Peter yerde biriken karlara bata çıka ilerlerken arkasından onu takip eden Minho'yu görmezden geliyordu. Yüzüne doğru vuran rüzgar ve karlar pelerinini uçuracak kadar güçlüyken yaptığı birkaç büyüyle onları korumaya çalışmıştı.Koruyucusu Rayray boynuna yakın bir yerde dolanıyor ve havadan etkilenmemek için küçülebildiği kadar küçülüyordu. Peter'ın dudakları titremeye başlarken attığı adımın kaymasıyla kendini karın içinde bulmuştu.
"Kahretsin!" diyerek titreyen vücudu ile yerden kalkmaya çalışan Peter olduğu yerde daha da batmıştı. Birkaç kısık küfürden sonra pelerinin boyun kısmından çekilerek yukarı kalkan bedeniyle cadı gözlerini şokla açmıştı. "Ananı sikeyim."
İki ayağının üstüne bırakıldığı an arkasını dönen cadı kırmızı siyah pullara sahip ejderhanın sivri gözleri ile göz göze gelmişti. Ejderha homurdanıp burnuyla cadıyı kanatlarının altına iterken Peter şaşkınlıkla konuştu. "Minho? Bu sen misin?"
Ejderha, kanatlarının altına aldığı cadıyı onaylamak için gözlerini kapatıp açarken Peter hayranlıkla onun pullarını inceliyordu. "Vay canına, ilk kez bir ejderha görüyorum."
Peter bu dediğine kendince gülüp başını iki yana salladıktan sonra altında kaldığı kanatların vücuduna verdiği tuhaf ısıyla ilerlemeye devam etti. Kar fırtısına şimdi Peter'a ulaşamıyordu.
Cadı, devasa yaratıkla beraber ormanın derinlerine ilerlerken koruyucusunun zihnine fısıldamasıyla duraksadı. "Burada, karların altına bak Pete."
Peter, birden yaratığın kanatları altından çıktı ve kar onu yavaşlatsa bile hızlı adımlarla ağacın altına ilerledi. Minho onun bu aceleci tavrıyla ejderha formundan çıkarken arkasından onu takip etti. "Neler oluyor, Peter?"
Cadı onu duymamazlıktan gelip yere çökerken deri eldivenlerini çıkarmadan karları kazmaya başladı. Minho kaşlarını çatarak Peter'a yaklaşırken çocuğun kızaran yanaklarına ve burnuna baktı. Dayanamayıp yere çökerken cadının şaşkın bakışları altında o da karları kenara çekmeye başladı.
Peter üstündeki şaşkınlığı hızlıca attı. Minho'nun da yardımıyla kısa sürede karların altındaki çiçeğe ulaştı. "Sonunda buldum seni." diye güldükten sonra Peter ellerini kardan temizlenen toprağa koydu.
Boynunda dolanıp duran koruyucu cadının ensesine ilerleyip örümcek dövmesinin üstüne yerleşti ve cadıyla bir bütün oldu. Peter'ın gözlerinin beyazı amamen maviye dönerken Minho fark etmeden nefesini tutmuştu.
Rüzgarın uğultusunun olduğu ormanda şimdi Peter'ın kadim dilden söylediği sözler yankı yapıyordu.
Minho'nun tüyleri diken diken olurken gri saçları Peter'ın artan sesi sayesinde daha da hızlanan rüzgarla görüş mesafesini kapatıyordu.
Birkaç saniye sonra Peter'ın bulduğu çiçek köküyle beraber topraktan ayrılırken havada yükselmiş ve şeffaf bir kürenin içine hapsolmuştu.
Rayray'in dövmeden ayrılmasıyla Peter'ın gözleri eski hâline dönerken sevinçle ayağa kalkıp havadaki çiçeğe uzanmıştı. "Başardım! Başardık gördün mü Rayray? Sonunda çiçek bizim!"
Peter küçük bir sevinç dansı yaparken yapay bir boğaz temizleme sesiyle duraksadı. Minho ona sorgulayıcı bakışlar atan cadıya tek kaşını kaldırdı ve "Yani, artık kulene dönecek misin?" diye sordu.
