⚖️(jisung)
"gay misin Minho? nasıl kızımı kullanırsın?"
"efendim ben asla ve asla gay değilim. Jisung kız zaten."
"NE?"
"maskülen bir kız. kendisi tomboy."
"bak çıkarıp gösteririm şimdi!"
kemerimi tutup çıkartmaya çalıştığımda masanın karşısında ayakta dikilmiş müdürümüz elini önümde sallayarak durmamı işaret etmişti. adamın kafasında kalan üç teli de dökülmüştü sanki."evladım dur."
Minho, sanki az önce sevgilisini aldattığı ve eşcinsel olduğu tüm okul tarafından öğrenilmemiş gibi gülerek bana baktı.
"valla biz bi şey yaşarken yoktu, sonradan taktıysan bilemeyeceğim." komiklik peşindeydi bir de.ağzım açık kalmıştı gevşekliği karşısında, diyecek bir şey bulamıyordum.
"hata yaptığımın farkındayım hocam, lütfen beni affedin. ben kızınıza bir kadın olarak büyük saygı duyuyorum. hep söylediğiniz saatte evine bıraktım, insan içinde elini bile tutmadım. bu yüzden şimdi, tüm okulun önünde ayaklarına kapanıp kendimi rezil rüsva edeceğim. kızınızın saygınlığını tekrardan kazanması için ben kendiminkinden vazgeçiyorum."
senin zaten saygınlığın falan kalmadı ki?"zahmet olacak orospu çocuğu."
"ne zahmeti hocam, saygılar."
elimi dizlerime vurup ayağa fırladım.
"yok ben kafayı yiyeceğim, zaten oylamada hile yaptınız!" işaret parmağımı müdürün yüzüne yüzüne sallıyordum sanki çok tehlikeli biriymişim gibi. "başkanlıktan alın ve atın okuldan. yoksa sizi cimere şikayet ederim.""oğlum cumhurbaşkanlığı seçimi mi bu? nasıl kanıtlayacaksın hile yapıldığını?"
"YA NASIL OLABİLİR NASIL? KULİSE GİRP KENDİMİ YIRTTIM BEN AKMU'YU OKULA GETİREBİLMEK İÇİN! HERKES BANA VERDİĞİNİ SÖYLÜYORDU, NE HİKMETSE MİNHO KAZANDI? GEREKİRSE YETKİLİLER OKULA GELİP HERKESE TEKER TEKER KİME OY VERDİĞİNİ SORSUN."
"yok öyle bir şey amına koyayım."
"küfür etme Minho."
müdür tekrar sandalyesine oturup arkasına yaslandı.
"ayrıca okuldan biri atılacaksa ikinizin de atılması gerekir. okul sınırları içerisinde cinsel aktivitelerde bulunuyorsunuz.""cinsel aktivite ne ya? kızınızı aldattı atın işte."
"bir öğrencinin sevgilisini aldatması okuldan atılması için yeterli değil. o kişi benim kızım olsa bile olmaz."
"ama kızınızın sevgilisi olması oylamada hile yapmanız için yeterli?"
müdür yukarıya doğru bakıp biraz düşündü.
"yani, evet.""AY ÇILDIRACAĞIM." odanın etrafında deli gibi dolanmaya başlamıştım. bir yandan da tırnaklarımı yiyordum.
"olmayacaksın oğlum işte başkan. istersen Bts'i getir."
"gerekirse getiririm orospu çocuğu."
"sen bir sikim yapamazsın."
"yeter!"
müdür masasına pat diye vurduğunda ikimiz de yerimizden sıçrayarak ona baktık.
"kesin sesinizi! okul başkanlığı bir tek siz ikinizin umrunda. bana çay getirmek dışında bir vasfınız mı var lan?" kafamı öne eğerek düşündüm. doğru söylüyordu aslında. başkanlar ayak işleri dışında bir şey yapmıyordu.ama ben yapardım işte! şansım elimden alınmıştı.
"hocam ben sizden yatılı gezi için izin almıştım. mezuniyette alkol olur diye konuşmuştuk falan." tatlı sesimle gülümseyerek takdir görmek istesem de aldığım cevap,
"ha, sen inandın mı onlara ya?" olmuştu."HOCAM AMA!"
Minho'ya döndüm. "o zaman sen de izin alamadın?"
kaşlarını havaya kaldırıp gülümsedi.
deli olacaktım. gerçekten deli olacaktım."ayrıca Jisung, eğer bi arkadaşını Minho'yu ayartması için ikna etseydin, en yüksek oy alan ikinci aday olarak başkanlığa geçebilirdin."
ney?
"ne ala memleket, git adamın ağzının içine gir sonra AAA kızınızı aldattı ben başkan olayım de. yok öyle bi dünya."
yok öyle bir dünya evet, adaletsiz bu dünya."hile yapmanız karşısında napabilirdim?"
"evladım, hiçbir şey."
"olmaz. "
"bu durumdan etkilenen tek kişi kızım. o yüzden kızım başkan olacak. siz de bir hafta uzaklaştırma alacaksınız."
"AMA HOCAM-"
"şimdi siktirin gidin, gözüm görmesin sizi."
durumu kabullenemesem de odadan çıkmıştım. nerdeyse tüm okul kapının önündeydi. herkes bize bakıyordu. Minho'nun yanında uzaklaşma ihtiyacı duymuştum.kollarımı birbirine bağlayıp başımı eğdim. seçimi ikinci kez kaybediyor gibiydim. bu insanlar, seçmenlerim bana güvenmişti...beni desteklemişti...baharı getirecektim...ne yapmıştım ben böyle?
"dağılın amına koduklarım."
diye bağırdı Minho. artık sözünün geçtiğini falan sanmıyordu herhalde-evet, dağılmışlardı.
tamam, ben artık laflarımı yemeye alışmalıyım.
adaletin bu mu dünya?ona kötü bir bakış atıp yürüdüğümde sallana sallana peşimden geldi.
"size mi geçsek?"
"sen gerizekalı mısın? gerçekten evime gelebileceğini mi düşünüyorsun?"
"evet? sorun nedir?"
sinirden saçlarımı çekiştirip küçük bir çığlık attım.
"hastasın sen ya!! hasta!""tamam jisung tamam, anladım sevmiyorsun beni. ben kazandım sen kaybettin bla bla bla. tamam hadi gel gidelim." önümde uzattığı eline yumruk attım. elini acıyla çekip dudaklarına götürdü.
"gerizekalı senden hala nefret ediyorum!"
"tamam."
iyice yaklaşmıştı.
"amacın beni alt etmekti ama öpüşürken benden etkilenmediğini söyleyebilir misin gerçekten?"
o geldikçe ben geriye doğru adımlıyordum. resmen sıkıştırıyordu beni. öptüğündeki gibi sırtım duvarı boylayınca hatırladığım saniyeler yüzünden yutkundum. dudakları yine önümdeydi şimdi."egoist piçin tekisin, siktir git."
onu ittirip yanından koşarak uzaklaştım.
arkamdan,
"ARA BENİ!" diye bağırmıştı.🫶🏻
selam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
davam' minsung
Fanfictionokul başkanlığını kazanma konusunda çok hırslı olan jisung'un, rakibi minho'ya karşı oynayacağı son bir koz kalmıştı. -texting