Seokjin, Taehyung bayılınca yerde sırtüstü yatırdı hemen. Kemerini gevşetip ayağını yüksekte tutmak için bir sandalye çekti ve ayaklarını bunun üzerine koydu.
"Taehyung iyi misin? Hadi uyan artık."
Seokjin o sırada da Namjoon'a mesaj atmayı ihmal etmedi. Taehyung da birkaç dakikaya uyanmıştı zaten. Hemen ona su verip dinlendirmişti. Taehyung'un elleri titriyordu. Bayılmadan önce olanlar gözlerinin önüne gelmişti, hala duyduklarına inanamıyordu. Namjoon ve Jimin gelene kadar da ikisi konuşmamıştı zaten, ikisi için zor bir durumdu yeterince. Namjoon zile basınca Seokjin hemen kapıyı açtı. Namjoon, Taehyung'un yanına gidip sarıldı.
"İyi misin sen? Noldu sana böyle?" deyip elini onun başına götürdü.
"İyiyim abi merak etme."
"Ama sen niye buraya geldin Taehyung? Sabah da buraya uğramışsın." sordu Namjoon.
"Ben de merak ediyorum, neden geldi acaba?" dedi Seokjin. Taehyung yüzünü ona çevirdi.
"Uzun hikaye abi, Seokjin'e de rahatsızlık vermeyelim artık." ayağa kalktı Taehyung.
"Yok anlat sen, ben de merak etmiştim neden geldin diye."
Taehyung iç çekip Namjoon'un gözlerine baktı.
"Abi, Seokjin benim eski sevgilimdi. Onu özlediğim için geldim."
"Eski sevgilin mi? Seokjin'i eski sevgilisi aldatmamış mıydı? Sen yoksa o musun? Şimdi başına bela olan sevgilisi." Namjoon kulaklarına inanamıyordu, kaşlarını çatıp Taehyung'a dik dik baktı.
"Evet, o benim." deyip yere baktı Taehyung.
"Ben neden hiçbir şey bilmiyorum ya da benden neden sakladınız diye mi sormalıyım? Ve Taehyung sen bunları nasıl yapabilirsin hem de en yakın arkadaşıma?" Namjoon, Taehyung'un omuzlarından tuttu. Jimin yutkunarak onları izliyordu.
"Abi, eski sevgilin sandım. Ben de intikam almak istedim." Taehyung gözlerinden gelen yaşları sildi ama hala Namjoon'a bakamıyordu.
"Ne eski sevgilisi ne intikamı, Taehyung beni delirtecek misin? Bunu nasıl yaparsın?"
"Abi bana hiçbir şey anlatmıyordun bile ama o gece sürekli Seokjin'in adını sayıklıyordun ve Seokjin sana aldatmakla alakalı bir şeyler yazmıştı. Ben de o sandım." Taehyung ağlamamak için direndi ama gözyaşları söz dinlemiyordu.
"Bana sorabilirdin, böyle aptalca şeylere kalkışmadan önce."
"Ben de sen hayır desen bile sözlerine inanacaktım sanki hiçbir şey anlatmıyordun." diye mırıldandı. Namjoon'u sinirlendirmişti bu. Taehyung'un bileğinden tuttu sert bir şekilde.
"Hadi kalk gidiyoruz eve ve bunu konuşacağız." Taehyung durdu ve Seokjin'e döndü.
"Seokjin ben özür dilerim, hayatın boyunca yalnızca sana dert oldum biliyorum ama şu an ne yapsam ne desem boş. Benden nefret ettiğini biliyorum ve bunu sonuna kadar hak ediyorum."
"Güzel, özrünü kabul etmeyeceğimi biliyorsun. Umarım tekrar karşılaşmayız da." dedi sinirle. Taehyung için hayatının en berbat anıydı bu. Hatalı olduğunu biliyordu, Seokjin ne dese hak ediyordu. Ama ettiği her söz onu paramparça ediyordu. O an yok olmak istedi.
Namjoon ve Taehyung çıkınca Jimin de onların peşinden gitti. Yol boyunca hiç konuşmadılar. Jimin ise Taehyung'a sarılıp onu rahatlatmaya çalışıyordu ama bu sadece Namjoon'u daha çok sinirlendiriyordu. Jimin'e de sinirlenmişti, hala ne olanlara inanabiliyor ne de bu ikisinin birbirinin arkasında olmasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge | Taejin
FanfictionSana en büyük acılardan birini yaşatmak istedim, hayatını mahvetmek istedim ama sonunda neden dağılan ve paramparça olan benim. Senden nefret ederken bu acı duyguya nasıl sahip olabildim. Senden nefret ediyorum. Hayır, senden nefret ediyordum. Seni...