1 - Adın ne senin?

9.4K 969 1K
                                    


Selamlar, mükemmel bir kurgu ile karşınızdayım.

Yıldız sönük kalmasın diyerek bölüme geçiş yapmak istiyorum.

iyi okumalar, ☙

・・・

"Sikeyim ya, kaç dakikam kaldı?" yorgunluk konuşurken, nefes nefese kalmış ve koşmayı bırakıp az da olsun soluklanmıştım. "En fazla on dakika. Bak sınırdasın oğlum, götüne motor mu sokarsın naparsın bilmem ama uç buraya." Jimin'den yediğim sitem az da olsa beni kendime getirirken, telefonun suratıma kapanması bir olmuştu.

Oflayıp, elimde tuttuğum telefonu cebime atmış ve tabana kuvvet diyerek atılmıştım yola. Gözüm trafik ışıklarında gezinirken, hâlen daha yeşil ışık yanmıyordu.

Geçen araçlarda göz gezdirdip, kendimi yola attım. Bu gün de devamsız yazılırsam, kesinlikle ve kesinlikle.. okul hayatım sonlanacaktı. Zaten iki yıl üst üste sınıfta kalmam yetmiyormuş gibi bir de uyuya kalmıştım. Yutkundum. Hızla haraket eden arabaların aralarında kayıp giderken öleceğimi düşünmek aklımın ucuna bile gelmemişti.

Yaşlı teyzeler bana bağırıyor, ancak benim kulağımda yalnızca okula gittiğim anda işiteceğim azar yankılıyordu.

Sağ sağlim karşıya geçtiğimde demirlerin üzerinden atlayıp tekrardan koşmaya devam ettim. Annem cidden okula en uzak evi tutarak beni sınamıştı.

Kısıtlı zamanım daralırken, sonunda okula varmıştım. Garip bir sessizlik hakimdi her yerde. Kaşlarım çatılırken, ağzımdan kaçan küfüre mani olamadım. Derse başlamış olamazlardı, değil mi? Yüzümde ki dehşet kendisini belli ederken, "hayır, hayır, hayır," diye hayıflanarak okulun giriş kısmına koştum.

Güvenlik ortada gözükmezken, kapıyı açıp hızla girdim içeri. "Lanet olsun!" Diye sesimi kısık tutmaya çalışarak isyan ettim. Sınıfım dördündü katta iken, hızlı hızlı tırmandım basamakları. Öğretmenleri sesi bile duyulmazken içime doğan kötü his ile duraksadım. Nedense yapmamam gereken bir şey yapmışım gibi hissediyordum. Bir adım daha attığımda, duyduğum silah sesi tüm algımı yitirmeye yetmişti.

Resmen kal gelmişti. Silah sesinin ardından duyduğum çığlık sesi beni sarsarken, yeni yeni fark ediyordum duvarda ki kan lekelerini.

Sınıftan dışarı atılan bedenle kanım dondu. O bedenin ardından, sigarasını içen bir adam çıktı. Otuzlarını geçkin gibi, kavruk tenli birisiydi. İçtiği sigaradan bir duman almış ve bedene bir tur daha ateş etmişti. Yüzüne sıçrayan kanlar umruna bile gelmezken, bacaklarım boşalmış ve kendimi bir anda yerde bulmuştum..

Dehşetle aralanmıştı gözlerim. Her an ağlayabilirdim bile..

Bu haraketim esmer adamın beni fark etmesini sağlamıştı. Bakışları bana döndüğünde gözlerimi yere indirdim. Yutkundum bir kez daha. Adım sesleri yaklaşırken sıkıca yumdum gözlerimi.

Anneme son kez seni seviyorum demeden ölecektim. Daha yapmak istediğim o kadar çok şey vardı ki.. ölemezdim.

Esmer adam hemen önümde durduğunda, bakışlarımı ona çıkarmak veya arkasında ki cesette tutmak istemiyordum.

Beni öldüreceğini düşünüp tanrıya son duamı etmeye başladım. Ancak beklemediğim bir anda, çenemi kaldırmış ve gözgöze gelmemizi sağlamıştı.

"Bir kaçağımız var." Çenemde duran parmakları giydiğim montun yakasına iliştiğinde, beni sertçe tutmuş, üstelik hiç zorlanmadan bedenimi oturduğum zeminden kaldırmıştı.

sinner's heart ∣ 'tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin