''Minho hyung, dur! Tamam, söz bir daha dalga geçmeyeceğim.''
Jisung'un kahkahası Felix'in yalvarışlarını bastırırken Hyunjin gülümseyerek ikisini izliyordu. Felix'in ona durdurmaya çalışmadığı için kızacağını biliyordu ama karşısındaki görüntü öyle huzur vericiydi ki izlemeden edemiyordu.
Sonunda mutlulardı.
Felix, Minho'dan kaçarken koltuğun kenarına takılıp düşecek gibi olduğunda ise Hyunjin artık müdahale etmesi gereken anın geldiğini anlayıp ayaklandı. ''Minho, yordun bebeğimi.'' diye söylenerek evin içinde koşan ikiliye doğru yürümeye başladı. Jisung'un video çektiğini de o zaman görmüştü.
''Jisung, çekme sen de.''
Jisung dil çıkarıp Hyunjin'den uzak bir köşede çekmeye devam etti. Hyunjin sevgilisini kolundan tutup arkasına çektiğinde Minho durmak yerine Hyunjin'in de üstüne gitmeye başlamıştı. Felix ağzı açık bir şekilde bakakalırken bu durumdan en çok zevk alan kişi şüphesiz Jisung'tu.
''Hyung, dur!'' diye bağırdı Felix dikkati üstüne çekerek. Ardından masumca başını yere eğip birkaç adım öne çıktı. ''Teslim oluyorum, sevgilimi bırak beni al.''
Jisung kamerayı kapatıp ''Iyyy!'' diye söylenmeye başlamışken Minho da kıkırdadı. ''İyi hadi, bu seferlik kurtuldun.'' Jisung'la göz göze geldiklerinde tek kaşını kaldırdı. ''Hem sen neden korkuyorsun ki benden bu kadar? Yemem ben seni, o sevgilinin işi.'' dedi boynuna bir bakış atarak.
Felix şokla ağzını aralayıp geri kapattı. Diyecek bir şey bulamamıştı, deli gibi utanıyordu. Yanaklarından boynuna kadar kızardığını hissediyordu ki Hyunjin kolundan çekip yüzünü gizleyecek şekilde sarıldı ona.
''Utandırmasana sevgilimi. Ben senin sevgilinin kedi fantezisine laf ediyor muyum?'' dedi fakat ses tonundan eğlendiği anlaşılıyordu. Felix birden aklına bir fikir gelmiş gibi geri çekildi. ''Barış ilan edelim!'' Sesindeki heyecanın sebebini anlayan Hyunjin kahkaha attı.
Felix koşarak üst kata çıkıp bir kutu aldığında Jisung merakla kutuyu inceliyordu. Kurdaleyle süslenmiş, çok da büyük olmayan bir hediye kutusuydu. ''Bu da barışma hediyemiz olsun." diyerek kutuyu Minho'ya uzatan Felix, hemen sevgilisinin arkasına saklanıp gülmeye başladı.
Jisung Minho'nun kutuyu açması için sabırla beklerken Minho açıp açmamakta kararsızdı. En sonunda Jisung dayanamayıp elinden aldı ve bir çırpıda açtı.
İçinden kedi tasması çıkmıştı.
Minho'nun şaşkınığı gözlerinden okunurken Jisung hiç utanmamış, gerçekten de güzel bir hediyeymişçesine incelemeye başlamıştı.
''Aman tanrım, Minho! Bunu denememiz gerek, baksana çıngırağı bile var!''
Jisung'un arsızlığı Felix'i daha da güldürürken Minho renkten renge geçiş yapıyor, kırmızının tonlarını yüzünde en güzel şekilde ağırlıyordu. ''Jisung!'' diye tısladı dişlerinin arasından. Aslına bakarsanız utandığı şey cinsel hayatının şaka malzemesi olması değildi. Semeliğine yediremiyordu yalnızca.
''Ne o kedicik,'' dedi Jisung kışkırtmak ister gibi. ''kızdın mı yoksa? Cezalandıracak mısın beni?'' Minho bir anda transtan çıkmış gibi Jisung'un bileğine yapıştığında ikili arasında iyi şeyler olmayacağı kesindi. Hyunjin ve Felix'in varlığını unutmuş gibi bir anda odalarına doğru yürümeye başlamışlardı ve Minho da bir yandan söyleniyordu.
''Göstereceğim ben sana cezayı. Şimdiye dek hiç böyle bir ceza almadın, Jisung. Hazırla kendini bebeğim.''
İkili gittikten ve Felix'in de gülüşleri durduktan sonra derin bir sessizlik kaplamıştı geniş salonu. Hyunjin gülümseyerek Felix'i izliyor, Felix de utanarak kaçamak bakışlar gönderiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
silent cry | hyunlix
Fanfictionhyunjin: yapma felix bana umut veriyorsun verme felix: ama hyung umutsuz yaşayamazsın ki bırak umudun olayım --- hyunlix text, tamamlandı