"James yanağını dürtsende uyanmayacak." Severus önce kısık bir ses duydu, duyuları yavaş yavaş açılırken yanağında küçük dokunuşlar hissetti.
"En azından ateşi düşmüş." dediğini duydu Severus James'ın, kaşları oynadı. "Uyanıyor!" dedi James heyecanla, Severus yüzünde sıcak bir nefes hissettiğinde yavaş yavaş gözlerini açtı ve obsidyenler elalarla buluştu. James Potter hayatında gördüğü en ışıltılı sırıtışla ona bakıyordu.
"Günaydın yılancık."
"Aptal aslancık." dedi boğazının gerisinden kısıkça, gözlüklü gencin gözleri önce kocaman açıldı, sonrasında yüzüne mümkünmüş gibi daha büyük bir gülümseme yerleşti, Severus kalbinin sıcaklıkla hafiflediğini hissetti.
Hayatında yıllar sonra ilk kez, uyandığında gülümsüyordu.
"Severus! Sonunda uyandın, ben madama haber verip geliyorum." Remus aceleyle yerinden kalkıp ofise ilerlerken kapıdan Peter girdi ve kuzgunu uyanık gördüğünde heyecanla yerinde zıplayıp arkadaşlarına ilerledi.
"Günaydın Snape! İşte, hemen birkaç birşey ye, yarım gündür uyuyorsun!" Sirius arkadaşının elindeki keki kendisi aldı.
"Şuan bir şey yemese daha iyi Pete, biliyorsun Pomfrey sadece çorba dedi." Peter'ın yüzü asıldı.
"Bunlar yeni tarifimdendi."
"Vaoh! Bende neden daha farklı diyordum." Severus sarışına teşekkür edercesine başını salladı.
"Daha sonra tadına bakacağım Pettigrew."
"Harika, uyanmışsınız Mr. Snape." Madam Pomfrey solgun alnına avucunu dayayıp ateşine baktı. "Harika, birkaç kontrol büyüsü yapacağım ve sonra akşam yemeğine inebileceğine eminim." Severus sadece başını salladı, James nazikçe belinden tutup doğrulmasına yardımcı olurken güçsüzlükle Gryffindor'un kollarına tutundu.
"Bir yerinde ağrın mı var?" dedi yüzünü buruşturduğunu gören kumral genç.
"Ayak bileği zedelenmiş." dedi Madam Pomfrey.
"Merlin, şuna bak, mosmor olmuş!" dedi James sıcak elleriyle bileğini incelerken, Severus temasla rahat bir nefes almadan edemedi, artık o kadar da üşümüyordu.
Bir ara ona sarılmasını falan istemeliydi.
"Bileğine her gün iki kez merhemi sür, bunun haricinde bu iksiri kahvaltıdan sonra iç." Severus başını sallayıp ona uzatılan iki şişeye uzanacağı sırada Remus onları onun yerine aldı ve ona yumuşakça gülümsedi.
Severus şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı, ne zamandır çapulcularla bu kadar yakındı?
"Bella cadısı gelip seni elimden almadan buradan kaçmalıyız Sev, hadi gidelim." dedi James onu yataktan nazikçe çekerken, Severus kendisini birden kaslı kollarda bulduğunda şaşkınlıkla ciyakladı.
"Bırak beni Potter, yürüyebilirim!"
"Ne, yine Potter mı oldum yani?"
"Beni bırakmazsan evet!"
"Olmaz, düşerken bileğini incitmişsin, bugün böyle."
"Büyük salona böyle girmeyeceğim, bırak beni!" James onu daha sıkı tuttuğunda Severus derin bir nefes aldı ve yorgunlukla başını geniş omuza yasladı, her neyse, en azından Gryffindor sıcacıktı.
Severus yavaş yavaş bilincinin kapandığını hissederken sesler uğultulandı ve sonunda tamamen uyuyakaldı.
James kucağında öylece uyuyakalan kuzguna gülümsedi, kokladığı tek şey okyanus esintisiydi, Slytherin sanırım okyanus kokulu bir duş jeli kullanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raxerai | Snames
FantasyHer şey 'O Ağaç' ile başladı, James gece gizlice gölün yanındaki rastgele bir ağacın altına oturdu ve birden ağacın diğer tarafında gerçek Severus Snape'i tanıdı. Raxeria pencereden giren güneş ışığının odada oluşturduğu gölgeler ve desenlerdir. Rax...