Bölüm II

308 44 59
                                    


-Bir buçuk ay önce

Parlak siyah rengiyle göz alan arabasının kapısını kapattıktan sonra ince saplı güneş gözlüğünü çıkartıp sahip olduğu serveti bir süreliğine göz hapsine aldı.

Buna sahip olmak hiç kolay olmamıştı fakat bu kadar genç yaşta bu denli başarıya sahip olmak sadece onun yapabileceği bir şeydi. Bunu şirketinin önüne her geldiğinde kendisine hatırlatmaktan gocunmuyordu genç adam.

Bunu hak etmişti.

Dudağının kenarına yer edinmiş olan belli belirsiz sırıtmanın eşliğinde arabasının anahtarını onu izleyen valeye yakalaması için hafifçe fırlattı.

Adımlarını şirkete doğru yönlendirmesiyle ona selam vermek için sıraya dizilen çalışanlarına göz ucuyla bile bakmamıştı. Aklından bugünkü iş planlarını geçirmekle meşgulken insanların selamını almak için bile vaktinin olmadığını biliyordu.

Her zaman en iyisi olmak için çabalamıştı. Zaman en önemli silahıydı onun. Gereksiz harcayacağı bir saniyesi bile yoktu. Başarı, kariyer bu iki şey kendi kendine hediye ettiği en büyük silahtı ve bunlar için yapamayacağı hiçbir şey yoktu.

Büyük insanları küçük insanlardan ayıran en önemli unsur olduğuna inanıyordu ikisinin. Eğer bunlara sahip olmasaydı ona selam vermek için sırayla dizilen insanlardan bir farkı kalmayacaktı.

İçeriye girdiğinde hızlı adımlarla merdivene yöneldi. Asansör kullanmayı sevmezdi Felix. Zihni gibi bedenini de çalıştırma taraftarıydı her zaman.

"Efendim dün iş birliği yaptığımız şirket sanırım projenizi eksik gördüğü için gözden geçirmek istemiş. doğru mu?"

Duyduğu soruyla içinin adeta sinirden ürperdiğini hissetti. Her ay ondan para dilenen ucubeler ne zaman onu sorgular olmuşlardı? Bütün sinir sistemi alt üst olmuşken dışa yansıttığı tek şey mat siyah göleğinin kol düğmesini dudağının kenarındaki bir tutam bile samimiyet barındırmayan sırıtmasıyla iliklemek olmuştu.

Arkasından yüksek sesle ona soru soran adama dönüp bakmamıştı bile. Cevap verecek kadar değerli görmüyordu çalışanını. O kimdi ki Felix'in başarısını sorgulama cüretini kendisinde buluyor ve üstüne cevap bekliyordu?

Dalga geçer gibi bir nidayla kıkırdadıktan sonra son basamakları da çıkıp odasına girmişti. Masasının üzerinde duran deri kaplama kutunun içindeki siyah, kalın kemik yapılı dereceli gözlüğünü gözüne yerleştirdi.

Bunları yaparken başının ağrımasına sebep olan çalışanının ona yaptığı başarısızlık imasını düşünmeden edemiyordu. Yaşadığı sinir ve hırs hissi bütün hücrelerine yayılmıştı. Onun için bir böcekten farksız olan birine kin besleyecek değildi tabi. Tanrının kuluna kin beslediği nerede görülmüş?

Başındaki ağrı dayanılmaz olmaya başlayınca çekmecesinin kilidini açıp boş olan onlarca migren ilacı tabletlerinin arasından sadece bir tane hap bulmaya çalıştı.

Sonunda bir tablette ilaç bulabilince gülümseyip su içme gereği duymadan ilacı boğazından gönderdi.

Ardından bir saniye bile zaman kaybetmeden masasına oturdu Felix. Başarısız olduğu bir konu yoktu. Üstelik o sunduğu proje sadece bir taslaktı. Taslağı tamamlasa harikalar yaratacağını çok iyi biliyordu. Sadece taslağını sunduğu bir proje konusunda sanki tamamını sunmuş gibi davranmaları ayrıca sinirlerini bozmuş ve migren ilacının azalttığı baş ağrısının tekrardan kendisini göstermesine sebep olmuştu.

Projenin taslağını bütün zihin gücünü kullanarak eksiksiz bir şekilde tamamlamaya çalışırken odanın tıklatılan kapısını duyamayacak kadar odaklanmıştı.

COD•60Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin