Güvenli evde savcının dediği gibi iki polis memuru onları karşılamıştı. Yirmi dört saat geçmek üzereydi geldiklerinden beri. Şehir merkezinden uzakta, iki katlı, genişçe bahçesi olan bir evdi.
Sadi üst katta kendisine verilen odada uzanırken Songül bahçedeki hamağa oturmuş Sadi ile arabada yaptığı konuşmayı düşünüyordu. Sadi'yi o âna götürdüğü için kızıyordu kendine. Arabadan indiklerinde Sadi hemen üst kata çıkmıştı. Akşam yemeği vakti gelene kadar çıkmamıştı odadan. Yemek vakti geldiğinde de Songül yukarı çıkmak istememiş, bahçede tek başına yemişti. İki yol arkadaşı arabadan indiklerinden beri göz göze gelmemişti yani.
Songül tüm geceyi sarıldığı battaniye ile hamağın üstünde geçirmişti. Alışık olmadığı bir şekilde sürekli bölünen uykusuna sebep aramadı o gece. Heyecanındandı çünkü biliyordu. O gece deliksiz uykuya hasret kalmakta yalnız değildi ama. Geldiğinden beri denk düşemediği bir çift mavi göz de tüm geceyi ayakta geçirmişti.
Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı. Sadi odayı havalandırmak için camı açtığında hamakta sallanan Songül'ü gördü. Üstünü değiştirip aşağıya indi.
Songül yine derin derin düşüncelere dalmıştı. İyice yakınına gelene kadar fark etmedi Sadi'yi.
-Komserim... Rahatsız etmiyorum dimi?
-Yok, dalmışım fark etmedim geldiğini.
-Siz...
-Sen.
-Efendim?
-Sizli bizli konuşmayalım ağzımız alışsın dedik ya hani.
-Evet, doğru.
Sadi arka taraftaki sandalyeyi işaret etti.
-Şöyle otursam rahatsız olmazsın dimi?
-Sorun yok, otur.
Sadi sandalyeyi hamağın karşısına çekip oturdu. Songül de hamağın üstünde daha oturur bir hâl aldı.
-Sen tüm gece burda mıydın?
-Evet, temiz hava iyi geldi. Oturunca kalkamadım.
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından ikisi de aynı anda lafa atıldı.
-Önce ben söylesem olur mu Sadi?
Sadi bir an duraksadı
-Ne oldu.
-Hiç. Öyle birden Sadi diyince boş bulundum.
Hoşuna gitmişti duyduğu şey. Yavaş yavaş Emin'den ayrılıp Sadi oluyordu. Bu yoldaki en büyük destekçisinin kim olacağı da çoktan belliydi. Sadece zaman gerekliydi bunu fark edebilmesi için.
-Tabi buyur.
-Ben...
Yutkundu Songül
-Arabada söylediğim şey dert oldu bana. Hatırlatmak istemezdim. Ben öyle çenemi tutamıyorum bazen sen söylediklerimi ciddiye alma.
-Sorun yok komserim. Ben anladım seni. Hem senin hatırlatman için önce benim unutmam gerekir.
Songül Sadi'nin gözlerindeki burukluğu görebiliyordu. Konuyu daha fazla uzatıp canını sıkmak istemedi. Zaten ikisinin üstünde de bir hüzün vardı. Bazı bitişlerin ve bazı başlangıçların hüznü...
...
Güvenli evdeki üçüncü günlerindeydiler. Mazlum müdür Songül'ü arayıp 7Emin'in ölüm operasyonun planladıkları gibi gittiğini, savcının ertesi gün yanlarına geleceğini söylemişti. Hamaktaki sohbetin ardından 3 gün boyunca Sadi ve Songül evin içinde sadece yemeklerde denk geldiler. İkisi de evin içinde bir köşeye çekilip düşüncelere dalıyordu. Durağan geçen bu üç gün ikisinin de neyin içinde olduklarını anlamalarını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meftun
FanfictionSadi ve Songül'ün hikayesini en başından kendimce ekleme ve çıkarma yaparak yazdığım bir derleme olacak Meftun. Nereye kadar gider, nerde biter bilmiyorum. Akışında, keyifli şeyler yazmak istiyorum sadece. Güzel şeyler çıkar umarım. Keyifli okumalar...