Amore e Dolore || AlDan

DOMATES VE BULGUR

"2 hafta sonra"

Barbaros

Bugün hava çok sıcaktı. O yüzden işe yürüyerek gitmek yerine arabayla gelmiştik. Arabayı park ettim ve indik.

Executive şef hariç kimse gelmemişti daha. Danilo ile beraber üzerimizi değiştirip mutfağa geçtik. Bir süre sonra yavaş yavaş herkes gelmeye başladı ve günlük telaş havası yine etrafı sardı.

Yoğun bir gündü. Klasik. Sol yanımda hala kaybettiği coin lerden bahseden bir Barış, sağ yanımda ise sanki çalışmaktan nefret ediyormuş gibi tiksintiyle bakan bir Alican vardı. Halsiz ve solgun görünüyordu.

Elimdeki tranç ı bırakıp yanımdaki Alican'a seslendim.

- Pişt! Alican, iyi misin? Solgun gözüküyorsun.

+ Hı hı. Biraz rahatsızım sadece.

- Neyin var?

+ Başım ağrıyor. Biraz da midem bulanıyor. Ama sorun değil. O kadar da etkilemiyor.

Kafamı salladım. Hiç de etkilemiyor gibi gözükmüyordu. Saate baktım. Öğle arası olmak üzereydi.

- İki tane Asyacı var zaten oğlum. Hem bi sıkıntı olursa ben de ilgilenirim. İstersen sen gidebilirsin. Öğle arasında Şef e söyle de çık.

Başta kabul etmese de sonra ikna oldu. Öğle arası şeften izin alıp eve gitti. Biz de hızlıca bi yemek yiyip işe geri döndük. Çok geçmeden Danilo yanıma geldi.

+ Pişt! Alican nerede biliyor musun?

Ona baktım. Şu sıralar Alican'ı pek bi merak eder olmuştu. Kaşlarımı hayırdır der gibi kaldırdım.

- Noldu? Merak mı ettin?

+ Yok ya, yani şey... Merak etme değil de hani göremeyince onu...

- Rahatsızdı biraz. Eve gitti.

+ Yaa.. Neyi varmış?

Gülümsedim. Biraz baş ağrısı, biraz mide bulantısı, biraz da kalp ağrısı. Başka ne olacaktı? Bunu Danilo'ya söylemedim tabi. Düşüp bayılırdı kesin.

- Bilmem. Ama hiç iyi görünmüyordu. Sen iyisi mi bi ara da sor. Ya da arama, çıkışta direkt git.

+ Evine mi? Yok be, ne alaka?

- Ne alakası olur mu canım? Ya ölüp kalırsa? Sen git işte, bir bak nasılmış

+ İyi o zaman, gidelim bari beraber çıkışta.

- Yahu sen git diyorum, beraber diyorsun Dani!

+ Neden ben gidiyorum ya?

- Benim işim var. Gidemem. Sen git.

+ Ne işin var?

- Serhat la buluşacağız.

+ O kim?

- Bilmem. Sen bir şeyleri bana anlattığında ben de anlatırım belki...

+ Ne anlatacakmışım?

Bilmem der gibi dudağımı büzüp yanından ayrıldım. Sanki kördük de görmüyorduk. Alican la ikisi sürekli utangaç utangaç bakışıp duruyorlardı. Ya aralarında bir şey olmuştu ya da olmak üzereydi.

Danilo

Barbaros Alican'ın kötü olduğunu söylediğinde onu çok merak etmiştim. İş çıkışını beklemek cehennem gibi gelmişti bana. O yüzden restorandan çıkar çıkmaz hemen bir taksi çevirip Alican'ın evine gittim. Adresi Barbo'dan almıştım.