Bölüm 4: Felaketler

71 6 6
                                    

Bir süre yüzdükten sonra kardeşlerimin sudan çıktığını gördüm. Fazla oyalanmadan bir süre sonra ben de sudan çıktım. Ao'nung'un bir gurup çocuğun yanına doğru yürüdüğünü fark ettim. Başımı onlardan çevirip kardeşlerime bakmamla bir kahkaha sesi duydum. Açıkçası pek de hoş olmayan bir kahkahaydı. "Durun Kiri nerde?" diye sordu Tuk. O anda Kiri'nin yanımızda olmadığını fark edip hızlıca etrafı taradım. "En son biz ilulara binerken o balıklarla oynuyordu. Bir daha da görmedim" dedim. Lo'ak'a baktığımda onun bir grup oğlana baktığını fark ettim. Çocuklardan ikisi sanki beşinci parmağı varmış gibi yapıp kendi kendilerine dalga geçiyorlardı. Göğsümde bir yanma hissettim. "Hadi sadece onu bulmaya odaklanalım. O sersemleri boş verin." dedi Neteyam.

"Siz ikiniz" Neteyam Lo'ak ve beni işaret etti. "Birlikte arayın. Bir de ararken kaybolursanız sizi de aramak zorunda kalmayalım." onu başımızla onaylayıp aramaya başladık. Az ilerde demin yanımızda duran çocukları gördük. Hepsi birden birini çevrelemişlerdi. Dikkatlice kim olduğuna baktım. Tanrım Kiri...

Lo'ak da fark etmiş olmalı ki bağırdı. "Hey!" çocuklar yerde duran Kiri'den başlarını kaldırıp Lo'ak'a döndüler. Ao'nung benim geldiğimi fark ettiğinde değişen yüz ifadesine karşılık hayal kırıklığıyla onlara bakıyordum.

Neteyam da fazla uzaklaşmadan bizi fark edip yanımıza geldi. "Onu yalnız bırakın." Neteyam'a baktığımda ne kadar sinirli olduğunu gördüm. Kiri yerden kalkıp yavaşça yanıma geldi. Bana iyice yaklaştığında elimi destek olmak amacıyla omzuna koydum.

"İyi misin?" diye sordum. Mutsuz bir ruh hali içerisinde görünüyordu. Ona nazikçe sarıldım ve ayrıldığım sırada yanağından süzülen bir damla göz yaşını fark ettim. Lo'ak ve diğerlerinin gerisinde kalmıştık. Bir kaç adım atıp onlarla aynı hizaya geldim. 

"Sizin probleminiz ne?" diye açıkça rahatsız olduğumuzu belirterek sordum. 

"Sadece şeyi söylüyorduk. Sizin ibl-" Çocuklardan biri konuşmaya başladı ancak Ao'nung elini çocuğun önüne doğru yüzünün hizasında uzatınca cümlesi yarım kaldı ve sustu.

"Tekrar söylesene. Sana meydan okuyorum." diye Lo'ak çocuğun üzerine doğru tehdit edercesine bir adım attı. Kimse konuşmaya fırsat olmadan Neteyam, Lo'ak'ın kolundan tuttu ve benim olduğum tarafa doğru itti.

"Hey kardeşim sakin ol biraz." Lo'ak gruba öfkeyle bakıyordu. Kolundan nazikçe tutup ordan ayrılmak için yürümeye başladım. Lo'ak onlara bakmayı bırakıp benimle birlikte yürümeye başladı.

Duyduğumuz alaycı tondaki gülme sesiyle Lo'ak kolunu yavaşça çekti ve bir anda onlara doğru dönüp hızla yanlarına gitti.

"Hey biliyorum beş parmağımız var, ucubeyiz. Ama ne yapabileceklerini göstermemi ister misin?" Diye sordu Lo'ak. Ao'nung tamamıyla merak içerisinde Lo'ak'ın eline odaklanmıştı. "Onların bu şekilde katlarsın ve sonra şöyle yaparsın" Lo'ak Ao'nung'un  yüzüne arka arkaya üç kere yumruk attı. Onu biraz dağıtmıştı. Onlar dövüşmeye başlamadan önce ayağa kalktı ve Lo'ak'a tısladı. Neteyam da daha fazla dayanamayarak kavgaya katıldı. "İşler daha da karışmadan gitsek iyi olur." dedim Kiri'ye. 

Birlikte kulübeye doğru giderken Kiri Tuk'un yanına gideceğini ve onu da alıp döneceğini söylemişti.

Kulübeye girdiğimde Neytiri bana doğru döndü. Beni görmesiyle yüz ifadesinde bariz bir değişim oluştu ve hızlıca yanıma yürüdü. "Hey sorun ne canım kızım?" Yavaşça kafamı kaldırıp ona baktım. sanırım tüm annelerde bu içgüdülerden vardı.

"Babamla hiç tartışmaya girdin mi?" sorduğum soruyla annemin yüzünde bir tebessüm oluştu.

"Babanı ilk gördüğümde onu neredeyse öldürüyordum. Az kalsın kafasından vuracaktım. Ancak umudumu korudum. Tüm kısa  tartışmalarımızda ona aptal dedim, çünkü onu sevmiştim." Bu anlattıkları beni umutlandırmıştı.

OCEAN EYES~Ao'nung (çeviri kitabıdır)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin