Kaç İskele Gördüm

1.1K 32 7
                                    

HAYDİ BİSMİLLAH BAŞLIYORUZ.

Kapağı şey etmeyin halledicem skzmsozmsos

Bu güzel çiftimizin nasıl bir evlilik geçirdiğini okuyacağız bu sefer.

Bu arada en baştan söyleyeyim bu 2. Kitap eğer 1.yi okumadıysanız önce onu okuyup buna geçin.

1. Kitapta sayfamda :)

İyi okumalaar

"Kazım, daha yeni evlendik. Şimdiden benden habersiz gece kulüplerine gidiyorsan seninle nasıl bir ömür geçireceğim ben?" Gayet normal bir soruydu ama bu onu kızdırmıştı.

Elini masaya vurup ayağa kalktığında oturduğum yerden sıçradım. Üstüme gelip bileklerimi sıkıca tuttu.

"Ne zamandan beri hesap veriyorum lan ben sana!" Canımı yakıyordu. Bileklerimi sıktıkça, bağırdıkça, konuştukça... Hem fiziksel hem ruhsal olarak canımı yakıyordu. Evlilik bu kadar değiştirir miydi bir insanı?

Bağıra çağıra devam etti sözüne. Evleneli daha 2 ay olmuştu ve şimdiden çok değişmişti.

"Benimle bir ömür nasıl mı geçireceksin? Aynen bu şekilde geçireceksin Ceren. Beni severken bunları da göze aldın sen" Diyerek kalktı üstümden.

Dolu gözlerle bakıyordum ona. "Nasıl biri oldun sen? Neden değiştin Kazım? Çok mutluyduk biz"

Hızla tekrar bana yaklaştığında geriye çekilmiştim. Yüzünü yüzüme hizaladı ve tek eliyle çenemi tuttu. "Her şeye atlayıp sinirlerimi bozmazsan mutlu olmaya devam ederiz güzelim"

Bunu diyip yanağıma uzun bir öpücük bıraktı. Beni öpmesiyle gozlerimden bir damla yaş akmıştı bile.

Yüzüme baktığında akan göz yaşımı elinin tersiyle sildi. "Kes ağlamayı, Açelya ve Edalar gelecek bak mutlu ol"

Bu rahatlığı çileden çıkartacaktı beni. "Kime sordun çağırırken belki müsait değilim?" Dedim tok çıkan sesimle.

"Ah güzelim, seni çok iyi tanıyorum sen arkadaşlarına her zaman müsaitsin. Bana trip atma"

Sinirle oturduğum yerden kalkıp odamıza gittim. Kapıyı çarptım ve yatağa öylece oturdum.

Severek evlendiğim adamla ne kadar da mutsuzdum.

Çalan telefonumla gözümün daldığı yerden kafamı iki yana sallayarak kendime geldim ve telefonu açtım.

Abim arıyordu. Sesimi normal çıkartamazsam Kazım'ın içinden geçerdi kendimi toparlayıp açtım telefonu.

"Efendim abi"

"Abim, neden kötüsün sesin titriyor güzel kızım"

Bunu söylediğinde ağlamak üzereydim ama dayandım. Toparladım kendimi. "Yok, abi ben iyiyim sen nasılsın? Yengem nasıl?"

"İyiyiz güzelim, sizi soracaktım ben ama sen iyi değil gibisin boşuna saklama. Bir sorun mu var? Üzüyor mu seni?"

"Yok abi küçük bi tartışma sadece ona moralim bozuldu gereksiz birşey kafa yorma" Küçük değildi. Aksine çok büyüktü ama abime her şeyi anlatsam abim çıldırırdı.

"Kızım ben yormayacaksam sende yorma, dokunsam ağlayacaksın"

"Tamam, ben iyiyim dediğim gibi sen takma"

Abimle biraz konuşup telefonu kapattıktan sonra ağlayarak içimi boşaltmıştım.

Aşağı inmek için kapıyı açtığımda karşımda gördüm onu. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda birkaç adım geri gittim.

Bana yaklaştı ve "Gel bana" Diyerek kollarını açıp sımsıkı sarıldı.

Ona kayıtsız kalmıyordum, bu sarılmasına karşılık verip ona sarılarak ağlamaya başladım.

