Jungkook'tan:
Sabah alarmımın çalması ile uyanmıştım. Alarmdan gelen ses ile araladığım gözlerimi dikleşip otururken etrafta gezdirdim. İlk önce komidinin üzerinde duran telefondan gelen alarm sesinin son bulması için alarmı durdumuştum. Daha sonra yanlarda yataktan destek alarak oturduğum ellerimi gözlerime götürmüş ovalayıp tekrar gözlerimi açıp etrafa bakmıştım. Yan dönmüş ayaklarımı soğuk zemin ile buluşturmuş uykulu halde olmamın sersemliğiyle tekrardan yataktan ellerimle destek alıp ayağa kalkmıştım. Kalkınca yaşadığım baş dönmesi anlatılamazdı. Gözümün önü kararmıştı. 'off yine mi?' Diye iç geçirdim. Birçok insanda olduğunu biliyordum. Doktor öyle demişti. B12 eksikliği. Göz kararması, anlık ayağa kalkınca olan baş dönmesi ve dengesiz kalmak felan. Bunun için ilaç kullanmam gerekirken kullanmıyordum. Zaten ne işe yarıyordu ki? Eminim ki ilaçlar bir fayda sağlamaz. İlk ay kullanmıştım aslında. Ama bir etki etmemişti. Tekrar iç geçirdim. 'Ah onlarda psikoloğun önerdiği İlaçlar gibi o da bir işe yaramıyordu. Yada belkide yarıyordur ben farkında değilimdir. Ah İlaçlar kimin umurunda' diyerekten gözümün önü karardığı için kapattığım gözlerimi araladım.
Yerdeki terliği aradım ve buldum daha sonra terlikleri giyip odamda bulunan lavaboya doğru gittim. Girdiğimde elimi yüzümü yıkayıp kendime geldiğimde odaya döndüm. Odaya dönmemle dolabımın önüne gelip kapağını açmış ve okul üniformasını elime almıştım. Üzerimdekileri teker teker çıkarırken, okul üniformasını da çıkardığım şeyler ile birlikte giyiyordum. Üzerimi giydiğimde diğer kıyafetlerimi dolaba katlayıp koymuş ve aynanın önüne geçip uykuda birbirine giren saçlarımı yan yan tarayıp düzeltince, tarağı yerine bırakmıştım.
Daha sonra çantamı kontrol etmiş programı dünden hazırladığımdan okula gitmeye hazır olduğumu görünce, telefonumu üzerinde bulunan komidinden aldıktan sonra odadan çıkmıştım.
***
Okula geldiğimde dünkü yazan kişinin kim olduğunu merak ettiğimden bu 12. Sınıf olan herkese dikkat ederek yürüyordum. Bahçede yürürken arkamdan gelen ses ile arkama dönmüştüm.
"JUNGKOOK!" diyerek yanıma koşan Hoseok'u görmem ile yerimde durup ona tip tip bakıp yanıma gelmesini bekliyordum. Yanıma geldiğinde nefes nefese bana bakmıştı. Sonra tekrar konuştu. "Yaw niye beni beklemiyordum!?" demişti. Bu dediğine karşılık konuşmuştum.
"Bekliyorum ya Hoseok görmüyor musun canım arkadaşım!?" Demiştim.
"Doğru! Herneyse ee gidelim sınıfa neyi bekliyoruz?" Demişti tekrardan ben sinirimi bozmaya çalıştığını düşünürken.
"Seni bekliyordum ya Hoseok. Neyse hiç uğraşamıcam. Gidelim hadi!" deyip önüme dönmüştüm. Etraftaki kızların yine ve yine bize baktığını görüyordum. Göz devirip, okulun girişine doğru yürümeye başlamıştım. 'Sevgili yapmadığımı bildikleri halde neyini seviyorlarsa?' Diye iç geçirdim. 'Ah bu kızların yarısı hiç değişmezler. Hep dış görüşüne bakarlar" diyerek tekrar içimden kendi kendime konuşurken birden birisi kolunu omzuma attı. Kolunu omzuma atan kişinin Hoseok olduğunu düşünüp o kişiye baktığımda Yoongi olduğunu görmüştüm. 'Oha bu böyle yapar mıydı? Diyerek hayretle iç geçirdim.
Yoongi, benim ona şaşkınca baktığımı görünce bana baktı. "Günaydın tavşan" demişti. Bu dediğine göz devirip önüme dönmüş yürümeye devam etmiştim. "Günaydın kedi" demiştim dediği şeye yanıt olarak. O da dediğim şeye eminim ki göz devirmişti. Ama kendisi de ne dediyse bende öyle karşılık vermiştim. Ama ne yalan söyleyeyim kendisi kediye benziyordu. Bence kabullenmeliydi.
Bu sözü aynı şekilde kendisine de söyleyince 'Hayır bir kere ben kediye benzemiyorum. Ama sen tavşana benziyorsun' diyordu her zaman. 'Ah nerem tavşana benziyor benim ya!' Diye iç geçirdim.
