Keyifli okumalar canlar :)
Şarkılar: feride hilal Akın - intihaşk
Sena Şener - porselen kalbim
Isabel LaRosa - older2.İz
Hayatımızda sürekli gelip giden insanlar var ve onlardan bize kalan tek şey "iz" evet iz, çünkü iz unutulmaz bir yaradır.
İzler bana göre hep kötü anıları hatırlatan bir kelime, zaman zaman beni kim olduğumu, her seferinde izlerimi hatırladığım da beni duvara sertçe çarpmış gibi olduğum da beni kendime özgüvenime, korkularıma, cesaretime ve en önemlisi de beni o yaşıma hala birşey bilmeyen dünyanın iyi bir yer olduğuna inanan insanların içinde kötü barındırmadığına inanan masallara hala inanan o yaşıma götürüyordu 15 yaşıma.
İnsanın hayatında öyle bir iz bırakan yaralar vardır ki bunu sadece insanın kendisi bilebilir çünkü o iz insanın bazen hayatını parçalayıp ve onu her hatırladığında kendine sürekli zarar vermek isteyen bir insana dönüştüren bir yapıya sahip.
Bazen sana kötü olan izler seni kendine getirir seni sana kazandırır. Bazen izlerinin, korkularının ve en önemlisi geçmişine karşı seni dik tutar ve ben dik durmayı da öğrendim.
(... düşüncelerimin arasından ve şarkının benim ruhumu işleyişi ile gözlerim doldu tamam o günü aklına getirme Gece lütfen yapma kendine bunu hak ettiğini yaşadı o şerefsiz insan sen ona hak ettiğini verdin,
Gözlerim dolmuştu ve bulanık görüyordum heryeri kendimi teselli etmeye çalışırken belimden bir el beni tutu ve ben
Öyle bir tiz sesle çığlık attım ki kendim bile kulaklarımı kapatma ihtiyacı duymuştum.)Yağmur hala yağıyordu ve ben enteresan bir şekilde kendimi güvende hissediyordum ve bu hissim Cafe deki garsonu gördüğümden beri böyle gözlerim hala kapalı ve ben gözlerimi yavaşça araladıgımda sert zemin de hala yatılı bir şekilde duruyorduk.
Karşımda ise onu gördüm ve korkak bakışlarıyla bana bakıyordu sanki bana korkmuştu ama bu garipti neden bana korkmuş olsun ki bu bakışı Cafe de ben ile göz göze gelince de böyleydi.
Ona baktığımı görünce yüz mimiklerini değiştirip düz bir ifade ile bana bakmayı sürdürdü ve ona ilk defa bu kadar uzun ve alıcı gözüyle bakıyordum çok etkileyici bir yüz hatlarına sahipti.
Ahh! Gece kızım sırasımı şimdi ya kendine gel sadece hafif dalgalı saçlara sahip ve yağmurdan dolayı biraz ıslanmış bunda bu kadar çekici gözükecek ne olabilir ki en fazla saçlarına dokunmak istiyosun, gözlerine için gidiyor olamaz öyle değilmi, sonsuza kadar gözlerinin içinde kaybolma isteğin de yok öyle değilmi peki ya dudakları Gece saçmalama kızım alt tarafı bir insan.
Düşüncelerimin arasında kaybolurken, ona nasıl baktığımı bilmiyorum ama öyle hızlı bir şekilde kaşlarını çattı ki ne olduğunu anımsayamadan düşüncelerimin arasından çıktım.
Düşüncelerimi okumuş olamaz değil mi? Gece cidden çok fazla kitap okuyorsun güzelim böyle bir şeyin mümkün olabilme ihtimali olabilirmi yaa kendine gel lütfen.
Tuhaf bir şekilde titriyordum eli hala belimdeydi ve anlamadığım şekilde başıma zarar gelmemesi için diğer elinide başıma yerleştirmisti, biz hala sert zemin üstüne yatılı bir şekilde duruyorduk.
Titredigimi fark edince kendini dogrultmaya başladığında bende aynısını yapmaya çalışıyordum ki titredigimden ayağa kalkmakta zorlandığımı anladım bir an karşımda durup elini bana uzattığın bir yüzüne birde bana uzattığı eline baktığımda "merak etme sana zarar verecek değilim, bana güvenebilirsin" neden böyle dediğini anlamadım çünkü bana uzatılan her yardım ele güvenemeyecigimi bi Miray biliyordu.
Bu sefer de ben Kaşlarımı çattığımda, "sen bilirsin" diyip elini geri indirdi ve bende bu sefer tüm gücümle ayağa kalktım. Evet az önce bir araba bana çarpıyordu ve beni kurtaranda oydu.
"Teşekkür ederim" dediğimde üstümdeki çamurlu olan yerleri geçmesi için elimle silmeye başladım fakat faydasız dı bunu biliyordum. Ve yağmur daha fazla yağmaya koyulmuştu. Ve ben soğuktan değilde az once yaşadığımdan titriyordum hala.
"Bir daha ki sefere dikkat edersen, teşekkür etmene de gerek kalmaz öyle değilmi." Dedi ve devam etti "hem sen karşıya geçerken nasıl geçilmesi gerektiğini bilmiyormusun."
Kaşlarım daha fazla çatıldı, bu neydi böyle. Beni hala tanımıyor bile bu kadarı da fazla ama alt tarafı beni kurtardı.