Saçlarımı okşayıp öpüyordu. "Özür dilerim, özür dilerim güzel karım haklıydın. Dünkü alkolün etkisindeydim affet özür dilerim"

Kollarından yavaşça çekilip yüzüne şok içinde baktım. "İçtin mi?"

"Biraz" Dedi utanarak. "Biraz mı? Etkisi hala sürüyor nasıl biraz?"

"Ya tamam biraz fazla belki, ama özür dilerim. Bir daha olmayacak, yemin ederim ki olmayacak"

"Olmaz mı?" Diye sordum masumca bakarak. Yüzümü elleri arasına aldı ve konuştu.

"Kavga da etsek, sana bağırıp çağırsam bile sana aşığım tamam mı?"

Söylediği şeye gülümsediğimde onunda yüzüne bir gülümseme oturmuştu. Bu gülümsemeyle dudaklarımızı birleştirip masum bir öpücük bıraktı.

Yeşillerini kahvelerimle buluşturduğunda tekrar gülümsedi.

"Yusuflar yoldaymış, gelirler birazdan hazırlanalım. Belki dışarı da çıkarız" Başımla onayladım onu.

Bol siyah bir paraşüt pantolon ile düz siyah salaş bir t-shirt giydim. Kazım ise gri eşofmanı ve bedenine hafif yapışan siyah t-shirti ile çok karizma görünüyordu.

Gerçi benim kocam değil mi, her hali karizma.

"Aşkım, güzel olmuş muyum?" Dedim cilveyle. Beni baştan aşağı süzüp sırıttı ve alnıma dudaklarını bastırdı.

Daha sonra kulağıma doğru yaklaştı. Sıcak nefesi boynumu sıyırıp geçerken bende kendimden geçiyordum ve bunun farkındaydı.

Beni belimden tutup kendine bastırdığında karın kaslarını en ince ayrıntısına kadar hissediyordum.

Seviyordum hissetmeyi, kol, karın, göğüs...

Yatakta da sırt zahahaha

Sapık mısın içses?

Ne sapığı kızım daha üç gün önce sırtını çiziyord-

Sus!

İyi be!

İçsesimle konuşmayı bitirdiğimde Kazım boğuk bir sesle fısıldadı kulağıma.

"Her giydiğinle, her halinle çok güzelsin. Ama bu gece bu üstündekileri ben çıkartmak istiyorum" Söylediği şeyle kızarmıştım.

"Kazım" Dedim kısık sesle.

"Ceren" Diyerek beni yatağa ittirdi ve üstüme çıktı.

"Kazım zamanı değil aşkım lütfen" Dedim.

"Konu sen isen bana zaman mekan fark etmiyor kızım. Özledim tenini, kokunu, hatta adımı inl-" Sözünü tamamlamadan susturdum onu.

"Sus! Lütfen Kazım utanıyorum" Bir elini yanağıma götürüp yavaşça yanağımı okşadı.

"Utanmanı gerektiren birşey yok güzelim. Karımsın, sana dokunurken kimseye hesap vermek zorunda değilim" Diyerek dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı tekrardan.

O sırada zil çaldı, gelmişlerdi. Sinirle gözlerini kapatıp burnundan soludu. "Sakin ol" Dedim gülmemi tutmaya çalışırken.

"Zamanlamanızı sikeyim!" Diyerek bir hışımla kalktı üstümden. Peşinden gidiyordum. "Bağırıp çağırma sakın sevişemedin diye"

"Yok ya" Kapıya gidip kapıyı açtığı gibi Açelya ve Eda üstüme atlamışlardı. "Ceren! Çok özledim seni!" Dedi Açelya.

"Bende bende sizi!" Dedim.

Yusuf, Kazım ve Kadir birbirlerine bakıyorlardı. "Selam kumalarım" Dedi Yusuf.

"Aleykümselam" Dedi Eda umursamaz tonda.

"Karımı benden önce kaptılar Yusuf'um" Dedi Kazım.

Onların bu konuşmasını umursamadan birbirimize özlem gidermeye devam ediyorduk.

İlk bölümm biraz kısa olmuş olabilir olsun :p

Yalnız kaosla girip aşk yaşayarak çıktım bölümden EKDMEPDMEODN

Yeni kitap nasıl geçer tahminleri alayımm

Feryat 2/Kazımcan Karataş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin