Evet çözüm...işi bırakmaktır. Yoksa bende ileride maviş ola bilirim. Hiç zaman kaybetmeden istifa dilekçemi yazdım ve müdürün odasına doğru gitmeye başladım. Odaya nasıl daldımsa lann kendimde korktum. Müdür altına sıçmasa iyi olurda neyse .
"Ben işi bırakıyorum!"
"Nasıl? Anlamadım!"
"İşi bırakıyorum dedim sapık. Sağarmısın?"
"Ama neden yakışıklı?"
Üzgün bakışları ile bana bakıyordu. Nerdeyse ağlayacaktı. Şu surattakı ifade hiç hoşuma gitmedi. Lan Allah seni kahretsin sen erkek deyilmisin. Şu ağlama falanda neyin nesi.
Açıklama yapmadan dilekçemi onun yüzüne çarpdım. Sonra ayağımla masaya çarpdım. Lan buda yetmedi masadakı kağıtları elimle süpürüb yere atdım. Vahşi hayvan gibi masaya zıpladım. Kalemlerini, köpeyinin resmini ayaklamaya başladım. Iki kerede zıpladım. Sonra yere indim.
Odanın sol köşesinde sahte palma ağacı vardı. Onun kafasından yapışdığım gibi odadan çıktım.
Bankanın çıkışına kadar sürükledim. Sonunda onu bırakıb son kere bir arkaya döndüm. Son 4 yılım şu iş yerinde geçmişti. Bir üzgün bakış atdım. Lan yinede kuulum. Şu karizmam var ya. Anlatamıyorum bazen. Neyse bu mesleni koyalım bir köşeye .
Bir gün sizinle karizmam konusunda uzun -uzun konuşucam. Son üzgün, amma bir o kadarda karizmalı bakışıma geri dönelim. Evet tüm ofisi gözden geçiriyordum ki gözüm ağlayan müdüre takıldı.
Lan çok sinirleniyorum şu adama. Kendimi kaybetdim ve tüm ofise bağırdım."Müdür sen götsün"
Evet artık gide bilirim. İçim çok rahat. Kapını açıb dışarı çıktım. Şu koku var ya şu koku. İçimi cıvıl - cıvıl eden. Etrafı koklamaya başladım. Gözlerimi kapadım ve kendimi şu kokuya bıraktım. Özgürlüğün kokusu. Kendimi özgür hiss ediyorum. Çılgın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok kuulum keşke ölsem
Random"Ellerini kaldır! Sakın kıpırdama! Kıpırdarsan beynini dağıtırım! Artık yolun sonundasın Brain!" "Tamam beybi. Sinirlenme. Sinirlenince çirkinleşiyorsun." "Sus lan! bin artık şu lanet olası arabaya" "Oooo ne kadarda öfkeliyiz. Anlayamıyorum Jassy...