***
Sınıfa gelmiş, yerlerimize oturmuştuk. Sınıftakilere göz gezdiriyordum arada. 'Bana hangi erkek yazmış olabilir ki?' Diye düşünüyordum. Hangi sınıfta olduğunu bulmam gerekiyordu. Ama neleri sevdiğini biliyordum bu nedenle belkide işim daha da kolay olurdu. Yada belkide tenefüste ona yazmalıydım. Ben yazdığımda telefonu kimin ellediğine bakardım. Diye de düşündüm ama kesin bakmayacaktı benim olduğum yerde. O nedenle bu planda işe yaramazdı.
' Ne yapmalıydım?' diye düşünürken öğretmenler zilinin çalması ile içeri hoca girmişti. Hocanın girmesi ile düşündüğüm tek şey 'En iyisi onun bir kaç özelliğini daha öğrenmeliyim' diyerek derse giren hocayla düşüncelerimi bir kenara bırakıp derse odaklanmıştım.
***
Taehyung'tan:
7. Dersteydik. Son 2 dersin beden olması üzerine Spor salonuna gelmiştik. Namjoon hocanın serbest bırakması üzerine Tribünlerde oturmuş bir yandan basketbol oynayanları izliyordum. Jimin de yanımda oturmuş telefonuna bakıyordu. Bugün Jungkook'a hiç yazmamıştım. 'Aceba şuan yazmalımıyım?' diye düşündüm. Karşıda basketbol oynayan Jungkook'a baktım. 'Şuan yazsam bile telefonuna bakamaz çünkü basketbol oynuyor' Diyerek yazmaktan vazgeçmiştim. Daha sonra yazayım, sonra o görünce okur diyerek yazmaya karar verip yazmıştım.
V:
Selam Jungkookie!!
Nasılsın?
Ne yapıyorsun?
Son iki dersin beden ve seni tenefüslerde göremediğim için üzülüyorum.Demiş ve telefonu kapatmıştım. Ne zaman cevap verir bilmiyordum ama elbet yazacaktı. Daha sonra gün boyu Jimin ile sohbet etmiştim.
***
Eve dönerken Jimin ile konuşmuyordum. Hatta o da benimle konuşmuyordu. Benim konuşmuyor olma sebebim Jungkook'un hala telefonuna bakmamış ve mesajlarımı görmeyip, cevap vermemiş oluşuydu. Eve varana kadar tek düşündüğüm şey o olmuştu. Evin önüne geldiğimde Jimin 'e bakmış vedalaştıktan sonra onun gidişini izlemiş ve anahtarı sırtımdaki çantanın cebinden çıkarıp kapıyı açmıştım. Kapıyı açmak ile ayağımdaki ayakkabıları çıkarmış, elime alıp içeri girmiştim. Kapıyı kapatıp ayakkabıları, ayakkabılığa koyduktan sonra odama doğru yönelip, adımlarımı oraya yönlendirmiş ve açık olan kapıdan odama gitmiştim.
Her zamanki gibi çantamı dolabın yanına koymuştum. Telefonumu yatağın üzerine atıp, üstümdeki üniformadan kurtulmak adına dolabımın önüne gelip kapağını açmış içinden kıyafetlerimi alıp üzerimdeki okul kıyafetlerinden kurtulmuş ve onları giymiştim.
Kıyafetleri dolaba koyup yatak odasından çıkmış ve mutfağa gitmiştim. Dolaptan noodle çıkarmış ve kendime hazırlamıştım. Baya acıkmıştım. Zaten Jungkook'ta halen mesajlarıma cevap vermemişti. Onun cevap vermesini beklerken yemek yerdim yani.
Yemeği hazırlamış duvara boş boş bakıp yerken bahçedeki çiçekleri kaç gündür sulamadığım aklıma gelmişti. Yemek yedikten sonra gidip sulamalıyım yoksa çürüyüp giderlerdi. Noodle'ı yiyip bitirdikten sonra kabını 3 günde 1 açtığım bulaşık makinesine yerleştirmiştim. Tek yaşadığımdan ancak 3 günde bir doluyordu yani...
Daha sonra yönümü bahçe kapısına yönlendirip oraya doğru yürümüştüm. Bahçeye çıktığımda baya bir süre bahçede çiçekler, bitkiler ile uğraştıktan sonra işim bitince içeri girmiş ellerimi lavaboda yıkamış ve odama gitmiştim. Üzerime sularken su geldiğinden çok ıslanmadığını düşünerekten üzerime çöken yorgunluk ile kendimi yatağa sırt üstü atmıştım. Sırtımın yatak ile buluşmasına karşın vücudum rahatlarken gelen bir mesaj var mı diye elimi yanımdaki komidine uzatmış ve telefonu sırt üstü uzanırken açıp bakmıştım.
Oha evet bir bildirim vardı!
Yazmıştı!
Ben neden görmedim!
Salak kafam niye telefonum yanımda değildi!
Ayh illa anında bakmam gerekiyor diye bir şey yok ki dimi?
Yada belki anında bakmadığım için soğursa?Diye kendi kendime iç geçirip kendimi sövmeye de başlarken, Jungkook'un ne yazdığına yeni bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI VE YILDIZLAR -TAEKOOK-
FanfictionOkulun popüleri Jungkook'a 2 senedir aşık olan Kim Taehyung. Cesaretini toplamak için ona anonimden yazmaya başlar.