Peter derin bir nefes verip beyaz havanın ağzından çıkmasına izin verdi. "Benden uzak dur."
Minho sanki komik bir şey söylemişçesine birden kahkaha attı. Onun bu hâli cadıya tuhaf gelirken ona doğru yaklaşan şekil değiştirenle bir adım geriye gitti.
"Senden uzak durmak mı? Bu saatten sonra asla." diyerek gülümsedi Minho. "Ne fena şeysin öyle. İlgimi fazlasıyla çektin, artık hep dibindeyim." bunu söylerken birkaç adım daha atıp aralarındaki mesafeyi aza indirdi. "Sen kaçtıkça seni kovalayacağım."
Peter üstüne gelen Minho ile kaşlarını çattı ve geriye doğru adımlamaya başladı. "Biz seninle olmayız, boşuna uğraşıyorsun." deyip şekil değiştireni kızdırırken bakışlarını yerde bir şey arıyormuş gibi dolandırdı. "Senin soyunu yaratan kişinin kanındanım ben, aynı yerlerde değiliz. O gururun buna nasıl izin veriyor?"
Kendisinden gittikçe uzaklaşan bedenle Minho adımlarını daha büyük atarken "Gurur kalp doyurmuyor." diye mırıldandı. Cadı kendisinden bir adım daha geriye giderken Minho onun yüzüne düşen mavi tutamı geriye atmak için elini kaldırdı.
Tam o anda Peter'ın gözleri doldu ve "Üzgünüm." dedikten sonra son adımını da arkaya attı. Minho kaşlarını çatarken Peter'ın üstüne durduğu gizli amblem parıldadı ve saniyeler sonra cadı ortadan kayboldu.
"Sikeyim."
Minho'nun havadaki eli yumruk şeklini alırken aşağıya indi. Hırsla saçını çekiştirip ormanı inletecek kadar bağırdıktan sonra sinirle kara pantere dönüştü ve ormandan hızla ayrıldı.
Peter, cadıların ormana yerleştirdiği gizli amblemler sayesinde kuleye ışınlanırken hızlıca yere çöktü. Eli sızlayan kalbine giderken hıçkırarak ağlamaya başladı. Koruyucusu boyutunu büyütüp Peter'ı omzuna üzgünce yerleşti.
Peter titreyen bacaklarıyla yerden kalkmayı başaramazken birden sırtına dolanan kollarla derin bir nefes aldı. "Sorun yok, geçti. Geçti canım, sakin ol."
Felix, dakikalar önce Sam'in dudaklarından akan kanı emerken kalbinde hissettiği sızıyla cadı formuna bürünmüş ve kendini birden ağlayan Peter'ın yanında bulmuştu.
Kollarının arasına aldığı ruh ikizinin mavi saçlarını okşarken bir yandan da sakinleşmesi için Arcel'e büyü yapmasını söylemişti.
"Onu orda reddettim Felix. Deja vu gibiydi, sözlere kadar her şey aynıydı ama bu sefer kalan ben olmadım." Peter nefesi kesilse bile konuşmaya devam etti. "Öğrenmem lazım, şimdi görmem lazım."
Felix şefkatle ikizinin saçlarını öptü ve ona sarılmaya devam etti. "Öğreneceksin, sen de öğreneceksin Peter."
[ bölüm sonu ]
günün ikinci bölümüü
Bİ BOKLAR YEMECE
NANANANANANAYLARİ NE YAPIYOR
LARİNİN AKLINDAN GEÇEN
ŞEYLER NE
BU ENTRİKA NELARİYLA MAGAZİNİN
SONRAKİ BÖLÜMÜNDE
NELER OLACAK??İŞTE TÜM BU SORULARIN CEVABINI
hemen öğrenmeyeceksiniz
tabii ki de hdmxmdmxmdmxsonraki bölüm görüşürüzz
- larren
ŞİMDİ OKUDUĞUN
take a bite ✓
Fanfictioncadı felix bir vampir ısırığını boynunda taşımak istiyordu. | social & utopia & texting | by larren