Gözlerimi yeni güne her zamanki gibi istemeden açıyorum. Zar zor geçindiğim bu sefil hayattan kurtulmak tek ihtiyacım. Gözlerimi açıp aynaya her baktığımda,karşımda gördüğüm bıkmış ve yorgun surattan nefret ediyorum. Gecenin geç saatlerine kadar barmenlik yapıyorum. Uyku düzenim olsa ağzına sıçardım. Her gün uyandığımda küfürler savurup lanet ettiğim şu hayatta tek yoldaşım Xiao. Aynı barda çalışıyoruz ve yaşımızdan dolayı beraber takılıyoruz.
Biraz daha yatmak değil,şurada açlıktan gebermek istiyorum. Ama bunu sikleyen yok o yüzden yataktan kalkıp üstümü değiştiriyorum. Bara gidene kadar Part Time başka bir işte çalışıyorum. Ve şuan beni almaya gelen Xiao'yla oraya gitmek üzereyim.
"Nerde kaldın Avare!? Umarım sonunda dua ettiğin gibi gebermişsindir!" Kapının arkasından bağıran ve deli gibi zile basan arkadaşım Xiao. Para konusundaki durumumuz aynı olduğu için o da benim gibi iki işte çalışıyor.
"Geldim!" Kapıyı açtığımda her zamanki gibi onu beklettiğimi fark ediyorum.
"Yazık sana,hâlâ yaşıyosun."
"Buna yaşamak diyebilirsen evet."
"Kendini acındırmaya çalışma,aynı haldeyiz." Xiao kolumdan tutup çekiştirdi.
"Bekle,uykum var! Beş dakika daha beklesek!"
"Eğer sızlanmayı bırakmazsan geç kaldığımız için kovulacağız ve kiranı ödemek için dilencilik yapacaksın." Xiao bir yandan beni kolumdan tutup sürüklerken bir yandan da elindeki su şisesinin kapağını açtı ve yüzüme püskürttü.
"Sağol,iyi geldi."
"O zaman kendin yürü,seni taşımak zorunda değilim!"
"Ahh,hadi ama!!"
Her ne kadar insanların eğlenceli olarak gördüğü bir arkadaşlığımız olsa da mora olmayınca bir anlamı olmuyor.
"Hadi hadi,hızlı ol biraz! Görende seni seksen yaşında sanacak!"
"Ne fark eder amk,yirmi iki yaşında olmam bi sikime yarıyor mu!?"
"Ya sıçtığımın özürlüsü acıtasyon yapacağına yola bak!"
"Bakıyorum piç,kör müsün!?"
"Ya bi kapa çeneni!"
Sonunda ikimizde,kan ter içinde de olsa, iş yerine ulaşmıştık.
"Günaydın,çocuklar!" Hu tao her zamanki gibi enerjik... "Bugün geç kalmadınız iyiki!"
"Ben olmasam Avare geç kalacaktı ama."
"Ya bi siktir git,senin yüzünden bayılıcam şuraya!"
"İnşallah ölürsün canım." Ganyu,Xiao ve bana bakıp gülümsedi
"Sağol canım,inşallah."
"Tamam tamam,muhabbeti kesin. Birazdan müşteriler gelecek. Bir daha geç kalmazsınız umarım." Keqing örtüsünü giyerken bir yandan bizi azarladı ve gülümsedi.
"Bu arada Yanfei nerde? Hiç geç kal-." Sözüm aniden ve hızla açılan kapıyla kesildi.
"İyi insan lafının üstüne gelirmiş." Ganyu da örtüsünü giyerken kapıyı işaret etti. Yanfei sabahtan beri koşuyormuş gibi içeri girdi.
"ÇOCUKLAR HARİKA HABERLERİM VAR!!" Yanfei'nin bağrışı kulaklarımı sağır etmeden sözünü kestim.
"Kulağımın dibinde bağırmayı kes!"
"Ne oldu Yanfei?" Xiao soğuk bir tavırla sordu. Bi bana bağır zaten amına kodum
"Bir iş ilanı! Ünlü ve zengin Ninguang tarafından hemde!" Yanfei iş ilanını uzattığında koşup elinden aldım.
"Ahhh,evet. O iş ilanını görmüştüm. Bu sabah dağıtılmasına rağmen neredeyse herkes başvuru yapmaya gitmiş. Fakat leydi Ninguang şimdiye kadar kimseyi uygun bulmamış. Iki veya üç kişi istiyormuş. İşin mora sıda epey fazla." Aman leydi Ninguang'ınızı siksinler. Abartmayın her boku.
"Avare,Xiao! Bu sizin fırsatınız!"
"Ha?" Xiao ile birbirimize baktık. Ikimiz de imkansız olduğunu elbette biliyorduk.
"Yanfei... Salak arkadaşım benim... O kadar insanın içinde bizim seçilmemiz için en ufak bir nedenin var mı?"
"Avare bi kere olsun negatif düşünmeyi bırak ve beni dinle! Leydi Ninguang Tevyat'ın en zenginlerinden. Hatta belki en zengini! Ve,Xiao ve senin durumun... dürüst olmak gerekirse vasat..."
"Sağol,onun farkındayız."
"Ninguang hanım çocuğu için bir koruma arıyor. Adı Kazuha. Sizin yaşlarınızda. Eğer sizi işe alırsa mora içinde yüzersiniz!" Yanfei'nin bu sözleri üzerine Xiao ile yine birbirimize baktık.
"Tamam ama-" Tam bir şey söylemek üzereyken Yanfei yine sözümü kesti.
"Bize eskiden karate kursuna gittiğinizi söylemediniz mi? Silah kullanmayı da biliyorsunuz üstelik! Tek yapmanız gereken ikna etmek!"
"Tamam ulan,sözümü kesmezsen bende onu söyleyeceğim! Nasıl leydi Ninguang'ı ikna edeceğiz amk!? Xiao ve ben küfürden başka bi sik bilmiyoz!"
"Peki ben gelsem? İki veya üç diyordu sonuçta. Hem okuduğum kitaplar sayesinde yeterince kültürlü olduğumu düşünüyorum." Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Xingqiu?
"Sen burda mıydın lan?"
"Kitap okuyordum."
"Çok şaşırdım."
"Avare çeneni kapat ve karşımıza çıkan fırsata bak! Bu bizim şansımız lan! Hayat bir kere de olsun yüzümüze güldü oğlum! Şimdi bu fırsatı geri çevirip sefil hayatlarımıza geri mi döneceğiz!?" Xiao biraz fazla gaza gelmiş sanırım...
"Abicim,o işi alma şansımız sıfır! Sence denemeye gerek var mı!?"
"Avare kes! Gideceğiz! Hatta şimdi gidiyoruz!"
"Ne? Dur!" Xiao tekrar kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Her ne kadar bağırıp çağırsam da,mecburen iş başvurusuna gitmek zorundayım sanırım...
"İyi şanslar!!" Hu tao ve diğerleri arkamızdan bize şans dilerken,bende bunun bir an önce son bulması için dua ediyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodyguard~KazuScara
FanfictionÜnlü leydi Ninguang'ın,oğlu Kazuha'nın güvenliğinden endişe etmesiyle ve koruma tutmak istemesiyle başlar olay. {Genshin Impact Modern Au}