otuz bir

3.6K 422 256
                                    

hwanghj - lixie

hwanghj:
bebegim

lixie:
ne var

hwanghj:
tersleme ama iste ya|
sana bir sey soyleyecegim

lixie:
yok soyleme bir sey
aksamina hazirlan
cok hey3cqnliymissin ya

hwanghj:
sen de hazirlan
soylemek istedigim buydu
almaya gelecegim seni bir saate

lixie:
ne
nasil yani

hwanghj:
sana cok sevdigim bir yeri gostermek istiyorum

lixie:
yani sen bunun icin mi heyecanliyim diyordun

hwanghj:
evet guzelim
son zamanlarda senden baska beni hicbir sey heyecanlandirmiyor
hatta uzun suredir
hadi simdi cabucak hazirlan
almaya gelecegim seni

lixie:
hyunjin aglatacaksin beni
OF NEYSE TAMAM HAZIRLANIYORUM HEMEN GELME GEC HAZIRLANABILIRIM

lixie çevrimdışı

hwanghj:
LQNZOWNSPWNAOWNAOQNW
sevimli|

- ♡ -

Telefonunu bırakır bırakmaz aceleyle dolabına doğru yöneldi sarışın çocuk. Sabahtan beri içini kemiren bu akşam mevzusunun kendisiyle ilgili olması onu oldukça rahatlatmıştı. Hala içinde kalan minicik güvensizlik duygusu nedeniyle Hyunjin'in onu yine üzeceğini sanmıştı. Lakin kızıl saçlı, mükemmel flörtü -ona flört mü demeli tam olarak bilmiyordu- onun için plan yapmıştı.

Heyecanla dolabını açıp ne giyeceğine bakındı. Nereye gideceklerini bilmiyordu bu yüzden resmi mi yoksa rahat mı giyinmesi gerektiğini de bilmiyordu. Sormalı mıydı yoksa Hyunjin sürprizi bozmamak için söylemez miydi? Eli pantolona gitti. Pantolon çok mu klişe olurdu? Ne giyeceğini bilemedi Felix. Derince oflayıp hızla dolabındakileri teker teker alıp bakmaya başladı. Beğenmediklerini arkasına doğru fırlattığı için kısa bir sürede arkasında kocaman bir kıyafet tepesi oluşmuştu.

En sonunda bulduğu şortlu, mavi tulumuyla genişçe gülümsedi. Bu tulumun içinde oldukça tatlı gözüküyordu. İçine giymek için bir tane de düz beyaz bir tişört aldı ve hızlıca üzerini değiştirdi. Eline de beyaz, bilekli converselerini alıp gülümsedi. Çıkarken bunları giyecekti.

Aynasından kendine baktıktan sonra düşündü. Çilekli lipbalmından sürmeli miydi? Ya Hyunjin onu öperse? Hoş bir tat almasını isterdi o yüzden hızlıca lipbalmı da kalp şeklindeki dudaklarına sürdü. Dudaklarının kırmızılığı daha da belirgin olmuştu şimdi.

Tam telefonunu ve anahtarını da aldığında kapının çalmasıyla heyecanla kapıya koştu. Ops! Ayakkabılarını odada unuttu. Fark ettiği an hızlıca geri döndü, ayakkabılarını aldığı an kapıya yeniden fırladı.

Kapıyı açtığında karşısında gördüğü bedenle derince yutkundu. Hwang Hyunjin tüm asaletiyle karşısında duruyordu. Kumaş, siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti. VE TANRIM KRAVAT DA MI TAKMIŞTI O?

"HYUNJİN. Yani Hyunjin. Bana neden resmi bir yere gideceğimizi söylemedin. Ben de senin gibi giyinirdim. Bekle beni hızlıca üstümü değiştireyim."

Tam arkasını dönüp gideceğinde kızıl saçlı bileğini nazikçe tuttu.

"Hayır bebeğim çok güzelsin. Resmi bir yere gitmeyeceğiz. Ben sadece sana yakışıklı gözükmek istedim. Ama senin böyle istemene gerek yok. Çünkü sen en kötü halinle bile herkesi kıskandıracak kadar güzel oluyorsun."

electric guitar - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin