"Emin misin? Belki Caner değildir?" Dedi abimin hemen arkasındaki. Muhtemelen Anıl olan bu kişiydi.
"Ya, eminim." Buğra'nın sesi sert ama az çıkıyordu. "Ondan başkası olamaz."
"O adam yurt dışına gitmemiş miydi anasını satayım!" Abim sinirden elini hemen yan tarafındaki duvara vurdu. Ardından diğer elini cebine atarak telefonunu çıkardı.
"Ebru'yu aradınmı hiç?" Abimin arkasındaki konuştu tekrar. Buğra kafasını olumsuz anlamda salladı. "Anlaşıldı." Kısa bir sessizlikten sonra, "Kardeşim sen Ebru'yu ara bende Caner'i ararım." dedi.
Heyecan ve korkuyla bütün olup bitenleri izliyordum. Her ne kadar tam tanımasam da, Ebru ablaya birşey olmasından korkuyordum.
Kafamı Buğra'ya çevirdim. Yere bakıyordu ve çok düşünceli gözüküyordu. Elimi omzuna koydum. Kafasını kaldırarak önce omzuna koyduğum elime, sonra ise bana baktı. Hemen ardından omzunu silkti. Elimi çekmedim. "Sakin ol," Dedim cılız çıkan sesimle. "Ebru abla bulunacak."
Derin bir nefes alarak dışarıya tekrar geri üfledi.
"Sidra eve gitmeni istiyorum."
"Gitmek istemiyorum." Dedim abime karşı gelerek. "Burada duracağım."
Abim ofladı. "Hey, Caner'in telefonu çalıyor." Anıl konuştu. Elindeki telefonun sesini açtı dinlememiz için. Fazla sürmeden telefondan ses yükseldi.
"Vay," Telefondaki ses şaşırmış gibiydi. "Düşmanım beri arıyor. Sevinmeli miyim?"
"Neredesin sen?" Dedi Anıl telefonun diğer ucundaki adama.
"Seni neden ilgilendiriyor? Çok mu özledin Anıl'cık?"
"He anasını satayım çok özledik. Tahmin edemezsin!"
"Hey, hey, hey. Sakin ol Anıl'cık."
Abimin sinirden çenesi titriyordu. "Lan neredesin!" diye bağırdı aniden.
"Vay be, bugün daha ne kadar şaşırabilirim? Eser'de mi orada?"
"Soruya cevap ver."
"Hala yurt dışındayım." Abim sessiz bir küfür savurdu. Anıl telefonu kapatıp cebine geri koydu.
"Ebru'ya ulaşabiliyor musun?" Anıl bunu abime sormuştu.
"Telefonu çalıyor fakat açmıyor." Abim önce Buğra'ya sonra da bana döndü. "Sidra eve," Ona anlamsızca baktım. "Hemen." Sesini yükseltti.
"Aptal mısın ya? Buradan eve tek başıma nasıl gideyim!" Abim yine yersiz şekilde bana patlıyordu ve ben bundan gerçekten bıkmıştım.
"Ben onu bırakırım. Sen Ebru'yu aramaya devam et. Tekrar buraya geleceğim."
Buğra kolumdan tutarak beni evin dışına sürüklemeye başladığı zaman sesimi çıkartmadım. Evden çıkıp arabaya doğru ilerlerken arabayı açmıştı bile.
Düşünmeden hızlıca kapıyı açarak içine bindim. Buğra'da hemen ardımdan bindi. "Korkuyorsun." Dedim. Sesim çatallı çıktığı için öksürme gereği duydum.
"Korkmuyorum."
"Hayır korkuyorsun." Dedim kaşlarımı çatarak.
"Korkmuyorum küçük budala. Kes sesini artık."
"Ama korkuyorsun."
"Sidra, sus artık. Tamam mı? Sus." Nefesini hızlı ve sesli dışarıya üfledi.
"Sen gerçekten korkuyorsun." Dedim emin çıkan sesimle.
"Kahretsin! Ulan korkuyorum! Evet korkuyorum tamam mı? Kapa çeneni artık Sidra!" Bir anlığına gözlerim irileşti. Bu sırada arabayı çalıştırmış, gaza basıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı •
Ficção AdolescenteOn yedisine yeni girecek bir kız ve yeni yaşında yaşayacağı sürprizler. Küçüklüğünden beri yaşadığı şehrinden ayrılmak onu bir hayli üzecek... Peki ya sonra? Taşındığı için mutlu olabilecek mi? Sidra'nın öyküsüne hoş geldiniz...