Bölüm şarkısı= umutsuz aşk
Iyi okumalar.🎀
2005
Kadın göletin yanında sessizce şarkı söyleyen narin kıza baktı. Her geçen gün içi yanıyordu sanki. Her ona baktığında kızın annesini hatırlıyordu. Daha 11 yaşında olan çocuk en büyük acıları çekmişti o günden sonra. Ölüp ölüp dirildi her gerçekle yüzleştikce. Çok ağladı annesi saçlarını örmüyo diye, çok ağladı babası saçlarını öpmüyo diye. Ama yüzleşmek istemedi yine. Çünkü oda biliyordu tekrar yanacağını.
Defalarca annesinin saçlarına taktığı tokayı çıkarmak istedi, ona çok dargındı bidaha saçlarını öremeyeceği için. Babaannesi onu zor durdurmuştu. Asla o tokayı çıkarmasına izin vermedi. Oda biliyordu çıkarırsa mahfolacağını. Savaştı küçücük kız, içindeki duygulara yenilmemek için çok savaştı. Ona o günden sonra el bebek gül bebek bakılmıştı. Hiçbir eksiği olmazdı ama andaç bunu istemedi, o her zaman saçlarına kendi elleriyle kurdelesini takan kadını istedi.
Küçük kız her aynanın karşısına geçtiğinde saçındaki kurdeleye lanet okuyordu. Istemediği için çok ağladı çok yalvardı ama herkes onu şımarığın teki olarak bildi. Gelecekteki esaretine baktı yaşlı kadın. Geceleri çok ağlamıştı küçük kız için ama her sabah o yüzüne geri dönmek zorundaydı. Gelecekte andaç daha az acı çeksin diye. Ama bilmiyorlardiki daha çok acı çekicekti. Bunun olacağını çevrelerindeki insanlardan çok duymuşlardı ama hiç kulak asmadılar. En azından o adam gibi kızını ölüme sürüklemiyoruz diye avutdular kendini. Ama en çok ölümle burun buruna olan andaçtı.
"Babaanne ne zamandır böyle oturuyorsun? Keşke söyleseydin yanına gelir otururdum"
Arkasına dönüp söylediği sözlere gülümsedi yaşlı kadın.
"Beni boşver ay parçam sen keyfine bak. Ben içeri geçiyorum bi isteğin olursa seslen bana!"
Kocaman gözleriyle, al al yanaklarıyla yaşlı kadına baktı küçük kız. Kafasını salladı evet dercesine. Ağır ağır içeri doğru yürüdü. Belkide artık geri çekilmenin zamanı gelmişti, ne de olsa torunu büyümeye başlamıştı. Çok yaşlanmıştı, saçlarına beyaz tutamlı aklar düşmüş, artık yüreyecek takati bile kalmamıştı.
Kadının arkasından baktı küçük kız. Hala düşünceler içini kemirip yiyordu. Ne yapacağını bilmiyor sadece okuluna, arkadaşlarına odaklanmak istiyordu. Ama hayat izin vermiyordu. Kabuslarındaki o adam..
Ne de çok korkmuştu. Sabah namazına kadar ağladığını hatırlar o tokayı çıkarmak isterdi. Oysa ki öyle bir şey yapamaz dı. Zamanı geldiğinde bütün kurdeleri yok edicekti. Yada belkide o öyle zannediyordu.Tam gölün kenarından kalkacakken bahçeye bir araba girdi. Tam yanında durdu. Ilk önce şoför indi ve arka kapıyı açmak için yürümeye başladı. Açılan kapıdan büyük cüsseli, takım elbiseli bir adam indi. Arkasından ise andaç yaşlarında uzun bir çocuk indi. Garipti ama çocuk gözlerini hiç bir şekilde gözlerini andaça değdirmiyordu. Içten içe gıcık oldu çocuğa. Kumral mı yoksa sarı mı olduğu belli olmayan saçlarını geriye doğru attı en sonunda ise ela ve yeşil karışımı gözlerini andaça dikti. Sonunda birbirlerini görmüşlerdi çocuk ayağa kalkmış ona kocaman gözlerle bakan kıza şokla baktı. Onun hakkında çok bahsetmisler di ama bu kadar güzel olacağını düşünmemişti. Hızlıca gözlerini kaçırdı. Buraya babası için gelmişti şımarığın teki bir kız için değil.
Yavaşça babasının arkasından yürüdü, malikanenin tam kapısından girerken tekrar geri döndü. Aklına kazımıştı ve bu yüzü hiç unutmayacaktı.
2. Bölümün sonuna geldik, umarım beğenmişsinizdir. Diğer bölümlerde görüşmek üzere🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURDELE
Mystery / Thrillerurgan gibi boynuma dolanan kurdeleye baktım, bu benim kaderimdi, bu benim hayatımdı, bu benim sonumdu. yazılan her satırda onu hatırladım. Yandım yok oldum. Okyonuz cayır cayır yanıyor hissediyor musun balık? Yazdığım her satırda sen varken bu...