๑ 2. Bölüm ๑

521 85 106
                                    

๑ 2 ๑


Kimsan Kasabası’nda sadece bir otel bulunmaktı. Bir otel, bir hastane, bir veteriner, bir anaokulu, bir ilkokul, bir ortaokul, bir lise, ve bir tapınak. Kalabalık nüfusu yoktu. On bin kişi bile değillerdi. Otellerini arayıp kendisine yer ayarlamak kolay olmuştu. Otelin parası da çok uygundu çünkü ödevi için okulu öğrenci indiriminin de yarısından yararlanmasını sağlamıştı. Kendi stajı da aynı şekilde kasabadaki tek veterinerin yanında devam edecekti. Kaydı yapılmış, her şeyi sistemde ayarlanmıştı.

Sınıfında hiç kimse onun kadar uzağa gitmiyor, onun gibi derslerden uzak kalmıyordu. Profesörün dekanlıkla yakınlığı sayesinde Taehyung derslere uzaktan devam edebilecekti ve devamsızlığı sorun olmayacaktı.

Taehyung ilk önce trene binmiş, saatler süren yolculuktan sonra ise Kimsan Kasabası’na ulaşmak için hem bir otobüse hem de bir taksiye para vermek zorunda kalmıştı. Burs parası dışında ailesinin yardımlarıyla geçinse de yine de tutumlu olmaya çalışıyordu. Öğretmenlerinin neler isteyecekleri belli olmazdı. Şimdiki gibi.

Taksici onu kasabanın merkezine getirdiğinde alışık olduğu taşlardan çok tahtalardan yapılma evler vardı. Çoğu da üç kattan yüksek değildi. Hatta kasabadan çok köye benziyordu. Yerler sadece taşlıydı ama onu da çamurlardan kurtulmak için yaptıkları barizdi. “Doğru yere geldiğimize emin miyiz?”diye sordu Taehyung tekrar telefonuna bakarak. Otelin adresini navigasyondan açmıştı ve ilerideki evlerden tekini gösteriyordu. Oysa etrafa otele benzeyen hiçbir yapı yoktu.

“Doğru yer.”dedi taksici adam. Yaşlı ama yumuşak yüzlü, kısa beyaz saçlı ve beyaz kısa sakalları olan birisiydi. “Kimsan Kasabası yenilenme için buraya tanımadıkları kişileri sokmaz. Benden duymuş olma ama hükumetten izinleri olduğu bile söyleniyor.”

“Ama ejderha melezi burada yaşıyorsa tahta evleri yanlışlıkla yakmaz mı?”

Taksici güldü. Araba taşlı yolda yavaş yavaş ama tıkırtılı şekilde ilerlerken Taehyung kaşları çatık, gergin yüzüyle camdan dışarı baktı. “Ejderha melezinin ejderhaya dönüştüğünü sana söyleyen kim?”dediğinde taksici, Taehyung püfledi.

“Ejderhaya dönüştüğünü bilmeyen yok. Her melez diğer yarısına dönüşür ve ejderha melezi de ejderhaya dönüşüyor. İnternetten bakıp öğrenebilirsin.” Gözleri sağa döndükleri sırada solunda kalan üç katlı geniş binayı fark etti. Ve üstündeki koca kırmızı ve sarı, etrafı lambalı tabelada büyük harflerle yazan yazıyı. “Dur! Kimsan Oteli burası!”

“Biliyorum, yeni çocuk.”

Taksi tam sağa dönüp otelin kapısının önünde durduğunda Taehyung rahatlıkla nefesini üfledi. Parasını ödediği taksiden inip iki bavulunu kaldırıma koydu ve sırt çantasını sırtına bilgisayar çantasını ise önüne doğru astı. Taksici gittiği sırada üstünü düzeltti. Yeni geldiği yerde aptal gibi durmak istemiyordu.

Taş kaldırımdaki bavullarını alacakken birisinin, “Yardıma ihtiyacın var mı?”diye soruşunu duyunca bavullarını kavrayan elleri gevşedi, ona seslenen erkeğe baktı.

Otelin şükürler olsun ki taştan olan köşesindeki duvara yaslanmış kişi, elindeki sigarayı dudaklarına götürüp içine çekti. Dumanı kafasını hafif yana çevirip üflerken gözleri Taehyung'un üstündeydi, izmaritini yanındaki yeşil çöp kutusunda söndürürken bile ona dikkatle bakan birisiydi.  Dar, dizleri yırtık bir kot pantolon giymişti, üstündeki ise siyah sade tişört vardı. Sağ kolu tamamen dövme doluydu, tişörtünü pantolonunun içine sıkıştırmıştı. Pantolonun belinde ise sade siyah derili ama gümüş tokası olan kemer takılıydı. Parlıyor gibi duran sağlıklı, bakımlı saçları çok uzun değildi ama çok kısa da sayılmazdı, ensesine anca ucu değiyor gibiydi. Spor yapıyor gibi kaslıydı, güçlü duruyordu.

angel on fire | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin