"Felix! Mumları ne yaptık?"
"Ay nerdeler ya! Seungmin!"
"Ay bi boku da bensiz yapın ya! Ne var?!"
Kremalı elleriyle sinirli sinirli mutfaktan çıkan Seungmin, pıtı pıtı yanımıza geldi.
"Mumları almadınız mı?"
"Hyunjin almıyor muydu?"
"Lan ben mi alıyodum?!"
"Gerizekalı bu çocuk ya!"
Ellerimle yüzümü ovmuştum. Sabır diliyordum şuan.
"Tamam, tamam.. Ne kadar var Changbinin gelmesine?"
"15 dakika falan..Chan'i mi arasak gelirken uğrasın bir yere de alsın?"
Tam cümlesini bitirdiği an kapı çaldı.
Seungmin kapıyı açmaya gittiğinde Chan'in zaten gelmiş olduğunu gördük.
Seungmin avcunun içiyle alnına vurdu.
"Neler oluyor?"
"Tamam..siz pastayı bitirin hemen alıp gelicem ben.."
Chan içeri geçerken Hyunjin'den ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu.
Ben de tam tersine dışarı çıkıyordum tabii ki.
Chan Hyunjin ile konuşmaya çalışırken Hyunjin unuttuğu görev yüzünden süt dökmüş kedi gibi sorulardan kaçıyordu.
Seungmin lafa atladı.
"Bu salak mumları unutmuş..!"
Onlar konuşurken ben çoktan arabaya binmiştim bile.
"Nereden bulabilirim ki şimdi mumu.."
Yolumun üstünde bir market bulmuştum neyseki..
-
"Jeongin üst koridora yardım lazım!! Lan gelsene ölücem aq HADİ!!"
"Jeongin yapacağın işi sikeyim!"
Minho ile Jeongin alt koridora odaklanmışken Jisung'u duymamışlardı bile.
"Minho neredesiniz amına koyayım ya!"
Jisung son nefesini vermişti. Oyunda tabii..
"Ya öldüm işte of! Ben eve gidiyorum ya oynamicam"
"Sanki yanımızda amınakodum"
"Jisung annem kendi evindesin zaten"
"Banane ya! İnsan yardıma gelir! Piçler!!"
"Hayatım alt koridordaki kaosu görmedin galiba"
"Banane."
"Al işte.."
"Ben afk kalcam yeter tw dinlemek istiyorum."
"Lan harbi çıkıyon mu"
"Hee"
"Rütbe düşünce erkekler"
"Sus jeongin."
-
"Hazır! Hazırız! Hallettik!!"
Etrafındakilere beşlik çakmaları için elimi uzattım. Ama iki elim var sonuçta, Hyunjine yetmedi..
"Bana beşlik yok mu.."
"Üç elim mi var benim?"
"Bence mumları unuttun diye trip atıyo sana"
"Kes Seung ya of!"
Seungmin zevkle kıkırdadı.
Zil sesini duymuştuk o sırada.
"Hadi hadi saklanın siz! Çabuk!"
Hyunjinin dediğiyle salondaki koltukların arkasına saklanmıştık.
Hyunjin bu sabah Changbin'e yurtta yanlız olduğunu, Seungmin'in gelmeyeceğini, ve yurda gelirse birlikte vakit(!) geçirebilecekleri hakkında bir mesaj atmıştı.
E Changbin durur mu tabii..
Şuan koltuğun arkasından onları görebiliyorduk, ancak Changbinin buraya pek dikkat edeceğini sanmıyordum.
Hyunjin kapıyı açıp Changbini karşıladı.
Ama Changbinin ani hamlesini beklemiyorduk tabii..
Changbin içeri girdiği gibi sevgilisini kendine çekip üst dudağını kendi dudakları arasına aldı.
"Eww!!"
"Öpüştü mü onlar?"
"Yok kahve içiyorlar Seungmin.."
"Amına çakarım Chan."
"Saygılı konuş köpek!"
Onun bizim orda olduğumuzdan haberi yoktu ama Hyunjin'in vardı. Şuan biz olmasak ya da bir parti planı olmasa her şeyi siktir edebilirdi ama yapmadı.
Changbin onu öpmeye devam ederken bir yandan sağ elini Hyunjin'in çenesine götürdü, diğer elini ise kapıyı kapatmak için kullandı.
"Changbin-!"
Sonunda kendini Changbin'den ayırdığında ilk önce nefeslendi.
Changbin'in anlam veremeyen bakışlarını izleyip onun çenesini elleri arasına aldı.
"İyi ki doğdun sevgilim!"
Bu bizim için bir koddu. Hemen koltuk arkasından çıkıp onlara göründük.
"İyi ki doğdun!!"
Doğum günü çocuğunun kaşları havalandı. Ardından hala önünde duran Hyunjin'e bakıp kahkaha atmaya başladı.
"Hani yanlızdın bugün ya sen!"
"İyi ki yanlız değilmiş Changbin gözümüzün önünde yedin çocuğu."
"Sus la Minho'yu nasıl yediğini bilmiyoruz sanki."
"O başka konu bir kere."
Gülüşüp hepimiz sırayla Changbinle sarıldık. Bu sırada Hyunjin pastayı getiriyordu.
"İyi ki doğdun Changbin!!"
Şu meşhur doğum günü şarkısını mırıldanıyordu.
"Dilek tut!"
Changbin bir süre Hyunjin'e bakıp gülümsedi ve mumları üfledi.
"O mumlar için ne kadar uğraştık biliyor musun.."
"Of Felix sus!"
Ortamda bir kahkaha patladı.
-
☆☆☆☆☆
(ben bu changjini cok seviyom🤏🥹💞)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bluetooth - [jilix]
FanfictionTelefonu televizyona bağladım. Yani öyle sanıyordum. "Hangi listen bu, daha önce görmemiştim! Linkini atsan ya!" "Ne?" Televizyona baktım. Bu ne benim telefonum, ne benim hesabım, ne de benim playlistimdi.