2 Mayıs 2007 / Saat 17.30
Masal, Güney ve babaları Murat, o gün Murat'ın arkadaşlarıyla zorla piknik yapmaya gitmişlerdi. Masal gölün yanındaki çimenlerin üzerinde uzanıyordu. İkizi Güney, Murat'ın zoruyla onun yanında kalmıştı.
Masal, gölün içinde parlak bir şey görünce duraksadı. Oraya doğru ilerlemeye başlayınca gölün kenarında basketbol topuyla oynayan çocuğu fark etmemişti. Masal babasının kızacağını bile bile mavi elbisesinin kenarlarını tutarak göle girdi ve o parlak şeyin yanındaki büyük taşa oturdu. Gözlerini kısarak göldeki parlaklığa baktı.
O kendi bilekliğiydi. Babası yarım saat önce kızgınlığından o bilekliği göle atmıştı. Ölen abisi ona almıştı babasından gizli 3. Yaş doğum gününde. Onu almaya uzanınca karnına gelen basketbol topuyla afalladı.
Göle düştü küçücük bedeniyle. 35 saniye kadar çıkmaya çalıştı ama yüzme bilmediğinden orada kaldı. Birinin göle atladığını hissetti. Bir küçük elin onu yukarı kaldırmaya çalıştığını anladığında o da kendini zorla yukarı attı.
Nefes nefese gölün kenarına oturdular. Birkaç dakika nefeslerini düzenlemek için durdular. Masal çocuğa baktığında, ilk farkettiği şey çocuğun zümrüt yeşili gözleriydi. Sol gözünün altında küçük bir ben vardı ve o ben onu çok şirin yapmıştı. "Sen de kimsin?" diye sordu titrerken.
Çocuk, zümrüt yeşili gözlerini kaldırıp kızın buz mavisi gözlerine baktı. O anki iç güdüsüyle, "Yeşil bir balığım." dedi çocuk. Masal, çocuğun kendisine balık demesine şaşırdı. Gülsem ayıp olur mu diye düşündü. İyide, niye balık? Yani o kadar hayvanın içinde neden balık diye düşünmeden edemedi. "İyi de balıklar sudan başka bir yerde nefes alamazlar ki." dedi oyunu devam ettirerek.
Çocuk gülümsedi, "Ben sudan çıkıp karaya taşındım." dedi çocuk burukça gülümserken. "Yaşamamak için." diye devam etti. Masal şaşkınlıkla çocuğa bakakaldı. "Sen şimdi nefes almıyor musun?" diye sordu. "Bilmiyorum, şu ana kadar nefes almamam gerekiyordu ama bilmediğim bir sebepten dolayı hâlâ oksijen soluyorum." dedi Masal'ın tanımadığı yeni çocuk.
"Peki sen kimsin?" diye sordu yeşil balık. Masal birkaç saniye düşündü, sonra da "Kırmızı yaralı bir balığım." diye cevapladı yeşil balığın sorusunu. Bu sefer yeşil balık ona şaşkınlıkla baktı. "Beni zorla yuvamdan kaçırdılar." diye devam etti Masal dudak büzerken.
Çocuk anlamadığını gösteren bakışlarla kıza bakarken, bir ses "Masal!" diye bağırdı. Bu Masal'ın babasıydı. Masal korkuyla omzunun gerisine bakarken, çocuk da arkasını döndü.
Babası Murat yapmacık bir tebessümle Masal ve çocuğa bakarken, Güney, okul arkadaşının ve kız kardeşinin ıslak bir şekilde karşısında durduğuna şaşırıyordu. Yeşil balık şokla Güney'e bakarak bir şey söyleyecekken, Güney bakışlarıyla onu susturdu.
Murat, Masal'a eliyle 'gel' işareti yaptı. Masal ürkse de gitmek zorundaydı, ikizi oradaydı. Onu yalnız bırakamazdı. Yeşil balığa el salladı, yeşil balık sadece gülümsemekle yetindi. Masal soğuktan ve korkudan titriyordu. Oradan uzaklaştıklarında çocuk yerde gördüğü parlaklıkla duraksadı. Eline aldı ve bilekliği inceledi. Mavi renkliydi. "Masal..." diye mırıldandı küçük yeşil balık olan Atlas.
-- •• --
Medyadaki bileklik Masalın ölen abisinin ona aldığı bileklik :)
Bir sonraki bölümde görüşekk ;)