3. bölüm : söyle bana nerdesin?

190 17 2
                                    


Kapıyı açtım. Karşımda Murat, kafasına dayanmış bir namlu ve arkasında Hamdi amca. Yemin ederim evlenmeden dul kalacağım diye korkudan kafayı yememe çok az kaldı.

" Oğluşum ! " Neriman hanım feryat etmeye başladı. Hamdi amca namluyu Murat'ın kafasına daha çok bastırıp " Irz düşmanını yakaladım Emine hanım. " dedi. Murat ellerini havaya kaldırıp konuşmaya başladı.

" Ben ırz düşmanı falan değilim amcacım. " Murat kendini savunmaya çalışsa da nafileydi. Hamca Murat'ın kafasına yavaşça vurup " Sen sus ! Irz düşmanı. " dedi. Hamdi amca ilaçlarını almayı unutmuş belli ki. Çünkü annemin söylediklerine bile inanmıyordu. Kendi kafasında bir hikaye yazmış ve onu oynuyordu.

" Hamdi amca ne ırz düşmanı Allah aşkına. O benim damadım. " Annem ne dese Hamdi amcayı ikna edemedi. Murat arkaya döndü. Hamdi amca Murat'ın yüzüne tiksinerek bakıp " Bundan damat mı olur hiç? " dedi.

" Neresini beğenmedin bey amca ? O benim oğlum, onu ben doğurdum. Dünya yakışıklısı benim oğluşum. " Neriman hanım Hamdi amcaya Murat'ı övmeye devam ederken Sema abla onu durdurdu. " Neriman hanım şimdi sırası mı ? Oğlun yakışıklı olsa ne yazar, birazdan beynine mermiyi yiyecek. " demesi Neriman hanımın ortalığı yıkarak bağırıp ağlamasına sebep oldu.

Bir hışımla Murat'ı kolundan tutup arkama çektim. " Hamdi amca o benim kocam ya kocam. Sende indir şu tüfeği, Allah Allah. "

Hamdi amca tüfeği indirdi. Derin bir nefes verdim. Bu deli adam Murat dahil hepimizi vuracaktı belliki. " Şarkıcı damat bu muymuş? Hıh. " Sema abla öne atılıp Hamdi amcanın elinden tüfeği aldı ve Fadi'ye verdi. Sonra da Hamdi amcayı alıp yanımızdan ayrıldı. Neriman hanım Murat'a sarılmış hala sesli sesli ağlıyordu.

Zor da olsa nihayet herkes salona geçmiş ve oturmuştu ama Neriman hanım hala avazı çıktıkça ağlıyor ve Murat'ı sarsmaya devam ediyordu. Kafasına mermi yiyerek ölmediyse bu sefer beyin sarsıntısından gidecek canım sevgilim.
Murat can havliyle kendisini annesinin kollarından kurtardı. " Anneciğim gördüğün gibi ben iyiyim. Hamdi denen o adam da hasta zaten. Yoksa beni vuracağı falan yoktu. "
" Damadım doğru söylüyor dünürüm. Hamdi amca en fazla bizim köyün gençlerinin topuğuna... " annem cümlesini tamamlamadan Murat ve benden çığlıklar yükseldi. İkimizde annemin cümlesinin nasıl noktalanacağını az çok tahmin etmiştik. Gözlerimi kocaman açıp anneme Neriman hanımı işaret ettim.

" Yani... kulağını çeker. Murat'ı vuracak değil ya. " Derin bir nefes verip kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım.

" Annem doğru söylüyor Neriman hanım. Hem ben Yaz'ım. Kimse benim sevdiğim adamı vuramaz. " Sözlerimle Neriman hanıma güven vermeye çalıştım. Murat'la göz göze geldik. Uzaktan bir öpücük attı bana. Ben de ona atacakken annem ve Neriman hanımın bakışlarını üzerimde hissettim. Hızlıca yutkundum.

" Yaz değil Gülbeyaz. " dedi Sema abla. Yani şimdi bunun sırası mı Sema? Yani ha Yaz ha Gülbeyaz. İkisinde benim dimi.

" Iı biz neden daha güzel şeyler konuşmuyoruz ? " dedim konuyu değiştirmeye çalışarak. Herkes anlamayan gözlerle bana baktı. " Ben güzel bir şey göremiyorum Gülbeyaz. " Sema abla yeni bir negatiflikle sözlerimi karşılarken bıkkınlıkla nefes verdim.

" O senin gözlerinin problemi Sema ablacığım. " diyebildim. O sırada beni her düştüğüm çukurdan çıkaran canımın en içi teyzem Fadi salona girdi. " Teyze nerelerde kaldın ya ? " kutarıcısına sarılan ve asla bırakmayan o mazlumun edası vardı üzerimde.

" Hamdi amcayı Saniye'ye teslim ettim, geldim Gülbeyaz. " dedi. Yanımıza geldi ve kendini tekli koltuğa bıraktı. Murat ve bende Neriman hanımın yanına, üçlü koltuğa oturduk.

