"KAÇIN! KAÇIN ÖLÜM YİYENLEEEER!"
Severus etrafına baktı ve ateş gördü, kan, havada uçuşan yeşil büyüler ve patlatılan binalar. Kolundan çekildi, James Potter ile yüz yüze geldi ve elalar ona güvenle parıldadı.
Sonra bir ayak sesi duydu kulakları, başını çevirdi ve yeşil büyü onlara çarptı.
Severus nefes nefese yatağında doğruldu ve elini alnına koydu, bu da neydi?
"Hah, kahretsin, neresiydi orası?" dedi anımsamaya çalışırken ama bir türlü anımsayamadı, sinir ve korku karışımı bir ifadeyle yatağından kalktı ve soğuk bir duşa girdi, kendine gelmeliydi.
Bu Prince kanından olanlar için bir hediyeydi, kahinlik kanı asırlar önce kanlarına karıştığından beri seçilmiş Prince torunları on beşinci yaşlarından itibaren bu rüyaları görmeye başlardı, en azından annesi ona böyle anlatmıştı.
Severus daha on beşine girmemişti bile!
..................
"Potter, iyi olduğuna emin misin?" dedi Severus sessizce.
"Tabii ki, neden?" dedi James gözaltındaki koca torbalar, gözünün içindeki kızarıklıklar ve solgun bir ciltle.
Acaba neden?
Severus kahvaltıda sadece Peter ve James'i görünce şaşırmıştı, bilirsiniz, bunlar çapulculardı. Onları ayrı görmek ineklerin havada takla atmasıyla aynı ihtimale sahipti!
Onu en çok endişelendiren ise ikisinin de yüzündeki yorgunluk ve solgun tendi.
Gece ne yapmışlardı bu aslanlar?
"Bilirsin, şuan bir zombi gibi görünüyorsun." dedi Severus onu işaret parmağıyla işaret ederken, James ona gülümsedi.
"Öyle mi? Zombi filmlerini sever misin?" Severus alakasız soruya kaşlarını kaldırdı.
"Genelde pek film izlemem ama sanırım evet, sürükleyiciler."
"Bir gün gideriz belki." dedi James masaya yasladığı kollarına kafasını koyup ona bakarken, Severus tereddütle başını salladı.
"Bu kadar yorgunsan odana gidip uyusana." dedi tüy kalemini mürekkebe batırıp önüne dönerken, kahvaltıdan sonra kütüphane için kapıya yöneldiğinde Gryffindor uyukladığı masadan birden fırlamış ve ona doğru çılgınca koşmuştu.
Etraflarındaki herkes bu gürültülü ve ani harekete şaşırsa da Severus umursamaz davrandı çünkü beraber vakit geçirdikleri bir ay boyunca bu ani hareketlere alışmıştı, Potter'ın hızlı refleksleri vardı ve bazen bu hızlı refleksler onda büyük bir irkilmeye sebep olsa da çoğunlukla evet, alışmıştı. Profesörler dahil tüm büyük salonun bakışları altında ikili büyük kapıdan çıktı.
"Olmaz."
"Hm, neden?" dedi dalgınca sihir tarihi ödevinin yeni paragrafına geçerken, bu dersi sevmiyordu ama iyi bir yıl sonu notu istiyorsa yapmak zorundaydı.
"Eğer seni yalnız bırakırsam o aptal Malfoy ve yandaşları başına tüner." Severus'un eli olduğu yerde tökezledi ve mürekkep yazısından kayarak parşömeni kirletti, Severus şaşkınca yanında onu dikkatle izleyen aslana döndü.
"Ne?" dedi şaşkınlıkla, James omuz silkip yüzünü tamamen kollarına gömdü, Severus aslanın kulağındaki kızarıklığa anlam veremedi.
"Sadece yanında böyle uyuyacağım ve seni rahatsız etmeyeceğim." Severus sadece onaylayan bir mırıltıyla cevap verebildi, ne diyeceğini bilememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raxerai | Snames
FantasiaHer şey 'O Ağaç' ile başladı, James gece gizlice gölün yanındaki rastgele bir ağacın altına oturdu ve birden ağacın diğer tarafında gerçek Severus Snape'i tanıdı. Raxeria pencereden giren güneş ışığının odada oluşturduğu gölgeler ve desenlerdir. Rax...