4. Bölüm (Yol)

12 4 0
                                    

JENNIE'DEN

Kalbim duracak gibiydi. Neden bu cümlesi bana çıkma teklifi gibi gelmişti ki? Aklımda düşünceler o kadar fazlayken uzun süre cevap vermeden durdum. Sessizliği bölerek lafını düzeltmeye çalıştı.

-  Demek istediğim. Ben hayatıma öyle sıradan kişileri almam. Arkadaşlarımda bu listeye dahil. Yani.... Anladın sen.

Bu seferde cevap vermezsem sinirlene bilirdi. Onu çözmeye başlamıştım bile.

- A. Evet, Lalisa. Seni anlıyorum. Elbette isterim bu teklifi ben ettim zaten. Seni yakından tanımak benim için çok güzel bir şey olur.

- Tamam.

Bu kadar cümle karşılığında sadece tamam demek mi? Kabasın Lalisa. Ama bu beni nedense kendine çekiyor. Ona karşı hisslerim var. Ama ne hissi hala çözememiş durumdayım.

-  Bana evinin yolunu anlatırsan iyi olur Jennie. Burada daha fazla kalmayalım.

Demesiyle arabayı çalıştırmıştı. Bende kafamı onaylamak şekilinde sallayarak Ilerlediğimizde yolu anlatmaya başlayacaktım.

- Eğer eve gitmek istemiyorsan, bir restorana gide biliriz.

Şaşırmıştım. Nasıl hem kaba ve hem de nazik olmayı beceriyordu? Ses tonu ve söylerkenki bakışları öyle ciddi ki, hayatımda surat ifadesinin aynısını matametik hocamda gördügüme yemin edebilirdim.

- Sessizliğin evet anlamına mı geliyor, hayır mı?

Bu kez konuşmasına anında cevap verdim.

- Tabii ki olur. Eğer sende müsaitsen neden olmasın.

Bir şey söylemeden kemerini takıp arabayı kullanmaya başladı.

Neredeyse 1 saat olmuştu ama hala restorana ulaşamamıştık.

- Fazla uzakta sanırım. - dedim.

- Yoruldun mu?

- Ben mi? Hayır. Asla yollardan yorulmam.

- O zaman senin için uzak ve ya yakın olması pekte farketmez. Jennie.

Adımı neden böyle güzel diyor ki. Ismimi söylerken ses tonu o ciddiyetini kaybediyor sanki. Neden böyle düşünüyorum? Zihnime engel olamıyorum. Siktir bu bir hoşlantı değil. Sadece garip hissler içerisindeyim.

Fazla sessiz gitdiğimiz için konu olsun diye soru sormak istedim ona.

- Beni hala hatırlamadın mı, Lalisa?

- Mmm. Sen o taşların üzerinde gezerken ayağı kayıp az kalsın düşmek üzere olan ve bir saat konuşup asla teşekkür etmek niyetinde olmayan o kız mısın?

- EVET. EVETT BEN OYUM. - diye sevinçle bağırdım. Güldüğünü gördüm. Ama hemen ciddi suratına geri dönmüştü.

- Ve ayrıca. - diye devam etti.

- Kucağımdanda inmeye niyetli değildin.

Bu çok hoşuma gitmişti. Her detayına kadar hatırlaması.

-  Aslında o anın şokuyla fazla bir şey yapamamıştım. Özür dilerim.

-  Hala özür diliyorsun. Teşekkür etsen yeterdi.

Ikimizde buna  hafiften gülmüştük.

Önümüzde manzaralı ve bir o kadarda lüks görünen bir yer vardı. Manzara uzaktan bile kendine çekiyordu insanı.

- Vardık.

- SONUNDA.

Arabadan indik. Mekanın korumalarına anahtarını verdi arabayı parketmeleri için.

- Hangi yerden masa istersin? - diye sordu bana.

- Farketmez Lalisa. Nereden istersen.

-Bana Lisa diye hitap et. Lalisa sadece resmi konuşmalar için geçerlidir.

Doğru ya. Artık onun özel hayatının bir parçasıydım. Dur bir dakika. Hayır. Sadece arkadaşıyım.

Ikimizde ben seçtiğim deniz manzaralı o masaya oturduk. O denize odaklanmış, bense ona odaklanmıştım. Gözlerinde derin bir anlam vardı. Hemde çok derin. Saatlerle izleye bilirdim onu. Ama biz sadece arkadaşız. Maalesef mi demeliyim? Ve ya bunu umursamamalıyım mı bilmiyorum ama. O benim kalbimde bir yerlerde  kendine yer kazanmıştı. Gördüğüm ilk dakikadan beri...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Maybe One Day (  A Jenlisa Story)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin