๑ 3. Bölüm ๑

512 76 104
                                    

๑ 3 ๑

Karşınızdaki kişi, sizinle flört etmeye çalıştığında bunu genelde anlardınız ama bazıları oldukça belli ederken bazılarını belli ederken aslında belli etmiyordur ya... Şimdi de Taehyung tam olarak anlayamıyordu. Jeongguk, artık tüm gece seninim derken bir yatak ve ikisini barındıran bir geceden mi bahsediyordu yoksa sadece gece boyunca bu barda oturup tanışmaktan, kaynaşmaktan mı? Taehyung ilk düşüncesi yüzünden utanmıyordu bile çünkü bugün fazlasıyla yorucu geçmişti, iyi bir seks onu rahatlatabilirdi. Ama düşüncelerini kendisine sakladı çünkü Jeongguk'un flört edip etmediğine gerçekten emin değildi.

Jeongguk birasından bir yudum aldığında Taehyung kendisine engel olamadı, gözleri yanındaki adamın daha da belirginleşen çene hattında, yutkunurken hareket eden kalın boğazında gezindi. Gece uzadıkça sanki hava daha da ısınıyormuş gibi sırtında ter akmıştı. Sebebi kesinlikle yanında oturan yabancının ateşli oluşu değildi.

"Barı beğendin mi?"dedi Jeongguk birasını masaya koyduktan sonra Taehyung'a tekrar dönerek.

"Samimi bir havası var. Ve müzikleri güzel."dediğinde, Jeongguk gülümsedi. "Namjoon hyung müzik listesini benim hazırlamama izin veriyor. Bazen de müzik kutusundan parayla başka müzik isteyen birisi çalıyor."

"Müzik kutusu mu var?!"dedi şaşırarak. Şarkı çalma makinesi görmüştü ama sadece süs olabileceğini düşünmüştü çünkü artık hiçbir barda bulunmuyorlardı. Gözleri heyecanla parlasa da bunu o değil Jeongguk fark etmiş, Taehyung'un heyecanını ve duygularını belli eden güzel gözlerini hoş bulmuştu.

"Evet, oyunların yanında."dedi kafasıyla oturdukları yerin solunda kalan kısmı işaret ederek. Bilardo ve langırt gibi aletlerin olduğu kısmı işaret ettiğini fark edince Taehyung, Jeongguk ile aynı anda birasından birkaç yudum aldı ve "Umarım gecenin ilerleyen saatlerinde beni oraya götürmeyi planlıyorsundur?"dedi. Sesindeki hafif istekli hava ise Jeongguk'un gülümsemesine sebep olmuştu.

"Saatlerce benimle burada kalacaksın yani?"derken oyun oynar gibi bir havası vardı. Taehyung'un hoşuna gitmişti, karnında tuhaf bir kıpırtı oluşmuştu.

"Yoksa şimdiden benden sıkıldın mı?! Oysa iyi anlaşmaya başladığımızı hissediyordum Jeonggukkie." Dudaklarını alayla büzdü.

"Jeonggukkie, huh? Sevimli." Jeongguk şikayet etmedi, Taehyung'un söyleyişindeki tatlılık ve şimdi de loş ışık altında olsalar da belli olan yanaklarındaki pembelik hoşuna gitmişti. "Sıkılmadım ama gecenin eğlenceli kısımlarına geçmeden önce birbirimizi tanısak daha iyi olmaz mı?" Yanında dudakları büzülü, güzel gözleri onu eritmek ister gibi bakışlara kendisini kaptırmamak çok zordu. O yüzden dikkatini toplamaya çalıştı, tekrar birasından içti.

"Peki." Taehyung da birasından içti, boğazını hafif yakarak kaymasına izin verdi. "Buralı mısın?"diyerek sordu ardından. Tanışacaklarsa bir yerden başlamalıydı. Hem içki içse de aklı yerindeydi, buraya ilk başta neden geldiğini unutmamıştı ve yerli birisinden ejderha meleziyle ilgili bilgi almak daha kolay olurdu.

"Evet."dedi Jeongguk. Taehyung'un istediği gibi buranın yerlisiydi. Ondan nasıl olacağını bilmese de kesinlikle bilgi alabilirdi. Gülümsedi.

İkisi de birbirlerine yoğun gözlerle bakıyorlardı. Birbirlerinin üzerinde olan gözleri ikisinin de hoşuna gidiyordu.

Taehyung tekrar birasından bir yudum alırken Namjoon ile konuştuğunda böyle hissetmediğini fark etti. Kocası olduğunu, evli olduğunu fark etmeden önce bile. Jeongguk ile konuşurken ise... Aptal değildi. Konuştukça ve gözleri birbirlerini buldukça aralarında bir çekim ortaya çıkıyordu. Bunu fark etmemek imkansızdı.

angel on fire | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin