๑ 5. Bölüm ๑

575 71 60
                                    

İyi okumalar ♡

๑ 5 ๑

Taehyung ilk uyandığında güneş bile doğmamıştı. Bulunduğu odadaki gıcırtı sesleri yüzünden uyandığında yüzünü buruşturarak tek gözünü açtı. Yüzüstü yattığı yatakta pencerenin önündeki masaya bir şey bırakan Jeongguk'u gördü. "Saat kaç?"diye sızlanarak derin sesiyle sorduğunda, Jeongguk ona döndü. Yüzünde ufak bir gülümseme oluşurken yatağındaki adama yaklaşıp eliyle saçlarını okşadı. Taehyung, onun giyinik olduğunu da fark etmişti ama fazla odaklanabildiği söylenemezdi.

"Birazdan beş olacak. Uyumaya devam et güzelim."

Taehyung, Jeongguk'un dediğini onaylarcasına mırlar gibi sesler çıkarırken Jeongguk saçlarını okşamaya devam etti. "Sen nereye gidiyorsun?"diye sordu Taehyung, gözlerini tekrar kapattığı sırada.

"Sabah koşuma gideceğim. Merak etme, sen tekrar uyanmadan burada olacağım. Beraber kahvaltı yapacağız."

Taehyung bir şey demedi, sadece onaylayan sesler çıkarıp uykusuna kaldığı yerden devam etti.

Tekrar uyandığında, Jeongguk gerçekten de söylediği gibi gelmişti. Taehyung'un stajı başlayacağı için saat sekizde kahvaltıyı yapmak için bulundukları katın mutfağında Jeongguk kahvaltı hazırlamıştı. Gündüz olunca ve içerisi aydınlık olunca, Taehyung barın üstünde olan ve Jeongguk'un yaşadığı geniş daireye güzelce incelemeden edemedi. Dairenin ortasındaki merdivenlerden çıkınca karşında ilk olarak kocaman bir salon vardı. Pencereler hemen karşıdaydı ve salondaki üç farklı renkteki koltuklar, bitkiler, renkli perde, sağ ve sol duvarlardaki resimli çerçeveler, ayaklı abajur ve renkli halı bile evi fazlasıyla canlı gösteriyordu. Ama dağınık değildi. Televizyon yoktu. Pencerenin önündeki masanın üstünde bir tane masaüstü bilgisayar vardı, yanında ise pikap, altlarında da plak koleksiyonu vardı. Diğer tarafında ise kitapları görebiliyordu. Mutfak, tam alt kattaki barın mutfağıyla aynı hizadaydı ama bu katta aralarında duvar yoktu. Mutfak ve salon birleşikti. Mutfağın salon tarafındaki bar masasında uzun bacaklı dört tane sandalye vardı. Mutfak daha çok beyazdı ve renkli eşyalardan oluştuğu için salonun patlayan renkli eşyalarını dindiriyordu.

Çok güzeldi. Taehyung, sandalyelerden tekine otururken gözleri arkasında kalan Jeongguk'un odasının olduğu koridoru değil, tam karşısındaki koridordaydı. Orada ne olduğunu merak etti. Ses geliyordu ama gelen sesin alt kattan mı yoksa karşısındaki koridordaki odalardan mı geldiğini anlamadı.

Jeongguk kahvaltıyı hazırladığı için gülerek ona dönmüş, yiyecekleri yemeye başlamasıyla dikkati dağılmıştı. Jeongguk ona gece rahat uyuyup uyumadığını, herhangi bir ağrısı olup olmadığını sormuş, sabah koşusuna giderken onu uyandırdığı için özür dilemişti. Tatlılığı Taehyung'un yüzünü kızartsa da ikisinin de gözlerinde dün gecenin şehvetinin hala yerinde olduğunu gösteren ışıltılar vardı.

Birden bir kapının açılması ve gülüş seslerin duyulmasıyla, ikisinin de gözleri Taehyung'un odalarda ne olduğunu merak ettiği koridora döndü. Aynı odadan çıkan iki kişiydiler. İkisi de uzun boyluydu ve erkekti.

Koridorun karanlığından salonun aydınlığına geçtiklerinde ise Taehyung'un gözleri açılmış, elindeki chopstick mermer tezgaha düşerken hemen ayağa kalkmıştı. Onu gören ikili dururken Taehyung ellerini önünde birleştirip hemen belini  bükürek eğildi.

Çünkü karşısındaki kişi Kim Seokjin'di. Stajından görevli olacak kişiydi.

"Uh... Sen staj öğrencisi Taehyung olmalısın..." Taehyung eğilmeye devam ettiği sırada Jeongguk tatlılığına gülümserken Seokjin ve Namjoon birbirlerine baktılar. "Eğilmene gerek yok, henüz klinikte bile değiliz."

angel on fire | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin