5.Bölüm

856 39 12
                                    

Media Mavi gözlü bebeğimiz Maxon ^^ 


Gözlerimi açtığımda hastane yatağımdaydım ve baş ucumda Maxon vardı. Benim uyandığımı görünce elindeki içtiği şeyi bırakıp yatağa, yanıma oturdu.


"Sonunda uyandın." Dedi, mutluydu. Neden bu kadar mutlu olduğunu merak ettim. "Neden bu kadar mutlusun?" Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen cevapladı beni.

"Neden mutlu olmayacak mışım? Karım hamile ve bir çocuğumuz olacak. Ayrıca krallığıma bir varis geliyor. Sen olsan üzgün mü olurdun?"

O hala sırıtırken adeta donmuştum. Evet evet başka açıklaması yoktu bunun. Hamile miydim yani? Bu yaşta? Erkenden? Bunları düşünmek istemiyordum. Çünkü buraya geldiğim zaman Maxon'ın dedikleri aklımdaydı. Ayrıca bu kadar birliktelikten sonra hamile kalmam mucize değildi. Ama her ne olursa olsun içimde bir korku vardı. Korkuyordum, çünkü bebek bakmak veya büyütmek hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

"Hey, Andrea sevin lütfen. O bebek bizim başlangıcımız olacak. Bak bebeğimiz var artık, her şeyi bırakıp yeniden başlayacağız ve yanımızda bebeğimiz de olacak. Ben şimdi gidiyorum. Yemeğini hazırlattım. Ve evet yemek yemediğini biliyorum." Beni anlımdan öpüp çıkıp gitti.

Olayın şokunu atlatamazken birde Maxon'ın bu konuşması beni dahada şaşırtmıştı. Ama bunları umursamadan gülümsedim. Her ne kadar hiçbir bilgi sahibi olmasam da bebeğim vardı. Bebeğimiz. Maxon ile yeni bir başlangıç yapıyorduk ve bu beni çok mutlu ediyordu. Bir kez daha kabullendim. Ben Maxon'dan hoşlanıyordum. Belkide seviyordum. Ve bebeğimiz.... Onu bu kadar kabullenmem ve kabullenmemiz hoşuma gitmişti.

Düşünce deryasında iken İsabella elinde tepsiyle odaya girdi. Tepside ki her şey o kadar muhteşem görünüyordu ki.... Bir an hızlıca kalkıp masaya gitmek istedim ama sadece istemiş oldum. Hızlı hareket ettiğimden olsa gerek hemen yatağa düşüvermiştim. Benim bu halimi gören İsabella hemen yanıma koştu.

"Efendim? İyi misiniz? Doktoru çağırayım mı?" Sorularını hızlı hızlı sıralarken gülümsedim. Ya da sadece gülümsemeye çalıştım. "İsabella sakin ol, iyiyim. Sadece ani hareket ettiğimden oldu. Çok açım ve yemekleri görünce aklım başımdan gitti." Dedim gülümseyerek. Nedense İsabella'yı hizmetçi olarak değilde bir arkadaş olarak görüyordum.

Yavaş hareketlerle yataktan kalkıp masaya gittim. Yemekler o kadar muhteşemdi ki.... Hemen masaya oturdum ve elime çatalı aldım. Zaten sorası çabucak geçmişti. Normalden kısa bir sürede hepsini bitirmiş, üstümü değiştirmiş ve şuan yatakta keyif yapıyordum.

Tavana bakarken, elim istemsiz olarak karnıma gitti. Ne kadar olduğunu bilmiyordum. Veya nasıl olduğunu, şeklini bilmiyordum. Ama ne olursa olsun onu benimsemiştim. O benim, bizim bebeğimizdi. Maxon ve benim bebeğim.... Bunu hayali bile beni heyecanlandırıyordu.

Kapı hafifçe açılıp Maxon'ın heybetli bedeni gözüktü. Yavaş adımlarla bana doğru gelirken üzerindekileri çıkarıp yanıma geldi. Yatakta uzanan benim yanıma uzandı. Beni kollarının arasına alıp "Aramızdaki sorunları hallettik öyle değil mi?" Diye sordu. Yüzüne bakamıyordum. Kafam göğüsğne gömülüydü.

"Bilmiyorum, hallettik galiba." Dedim ben de biraz şımarık bir tonda. Hafifçe gülüp kendinden uzaklaştırdı beni. "Tamam, ben cevabımı aldım." Yataktan kalkmaya yeltendiğinde tuttum kolunu.

"Tamam, gel yat. Hallettik aramızdaki meseleyi." Gülüp kollarını daha sıkı sardı etrafıma. "Uyuyalım mı?" Masumca sorduğu soru karşısında adeta eridim. Hiçbir şey demeden kollarımı hafifçe ona sardım. Burnum huzurun kokusuyla dolarken uyuyakalmışım.

Talihsiz PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin