Ideals to be broken

333 31 275
                                    

"Al bakalım Dazai."

Dazai başının üzerine biraz acımasızca konan nesne yüzünden acıyla sızlandı. Ellerinden biri uyuşukça havalandı ve kutu hissiyatı veren şeyi kavrayıp masaya yasladığı başını da kaldırdı. "Bu ne Kunikida-kun?"

"Bence anlayabilecek kadar zekisin." Kunikida kalçasını masaya yaslayarak kollarını birleştirdi. Dazai'nin gözlerinin küçük ilaç kutusunu bulup yazıları incelemesini izledi. "Oh.."

"Yosano-sensei teknik olarak bir psikiyatrist değil o nedenle sana ağır bir ilaç falan veremez. Ama bunu atağın çok şiddetli olursa alabileceğini söyledi. Sen yine de nefes tekniklerini kullanmaya çalış, bu acil durumlar için."

Dazai o kadar uzun süre konuşmadı ki Kunikida onun bir şey söylemek istemediğine kanaat getirip yaslandığı masadan kalkarak gözlüğünü ufak bir hareketle düzeltti. "Her neyse, işinin başına dön. Raporun hala başkana ulaşmamış ve eğer bu öğleden sonraya kadar teslim etmezsen maaşını vermeyeceğini söylememi istedi."

"Hayır..!" Dazai sızlanarak ilaç kutusunu cebine tıkıştırdı. Kunikida onun tepki verdiğini duyduğunda bir nebze rahatlamış hissetti. "Şimdi başlarsak öğle arasına yetişir."

Dazai'nin bilgisayarını açan elleri çok kısa bir an için duraksadı ama sonra parmakları şifresini biraz gergince girip yeni bir yazı dosyası açtı. Kunikida onun bilgisayar kullanırken bu kadar hızlı olmasına karşın her işten özellikle kaytarmasını anlamıyordu. Bu adam yazı yazmaya kendini kaptırdığında bir kez olsun dönüp klavyeye geri bakmıyordu.

  Kunikida derin bir nefes verip dosyayı olduğu raftan çıkardı ve sert kapağı açarak karşısına çıkan deliller ve belgelerde şöyle bir göz gezdirdi. Dosyayı Tanizaki yerleştirmiş olmalıydı. O, kanıtları ilgili oldukları belgelerin aralarına yerleştirirken Atsushi genelde bütün delilleri ilk sayfanın üstüne koyardı. Kyouka ilk belgeleri dizip kalan her şeyi en arkaya koyarken Kenji hangi renk nereye yakışıyorsa onu oraya yerleştirirdi. Kunikida'nın en sevdiği düzen ise kesinlikle Tanizaki'ye aitti.

  Kalın bir dosya bile sayılmazdı, Dazai'nin bunu okuyup özetleyip yazması muhtemelen sadece bir saat kırk üç dakikasını alırdı. Kahve almak için kalkarsa bile bir saat kırk beş dakikada biterdi.

  Dazai başlıklar ve tarihler gibi formalite kısımları doldurduğunda Kunikida önemli yerlerin altını çizmeyi bitirmek üzereydi.

  "Bu işini kolaylaştırır," mırıldanarak kağıtları Dazai'nin yanına bıraktı, delilleri dikkatle kenara koydu ve dosyayı kapattı. "Kahve getireceğim."

  "Kunikida-kun bugün inanılmaz şekilde işbirlikçi."

  Bunda Kunikida'yı rahatsız eden bir şey oldu.

  Bu, Dazai'nin her zamanki dalga geçen cümlelerinden değildi. Aksine, inanılmaz soğuk ve ölü gözlerle, imalı bir şekilde ayrılmıştı sözler dudaklarından. Kunikida omurgasından yükselen ürpertiyi görmezden gelmeyi deneyerek bir nefes verdi. "Sadece yardım ediyorum Dazai."

Dazai maskesi sanki sadece kenara kaymış da düzeltmiş gibi aniden parlak bir gülümsemeyle el salladı. "Kahvemi bekliyorum sevgilim~"

Kunikida gözlerini devirip odadan çıktı ve revirin oradan geçerken başını içeri uzattı. Yosano birtakım yeni ilaçları sıraya diziyordu. "Nasıl tepki verdi?" dedi genç kadın Kunikida'nın geldiğini hissedince. Uzun boylu adam sıkıntıyla eğilip büküldü. "Hoşuna gitmediği kesindi."

"Ama bir şey demedi?"

Kunikida başını iki yana salladığında Yosano dolabı kapattı ve kollarını birleştirip kapağa yaslandı. Kunikida kalan vücudunu da içeri soktu. "Sanırım sana söylemem onu fazla rahatsız etti."

Diyafram Nefesi | KunizaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin