Bu mu aşkın yeni sürümü?

438 20 4
                                    

Kahvaltımızı yapıp masadan kalktığımızda masayı toplamaya başladık. Asel'in ağlama sesi geldiğinde yüzüm düşmüştü. "Of kızım uyanacak vakti mi buldun ya?"

"Sen işine bak hayatım ben ilgilenirim" Diyerek üst kata çıktı. İşine geliyordu tabi. Çok tatlı baba olmuştu ya.

Mutfağı toplayıp oturma odasına oturdum. Uykum vardı. Annelik böyle bir şey miydi ya?

Mutfaktan çıktığımda Kazım hala ortada yoktu. Asel'le ilgileniyordu büyük ihtimal. Onlara dokunmadan televizyon izlemeye başladım. Kızımızı sevmesi, ilgilenmesi güzel bir şeydi. Onları baş başa bıraktım.

(Kazımcan)

Kucağımda yatan miniğimi izleyip uzaktan uzaktan mis kokusunu çekiyordum içime. Öpmek istiyordum fakat öpemeyeceğim kadar küçücüktü.

Sürekli konuşuyordum onunla. Yalnız hissetmesine izin vermiyordum. Hayatının her anında yanında ona aşık bi babasının olduğunu bilsin istiyordum.

"Güzelim benim, çok seviyorum seni" Diyerek tekrar çektim kokusunu içime. "Sana söz veriyorum iyi kötü her anında senin yanında olacağım. Kimse sevmese ben seveceğim seni" Diye fısıldadım kulağına.

Kıpırdanmaya ve sesi çıkmaya başladığında gülümsedim ve hafifçe salladım kucağımda. Durulmuştu.

Elleri ayakları küçücüktü. Sürekli uyuyordu. Bir an önce büyümesini, onunla daha çok vakit geçirebilmeyi istiyordum.

(Ceren)

Asel'in odasının kapısında durmuş, gülümseyerek Kazım ve Asel'i izliyordum.

Kendisine aşıktım, babalığına ayrı olarak aşık olmuştum.

Yavaş adımlarla odaya girip onlara yaklaştığımda başını kaldırarak yüzüme baktı. Ona gülümseyerek yanına oturdum ve tek koluna sarılarak başımı omuzuna yatırdım.

Saçlarıma uzun bir öpücük bıraktıktan sonra tekrar Asel'e yaklaştı ve bana bakarak konuştu. "Bir sana, birde annene aşığım güzel kızım"

Söylediği şeyle yüzüm gülmüştü. Tekrar doğrulduğunda başımı omuzuna tekrar yasladım.

Ne kadar güzeldi değil mi? Sevdiğim adam, ben ve kızımız...

Yıllar önce düşünmüştüm bu anı. Acaba kız babası olsa nasıl olurdu diye. Hayal edilemeyecek kadar güzel bi babaydı.

"Ayrıldığımızda o kadar emindim ki tamamen bittiğine Kazımcan" Beni dinlediğini anladığımda devam ettim sözüme. "O kadar emindim ki bir daha barışmayacağımıza, ileride başkalarıyla evlenip mutlu olacağımızı düşünmüştüm ben"

"Orda dur küçük hanım. Ne olursa olsun ne gönlünü almadan seni bırakırım ne de başkasına yar olmana izin veririm. Ki vermedim de bak çocuğumuzu tutuyorum kucağımda"

Başımı kaldırdığımda yüz yüze gelmiştik. Gülümsedim. "İyi ki girdin hayatıma. Hiç çıkma olur mu?" Dediğimde dudaklarımızı birleştirip kısa süreli bir öpücük bıraktı.

"Abine söylediğim gibi, seni benden ancak ölüm ayırır. Aksi takdirde bir an bırakmam yakanı"

Elini tuttum. "Bırakma zaten. Beni, Asel'i hiç bırakma. Hep kal yanımızda" Ellerimize baktı ve elini tuttuğum elimin üstüne uzun bi öpücük bıraktı.

"Bırakmam" Dedi ve beni de göğüsüne yatırdı. Huzurla kızımı izliyordum.

Bütün günü beraber geçirdikten sonra nihayet Asel'i uyutabilmiştim. Asel'i uyutup yatak odasına geçtiğimde odanın balkonunda tek başına oturduğunu görüp yanına gittim.

Feryat 2/Kazımcan Karataş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin