Herkes gittiğinde yine baş başa kalmıştık. Kocam, kızım ve ben...
Yanımdan bir saniye ayrılmıyordu. Sürekli karnımı okşuyor ve kızımızla konuşuyordu. "Kurban olurum babam sana. Güzel kızım benim, prensesim"
O kızımızı severken ben başımı koltuğa yaslamış güzel yüzünü inceliyordum.
Bu adamın genlerini taşıyan çocuğun taş gibi olmama ihtimali 0.
Göz göze geldiğimizde dudaklarıma kısa süreli bi öpücük bıraktı. "Gidip uyuyalım. Uykunu güzel alman gerek senin"
"Sende uyuyacaksın ama yanımda"
"Tabi uyurum yalnız bırakır mıyım seni" Diyerek yanağımdan öptü ve yürümeme yardımcı olarak yatak odasına götürdü beni.
Üstümü değiştirip yatağa yattım. Hamilelik çok zordu. Hareket edemiyordum, sürekli belim ağrıyordu, rahat yatamıyordum. Ama bunların sonucunda kızımı kucağıma alacaktım. Hepsine değerdi.
(Kazımcan)
Karıma sarılarak uyuduğum gecenin sabahı onu uyandırmamaya dikkat ederek yavaşça kalktım yataktan.
Gri eşofman ve siyah t-shirt giyip spor çantamı aldım ve odadan çıkmadan önce karıma dönüp baktım.
Melek gibi uyuyordu. Hamilelik zamanı aldığı kilolar yanaklarına yansımıştı fakat bu onu çok tatlı gösteriyordu.
Yanına yaklaşıp onu uyandırmamaya dikkat ederek tüy kadar hafif bi öpücük bıraktım boynuyla yanağı arasına. Daha sonra ise antrenman için çıktım.
(Ceren)
Karnımın verdiği ağırlıkla zar zor doğruldum yataktan. Yanıma baktığımda Kazım yoktu.
Çalan telefonuma baktığımda kocaman gülümseyerek telefonu açtım. "Alo, kocacım"
"Günaydın karıcım" Dedi mutluluk dolu bir sesle. "Günaydın" Dedim.
"İyi misin? Ağrın sancın var mı?"
"Yok, iyiyim"
"Canının istediği bir şey var mı?"
"Ya şey var aslında"
"Söyle güzelim. Söyle getireyim"
"Film gecesi yaparken yediğimiz çikolata varya, ondan işte. Birde kinder pingui" Görmesem bile şuan gülümsediğini biliyordum.
"Tamam güzelim benim. Bir saat içinde evde olacağım getireceğim istediklerini. Ağrın olursa haber ver hemen tamam mı?"
"Tamam hayatım. Kolay gelsin"
"Teşekkür ederim güzel karım benim" Vedalaşarak telefonu kapattık. Yüzümde kocaman gülümsemeyle tekrar yattım yatağa.
(Kazımcan)
"Beyler, iyi bakın kendinize ben gidiyorum" Dedim çocuklara.
"Kazım, kardeşimle yiğenime dikkat et olur mu. Hazal'ı alıp geleceğiz ilk fırsatta" Dedi Barış. Ceren'e olan korumacılığı ve sevgisi hiç eksilmemişti.
"Aklın kalmasın Barış, çok iyi bakıyorum ikisine de" Dediğimde yüzü gülmüştü. "Kazo hemen mi gidiyorsun ya?" Diye sordu Yunus.
"Gitmem gerek Ceren evde tek başına" Piç gülüşü takınıp dizine vurdu elini. "Biraz daha otursaydın"
"Yavaş ol lan o benim" Diye araya girdi Yusuf. "Lan kafayı yemişsiniz siz" Dediğimde hepsi gülmüştü. "Kazım aşkım ben mi Yunus mu?" Dedi Yusuf cilveyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feryat 2/Kazımcan Karataş
Fanfic"Kazım, daha yeni evlendik. Şimdiden benden habersiz gece kulüplerine gidiyorsan seninle nasıl bir ömür geçireceğim ben?" Gayet normal bir soruydu ama bu onu kızdırmıştı. Elini masaya vurup ayağa kalktığında oturduğum yerden sıçradım. Üstüme gelip b...