BIG SECRET

BIG SECRET; 14. BÖLÜM

Sabah olmuştu Hyunjin çok enerjik bir şekilde uyanmış ve Parfümü sıkıp diğerlerinin yanına gelmişti. Jeongin'in yanına oturdu
"GÜNAYDINNN!"

Herkes şaşkın bir şekilde Hyunjin'e bakıyordu.
"Ne oldu ya, sanki ilk defa böyle yanınıza geliyorum"
Jeonginin gözleri dolmuş gibiydi yutkunarak
"Felix yanımdaymış gibi hissettim. Onun gibi kokuyorsun."
 
Chan
"Gerçekten Hyunjin öyle kokuyorsun, o parfümü nereden buldun? "

"Dün minho ile parka giderken birisi hızlı bir şekilde elinde kutu ile gidiyordu. Kutudan düşürdü bu parfümü seslendim sizde kalabilir dedi. Sesi o kadar çok felix'e benziyordu ki."

Chan hyunjin'in anlattıklarına çok saşırmıştı
"Gerçekten inanamıyorum. Çok garip."

Hyunjin yerinde hızlı bir şekilde kalktı ve hepsine baktı.
"Her neyse modumuzu düşürmek yok!"

Seo-ah içeri girdi ve Hyunjin'i yanına çağırdı.
"Hyunjin benimle gelebilir misin?"

"Tabii ki!"

Seo-ah hyunjin'i de alıp dışarı çıktı.

"Nereye gidiyoruz seo-ah?"

Seo-ah hyunjin'e tek kaşını kaldırarak bakıyordu
"Sen benim nereye gittiğimi merak etmiyor muydun?"

"Evet."

"İşte seni oraya götürüyorum."

Seo-ah hızlı bir şekilde yürümeye başlamış ve hyunjin arkasında kalmıştı

"NE?"

"Yürü hadi."

Seo-ah hyunjin'ini felix'in mezarına getirdi biliyorsunuz ki seo-ah mezarlığa değil Felix'in kaldığı eve gidiyordu fakat hyunjin peşini bıraksın diye böyle bir yalan söylemişti.

İkiside felix'in mezarının başında mezara doğru bakıyordu. Seo-ah sessizliği bozdu
"Felix öldükten sonra gerçekten rahat uyuyabildiğimi mi düşündün? Her gün vicdanım sızlıyor haklısın o nefret yorumlarını engelleyebilirdim ama yapamadım özür dilerim. Beni affedebilecek misin?"

Hyunjin Seo-ah'a şaşkınlık aynı zamanda öfke ile bakıyordu.
"Olan oldu seo-ah, felix artık geri gelmeyecek. Seni asla affedemem  ve diğer nefret savuranları, siz sevdiğim kişiyi aldınız benden."
Hyunjin arkasını dönüp yürümeye başladı.

"HYUNJIN!"

                                 -~-
Seungmin kollarını bağlamış bir şekilde oturuyor ayağını ise çok hızlı bir şekilde sallıyordu stresli olduğu her halinden belliydi
"Seo-ah ile Hyunjin nereye gitti acaba?"

O sırada masada duran seungmin'in telefonuna bir mesaj geldi bu Hyunjindendi

"-Hyunjin
Seo-ah'ın nereye gittiğini öğrendim bana yardım ettiğin için teşekkür ederim."

Seungmin ayağa kalktı ve balkona çıktı.
Jeongin seungmin'in arkasından bakakalmıştı.
"Bir şey mi oldu?"

Seungmin Hyunjini arıyordu fakat hyunjin bakmıyordu.
Seungminde Hyunjin'e mesaj attı.

"-seungmin
Hyunjin cevap versene neredesin?
( görüldü)"

Chan seungmin'in yanına geldi.
"Bir şey mi oldu?"
Seungmin hiçbir şey demeden sadece sordu
"Hyunjin nerede?"
Chan bu sorunun cevabını seungmin'in de bildiğini sanıyordu şaşırmıştı
"Seo-ah ile beraber."
Seungmin artık dayanamıyordu ve anlatmaya başladı
"DEĞİL! bak chan artık dayanamıyorum anlatacağım.
Hyunjin bir süredir seo-ah'ı takip ediyordu biliyorsun sende seo-ah bir süredir çok şirketten dışarı çıkıyor hyunjin bana size söylemememi söyledi seo-ah'ın nasıl bir şerefsiz olduğunu sende biliyorsun. Hyunjin'i arıyorum bakmıyor, başına bir şey gelmemiştir değil mi?"
Hyunjin'in mesajını chan'a gösterdi