" Ay ablam bu Hamdi amca iyice kafayı yemiş. Saniye'yi bile tanımadı. İyi ki almışız tüfeği yoksa ikimizide vuracaktı oracıkta." Demesiyle Neriman hanımın feryadı annem, ben ve Murat'ın koro eşliğinde bağırmasına karıştı. Gözlerimizi belertince Fadi endişeyle elini ağzına kapattı.

" Hani bu adam kimseyi vurmazdı? " Neriman hanımın ağlaması her saniyesinde daha fazla şiddetlendi.

" Yalnız Neriman hanım biz vurmaz demedik. Neden vursun dedik? " Cümlemi bitirmemle Murat'ın uyarıcı gözleriniyle karşılaştım. Boğazımı temizleyip konuşmaya hazırlandım. " Neriman hanım geçti artık bağırmayın lütfen. Hem şimdi Hamdi amcaya sakinleştirici verirler malak gibi yatar yatakta kalkamaz bir daha. " Ve Neriman hanımı sakinleştirmek için kurduğumuz bir sürü cümle sürüsü.
En sonunda feryat etmekten yorulmuş olacak ki ikna olup Murat'la birlikte odaya çıktı. Bu gün oğluşuyla birlikte uyumak istiyormuş. Uyusunlar bakalım bu son uyuyuşları. Evlenince aramıza girecek hali yok ya.

Bütün bir gün Murat'la basılmamak için çırpınmakla ve Neriman hanımı sakinleştirmekle geçti. En sonunda kimseye bir şey olmadan sakince odalarımıza dağıldık. Bütün olumsuzluklara ve strese rağmen bu düğünü atlatabilecek miyiz? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu düğünü istiyorum. Murat'la mutlu ve sakin bir hayat istiyorum. Babamın şarkılarını söylemek istiyorum.
Yaklaşık bir, bir buçuk ay öncesine kadar bunlar benim için sadece gerçek olamayacak bir hayaldi. Şimdi gerçekleştirmeye çok yaklaştığım bir hayal. Ve artık bu kız bütün hayallerini gerçekleştirebilir. Kendimi çok güçlü hissediyorum. Annemin ve Murat'ın hep benim yanımda oluşu da benim güçlü hissetmemin en büyük sebebi.

Metalik sesin o acı veren sesi gözlerimi daha sıkı yummama sebep oldu. Kafamın altından yastığı alıp yüzüme bastırdım. Yetmez gibi ses daha da yaklaştı. Dayanamayıp yastığı odanın diğer tarafına fırlattım. Yatakta doğruldum. Fadi. Bir elinde tahta kaşık diğer elinde tencere kafamda çalıp duruyordu.

" Teyze! " Kulakları sağır edecek derecede olan sesimi üzerine gönderdim. Fadi'nin bu hareketi intikam hak ediyor kesinlikle.

" Vallaha kusura bakma Yaz kod adlı Gülbeyaz hanım. Ablam bizi sabahın köründe senin düğünün için ayağa dikerken seni uyutacak değilim. " Dedi. Ben uykudan arınana kadar başımın etini yedi. En sonunda direnmeyi bırakıp kalktım.

Salona indiğimde yemek masasının üzerinde bir sürü ıvır zıvır, annemde başında duruyordu. Beni görür görmez yanına çağırdı. " Anneciğim gel. Düğün için şunları beğen de bir an önce hazırlasınlar. Düğüne az bir zaman kaldı. Vallaha yetişmeyecek. "
Annemin yanına gittiğimde elime üç sayfalık düğün ihtiyaç ve hazırlık listesi tutuşturdu ve gitti. İçimi saran endişe ve korkuyla başbaşa kaldım ama bu işte yalnız olamazdım.

" Murat! " diye bağırarak salondan çıktım. Koşarak merdivenleri çıkıp Neriman hanımın odasının önüne geldiğimde Murat hızlıca dışarı çıktı. " Yaz! Ne oluyor? " Annemin elime tutuşturduğu listeyi Murat'ın eline tutuşturdum. " Aşkım kusura bakma uyandırdım ama bizim bir düğünümüz var. "
Murat şaşkınca eline tutuşturduğum kağıda baktı. " Bunların hepsi düğün için gerekliymiş. Annem öyle söyledi. " diyerek savunmaya geçtim. Murat ufak bir kahkaha attı. " Bunun için mi bu kadar panik yaptın ? " dediğinde garip bir bakış attım. " Sen sevgiline güven. Arkana yaslan ve ne yapmam gerektiğini söyle. "

Varlığı bana güven veriyor, beni mutlu ediyor, her şeyin yoluna gireceğine olan inancımı hep taze tutuyordu. " Bana biraz ilgi gösterebilirsin. " diyip göğsüne başımı koydum. Biraz şımarmaya ve erken kalkmanın verdiği mahmurlukla biraz mayışmaya ihtiyacım var.

" Sen merak etme. İstanbul'dan organizatör bir arkadaşımı çağırdım. Hatta birazdan burada olmuş olur. " Söylediklerini duyunca şaşırmıştım doğrusu. Bu kadar ince düşünüp organizatör çağırması beni etkiledi.

"Bana güven Çağrı bu işin en iyilerindendir. Her şey senin istediğin gibi olacak Yaz. "

YAZ ŞARKISI - RİZE'YE DÜĞÜNE DAVETLİSİNİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin