerek cevap verdi:

"Kendim hakkında pek konuşmam sadece. Ve evet japonum. Teşekkür ederim."

sometimes, you can't predict || sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin