"Mehru hadi geç kalacaksın." Ofladım.
"Tamam abi çıkıyorum!" Tam o an telefonuma Fatih'in bildirimi düştü. Mesaj atmıştı. Haince sırttım. Normalde planladığımız saatti yarım saat geçmiştim ve bunu Fatih'i sinirlendirmek için yapmıştım. Tam dayaklıktım.
Gelmeyi düşünüyor musun yoksa ben yukarıya gelip kendim mi alayım seni?
Sırıttım. Bu su kaplumbağasını biraz oynayacaktım.
Gel al beni kahramanımm(!)
Şu an gözlerini devirdiğini düşünerek bir kere daha güldüm. Tam o sırada kapı çaldı. Koşup kapıyı açtım. Açtığım gibi birinin beni kucaklaması bir oldu. Daha yüzünü bile görmedim be adam!
"Ne oluyor be?"
"Senin yaramazlıklarınla uğraşıyoruz." Tanıdık gelen sesle saçlarımı yüzünden çekerek beni kucaklayan sese baktım.
"İndir beni!"
"Sonra da çantamı alacağım diye eve gir yarım saat gelme değil mi? Yok kalsın." dediğinde ofladım.
"Fatih indirsene beni ya! Bak söz gitmeyeceğim bir yere. Vallaha bak!" dediğimde yalan söyleyip söylemediğimi ölçmek istercesine yüzümü inceledi. "Ben alırım bekle sen." deyip beni yere indirecekken boynuna daha sıkı sarıldım.
"İndirme beni yere sakın!" dediğimde ofladı.
"Daha biraz önce beni bırak diyordun ne oldu? Kahramanın olduğumu mu fark ettin?" saçmalığına karşı dehşetle suratına baktım. Bu halime karşı güldü.
"Kendini çok önemsemeye başladın farkında mısın?" Gözlerini devirdi.
"Bende aynı şeyi sana söylemek isterdim ama senin ne mal olduğunu biliyorum." dediğinde kafasına bir tane geçirsem de "Aferin." dedim. Güldükten sonra beni tekrar yere bırakmaya çalışsa da çığlık attığım için anında vazgeçti.
"Ya ne bağırıyorsun kızım? Kulağım koptu."
"Ayakkabılarım yok ayağımda bırakma beni yere!" diye bir kere daha bağırdığımda yüzünü buruşturdu.
"Hangisini giyeceksin?" dedi ayakkabılığa doğru ilerlerken.
"İlk sırada soldan üçüncü siyah topukluları." Siyah kelimesini bastırarak söylemiştim.Anında bana döndü.
"Sana beyaz git dememiş miydim ben?" dediğinde histerik bir kahlaha attım.
"Ne zamandan beri seni dinliyorum Fatih Sertöz?" Tabii ki hiçbir zaman. İnadına simsiyah giyinmiştim. Ben yaramaz bir kızdım ve bana emir veremeyeceğini öğrenmesi gerekiyordu. Hemde benim korumalığını yaparken asla.
"Sen kimseyi dinlemiyorsun Mehru?" dediğinde cıkladım.
"Abim hariç kimseyi." diye düzelttimğimde göz devirerek başını salladı. "Allah'tan Buse'nin elbisesi bendeydi de onu getirdim." dediğinde yüzümü buruşturdum. Buse eski sevgilisiydi ve benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi. Fatih'i kendi kuzeniyle aldattıktan sonra arkadaşlığımız bitmişti. Her ne kadar Fatih'le iyi anlaşamıyor olsak da benim kuzenimdi ve onu üzen beni de üzmüş olurdu.
"Onun kıyafetlerini giyeceğimi mi sanıyorsun?"
"Sanki önceden giymedin de." dediğinde "O öncedendi!" diye feryat figan bağırdım.
"Elbise Chanel Mehru." dediğinde sustum.
"Tamam Fatihciğim. Nasıl istersen." Bu tartışma da burada sona ermiştir. Konu Chanel'se bende sular seller dururdu. Kırmızı çizgimdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zincirin Son Halkası
Novela JuvenilMerhaba! Bu benim ilk kurgum. O yüzden aralarda acemice sahneler olabilir. Zamanla büyüyeceğiz İnşallah. Her Pazartesi saat 20.00'da yeni bölüm yayınlamayı düşünüyorum. Okullar açıldıktan sonra bu değişebilir. Şimdiden herkese teşekkür ederim. Keyif...