ARKADAŞLAR ÇOK UZUN Bİ ARA OLDU FAKAT İLK HAFTADAN ÖDEV YETİŞTİREMİYORUZ. EDEBİYAT HOCASI BİR GÜNLÜK AÜRE VERDİ. ÖMER SEYFETTİNİN ESERKERİNDEN BİRİNİ OLUYUP ÖZETLEYECEĞİZ
VE MEVSİM GEÇİŞİNDEN DOLAYI HASTAYIM O YÜZDEN GEÇ KALDI BÖLÜM
NEYSE ÇOK TUTTUM SİZİ
İYİ OKUMALARRR🤍O an yanaklarımı basan ateş. "Olm böyle şak diye öptü." Okuldan beri Araf'ın beni nasıl öptüğünü anlatıyordu"A-aysu ye-ter!" Küçük bi kafkaha attı. " Bir de senin böyle mal gibi kalman yok mu," bi kahkaha daha attı. "Var! Oğlum çocuk seni öptü sen orada mal gibi çocuğa bakıyorsun. QWŞDÖSOWMDJWMXP"
Bu sefer bende kahkaha attım. "A-aysu a-ağzınla ra-random attın!""Ben farkı aşkım. Neyse bide sonra kalkıp koşakoşa gitmen yok mu. Böyle topukların götüne vuracaktı. Böyle domates gibi oldun.
OF İŞİCEM!" Deyip bidaha kahkaha attı. "Lan a-altı üstü u-utandım la ne u-uzattın. Ha-hayatımda i-ilk kez bi-bi-biriyle ö-öpüştüm." Yatakta oturduğu yerde zıpladı. "Of çok tatlıydınız. Bide sen böyle ağlıyordun yA o ara hafif hafif, böyle sen mal gibi bakarken yanaklarını sildi. OF AĞLİCAM!""Vay be ablam, gelin oldun gidiyorsun." Yanaklarım yanıyor. "Oyyy, domates gibi oldunn!"
"Of shiplendim gitti. SONUNA KADAR EGRAF!" Sonda bağırarak konuşmasıyla kulaklarımı kapattım. "Su-sus be a-artık, ay-rıca sırf be-beni öptü d-diye beni se-seviyor o-olamaz." Sona doğru sesim biraz buruk çıkmıştı. "He yarram keyfinden öptü seni, Aşkım çok değil, bi tıkçık malmısın?" Olabilirdim. Ama inanmak istemiyordum, umutlanmak istemiyordum.
"Aysu," derin bi nefes aldım. "Ya se-sevmezse, ya ben ya-nlış a-anlarsam, be-ben umu-umutlanmak is-istemiyorum." Oyy diye bi nida çıktı ağzından beni kendine çekip kocaman sarıldı. Bi yandan saçlarımı koşarken bi yandan kısık sesle konuşmaya başladı. "Aşkım, seni sevmese neden sürekli seninle takılsın?" Küçük bi hıçkırık firar etti dudaklarımdan. "A-acıyor ba-bana." Ağlamam biraz daha şiddetlenince daha sıkı sarıldım.
***
Uzak kalmalıydım çünkü delice utanıyorum. Yüz yüze gelmemek için bu gün erken kalkmıştım. İyide aynı sırada oturuyorduk. Kızlardan birini ikna edebilirdim ki hepsi Araf ile oturmak istiyordu zaten. Okula yaklaştığımda kapıdaki Araf'ı görmem ile başımı yere eğdim dehşet utanıyorum ağliyacam.
Salak mısın amk
Sen sus yA!