Ne bu kendini atlı prens mi sanıyordu ya da her neyse artık.Beklemediğim bir anda beni kucağına alarak kaldırıma doğru yürümeye başladı. Ben bir an korkarak ellerimi boynuna sardım yere düşmemek için.
"Sen, sen nasıl benden izinsiz beni kucağına alabiliyorsun" duymuyormuş gibi devam etti ve ve kaldırıma yaklaşıyorduk.
"Kime diyorum cevap vermeyecekmisin."İçten bir şekilde dudakları yana doğru kıvrıldı ve sadece gülümsedi. İnanamıyorum ya nasıl bir insana bu kadar yakışır gülümsemek. Sizlere anlatamam ya öyle bur içten gülümsüyor ki içim böyle gitti eridi yok oldu yani kıskıskıs. Hani aşık olursunuz ve her onu gördüğünüzde kalbinizde birseyler olur ve kalbiniz hızlı atışlar atmaya baslar ya, hani öyle bir şey benimkide, ama aslında hiç aşık olmadım yani bana bu duyguları yaşatan hiçbir erkek ile karşılaşmadım aslında şimdi şey gelebilir size insan aşık olmadan nasıl anlayabilirki aşkın nasıl bir duygu olduğunu evet, haklısınız aslında ama, aşk sadece insanların içinden gelen bir duygu değildir sadece.
Aşk sadece bir insana aşık olabilecek bir kavram değildir bana göre, öyle ki ben kitaplara ve müziklere aşık olan biriyim.
Ama onlar canlı bile değiller ki diyenler var ama kimse bilemez, kitapları okuduğumda nasıl heyecanlandığımı beni başka diyarlara götürüp o duyguları yaşattığını bilemezsiniz. Müzik, benim vazgeçilmezim beni bana anlatıyor ve heyecanlandırıyor, bu garip duygu
Peki AŞK nedir?
Bence aşk, bunların birleşimidir onu gördüğün zaman heyecanlanıp, hayal kurmaktır ve bunun ardında çok güzel melodi çalar. İşte benim aşk düşüncelerim, öyle ki bu adamın kucağındayken benim aklımda hemen hiç duymadığım ruhumu hafifleten bur melodi çalmaya başladı.
"Bakıyorum da kucağımda kalmaktan çok memnunsun" dedi ve ardından sırıttı. Bir ona baktım bir de elimin onun boynuna dolanmış bir şekilde durması ve hemen ardından kucağından indim "beni kucağına gerek yoktu" dedim ve bir şey demeden arkaya dönerek yavaşça ilerlemeye başladı "bir şey demeyeceksin" diye çıkıştım ona ve bana dönerek daha doğrusu sesimi duyması ile beraber durdu, durdu ve bana döndü gözlerime baktı, sanki bir şey demek istiyor ama diyemiyor gibi.
"Teşekkürler" ve o konuştu "rica ederim" dedi düz bir ses ile. Arkasına dönerek tekrar gideceği yere doğru ilerlemeye başladı.
Sessizlik, sessizlik ve yine sessizlik ve bu sessizliği bozan ses "Gece" diyen Miray ın sesiydi, arkamı döndüm ve onun yeşil gözlerindeki endişeyi gördüm. Endişelenmiş gibiydi ve bana yaklaşarak sarıldı, bende karşılık verdim.
Titremem azalmıştı "titriyorsun Gece, güzelim ne oldu sana" "ben yoldan yürüyordum karşıya geçiyordum ve bir anda belimden biri tuttu ve yere düştük, beni kurtardı kısacası" dedim.
Ve Miray ın yüz ifadesi buz bir suyu yüzüne çarpmış gibi olduğum "Gece iyisin değil mi hastane""ahhh evet hastaneye gidelim güzelim hadi." Bileğimden tuttu ve ilerledi ben yerimden kıpırdamadım.
"Gece hadi" "Miray iyiyim ben lütfen eve gidelim hem çok acıktım" ilk başta alt dudağını öne eğerek büktü, gözü yalvarır gibiydi. Ahh bunu biliyorum "Miray lütfen iyiyim bakma öyle bana" dedim ve yüz ifadesi düz bir hal almaya başladı.
Miray genelde bu yüz ifadesini bana sık kullanırdı ve bende hep onun üzülmemesi için onu dinlerdim ama şu an cidden eve gidip yatağımda müzik eşliğinde kitap okumak istiyordum.
Kendimi bu dünyaya ait hissetmiyordum, çünkü bu dünya bana artık yabancı geliyordu, zaten öyle degilmi bizler bu dünyanın yabancılarıyız elbet bur gün öleceğiz, elbet bir gün güneş bizim için doğmayacak. Ve elbette bu dünyada gerçekleştirmek istediklerimiz gercekleşemeyecek yarım kalacak, yarım bırakılacaktık.
.
.
.
.Beğeni yorum canlar 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ
Random-Geceyi gördün mü? -Evet Diyip sırıttım. -Ne o, bakıyorum da çok sevinmişsin gibi -Ateş, abi çok değişmiş ve ona bu haksızlığı yaptığıma inanamıyorum... Biraz duraksadım ve ekledim -Gözlerinde hala o korku var Dedim ve gözlerimi kapattım, gözler...