Buğra'dan...
Kızın saçını bıraktıktan sonra Serdar ve diğerlerinin yanına gittim. Banka oturduktan sonra herkes bana neden böyle yaptığımı sordu. Ne cevap verebilirdim ki? İşime karışılmasından her zaman nefret etmiştim. Bunu yapanın bir kız olmasını da umursamazdım.
Kıza baktığımda, saçları yüzünü kapatır şekilde yerde oturuyordu. Bir kaç dakika sonra inilti sesleri çıkmıştı.
"Buğra," dedi Serdar umursamaz bir sesle. "Kız ağlıyor galiba."
Serdar'a dönüp sert bir bakış attım. "Ne yapabilirim?"
"Dostum, sinirlerine hakim olmayı yakın zamanda öğrenmen lazım."
"Her neyse." Deyip konuyu geçiştirdim.
Tekrar kıza döndüğümde, saçlarını geri atıp ayağı kalktı. Kısa bir süre içinde elini cebine atıp sigara aldı ve yaktı. En azından cahil değildi, sigarayı içine çekebiliyordu. Bu haline dudaklarımı kıvırtarak güldüm.
Kızda bir terslik vardı. Elleri titriyordu ve sağa sola sallanmaya başlamıştı. Gözümü ondan çekip parkın az ilerisinde buraya doğru gelen Poyraz Eser'e diktim. Kızı gördükten sonra ona koşmaya başlamıştı.
Poyraz kızın yanına geldiği an kızın elindeki sigara kendisiyle beraber yere düştü. Poyraz Eser son anda kızın kafasını tutarak yere vurmasını engellemişti.
Çok geçmeden kızı kucağına aldı ve bir banka oturup kızın kafasını dizine koydu. "Sidra, uyan güzelim."
Serdar'a dönüp "Sidra'nın anlamı ne lan?" Diye sordum.
"Ben ne bileyim olum. Daha kendi ismimin anlamını bilmiyorum." Ee haklıydı doğal olarak.
"Allah ve hazreti Muhammed'in konuşma yapacakları sırada, peygamber efendimizin gözleri nurdan kör olmasın diye aralarına bir perde konmuş. Perdenin adı Sidra." Dedi Serdar'ın yan tarafındaki kız. Yüzümü buruşturup ayağı kalktım ve Poyras Eser'in yanına ilerledim.
Tam yanlarına gittiğim sırada kız Eser'e "Seni çok seviyorum." Demişti.
Eser'in kulağına eğilip "Bu kızla ablamı mı aldatıyorsun ulan sen?" Dedim sessizce.
"Buğra git işine, konuşacağız seninle sonra." Dedi aynı sessizlikle.
Bizimkilere dönüp kaş göz işareti yaptım. Serdar birşey demeye çalışıyordu ve bende anlamıyordum. Dudaklarından dökülen kelimelere dikkatlice odaklansam da anlamamıştım. Tekrar Eser ve kıza döndüğüm zaman kız uyanmış bana tip tip bakıyordu. Sonra ise Eser'e dönüp "Fazla sigara içtim, onu, bunu, şunu özledim." Gibi şeyler deyip sustu. Pek aldırış etmemiştim.
"Tamam, kalkalım o halde." Dedi Eser kıza bakarak.
Kız kalktıktan sonra Eser bana dönüp "Seninle sonra konuşacağız delikanlı." Dedi.
Kafamla onaylayıp "Konuşuruz Eser bey." Dedim.
Onlar yavaş yavaş ortamdan ayrılırken bende olabildiğim en ağır şekilde bizimkilerin yanına yürüdüm.
Düşündüğüm tek şey bu kızın kim olduğuydu.
Sidra'dan...
Dün abimle eve gelir gelmez duşa girip uyumuştum. Her ne kadar okula gitmek istemesem de abim için gidecektim.
Çalan alarmı kapatıp abimin odasına giriş yaptım.
"Uyan koca oğlan," bir yandan abimi dürtüyor diğer yandan da saçını okşuyordum. "Beni yeni okuluma bırakacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı •
Teen FictionOn yedisine yeni girecek bir kız ve yeni yaşında yaşayacağı sürprizler. Küçüklüğünden beri yaşadığı şehrinden ayrılmak onu bir hayli üzecek... Peki ya sonra? Taşındığı için mutlu olabilecek mi? Sidra'nın öyküsüne hoş geldiniz...