İç sesimi dinlemeden aynı şekilde kafamı hiç kaldırmadan okula doğru girecektim ki beni fark etti. Allahım ne olur şans bi kere benden yana olsun. "Ege!" HASSİKDİR BOK sesini duymamla adımlarımı hızlandırdım. Onun adımlarıda benim gibi hızlanmıştı. Allahım çok iyi bi insan olmadığımı biliyorum ama bu seferlik bi kurtarıcı? Ben bu düşünceler ile boğuşurken birden bir yere çarpmam ve göğüsümde hissettiğim sıçaklık ile ilk ne olduğunu kavrayamasamda bakışlarını yerden çektiğim.
karşımdaki kişinin yüzüme korkuyla baktığını gördüm. "İyi misin? Özür dilerim görmedim seni." Derin bi nefes aldım "bi-bişeyim y-yok."
"EGE!" Başımı hafif arkaya çevirdiğimde koşarak bana gelen ve yüzünde bariz bi endişe olan Araf'a baktım. "İyimisin, ne oldu, yandın mı? Sende önüne baksana kardeşim!" Son cümlesini karşımdaki çocuğa itafen söylemişti. "Be-ben önü-önüme bakmıyordum." Derin bi nefes aldı. "Ne diye önüne bakmıyorsun? Neyse iyimisin? Yandın mı? Hadi revire gidelim." Bileğimden tutup kocaman adımlarla revire giderken benide çekiyordu ve ben ona yetişemiyordum. "Ya-yavaşlar mısın?" Beni duymamıştı sanırım. Gömleğim göğüsüme ger dendiğimde inlememek için zor duruyordum. "A-ah" ağzımdan çıkan hafif sesli inlemeyle adımları durmuş ve bana dönmüştü. Lanet olsun çok utanç verici "ya-yavaş yü-yürürmüsün canım ya-yanıyor." Bakışlarım yerdeydi.
Elini belime koydu ve yürümem için işarette bulundu. İkimizde yavaş adımlarla revire ilerliyorduk. "Çok yanıyor mu?" Sesindeki bariz endişe bile kalbimi hızlandırmaya yetiyordu. "Bi-biraz."
Nihayet revire gelmiştik. Revirdeki abla bu gün izinli olduğu için kendi işimizi kendimiz görecektik. "Hadi çıkart üstünü." Elindeki yanık kremi ile bana gelen Araf'ı gördükçe kalbim hızlanıyordu bi dakika hayır üstümü çıkaramam. "Hadisene Ege, üstünü çıkart." Derin bi nefes aldım. Sakin ol Ege sadece krem sürecek abartma! Yavaşça gömleğimin düğmelerini açtım ve gözlerimi sıkıca yumdum. Bu halime kafif kıkırdasada sırna işine döndü.
Yanık yerin üzerinde bi soğukluk hissetmemle güzlerim fal taşı gibi açıldı. "Ya-yanıyor, ço-çok yanıyor!" Gözlerim sulanmış, görüşümü zorlaştırmıştı. Bi yandan sürdüğü kremi yayıyor bir yandan ise üflüyordu. Nihayet bitirmişti işini kremin kapağını kapattı ve bana döndü bi süre güzlerimin içine baktı tereddütte gibiydi. Bi süre bekledikten sonra yanık olmayan yere -karnıma- küçük bi öpücük kondurdu. Nefes alamıyordum. "Şimdi bunu bi daha giyme kahve lekesi olmuş zaten burada bekle tamam mı?" Usulca kafamı salladım
Yaklaşık 2 dakika sonra içeri elinde dev gibi bi sweatshirt ile girdi "al bakalım." Sondaki 'm' harfini uzatması ile sebepsizce kıkırdadım.
Bana uzattığı beyaz sweatshirti aldım. Bi kolunu koluma geçirirken göğsüme sürtmesi ile yüzümü buruşturdum. Bunu fark etmiş olacak ki sweatin eteklerinden tutarak bana yardım etti. "Te-teşekkür ederim." Deyip kapıya yöneldiğim sırada arkamdan bi ses duydum.
"Neden benden kaçıyorsun?"
Visâl/21.09.23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEKEME (BxB)
Novela JuvenilKekekme olduğu için zorbalanan ve üvey annesi tarafından sevilmeyen bir çocuk... Ve onu her şeye ve her kusuruna rağmen her daim sevecek olan semesi...