şehirden uzak

2 1 0
                                    

Siz hiç Anneniz size yağmur yağarken korku hikayesi okuduğunda korkmadınız mı?

Veya salondan film sesi geldiğinde sırf annem ve babam içerde ne izliyor diye bakmak için uyku saatinizi feda etmediniz mi?

Ya da ailenize son kez sarılmadınız ?

"Bugün günlerden salı herhalde."

"Aynen.jad, bayan shell'ın cesedini bulduktan beri sathlie iyi değil."

"Aynen. Kayla'da ağlayıp durmaktan başka bir şey yapmıyor. Bir başımıza kaldık will."

"Deme öyle Jess. Ben seni çok seviyorum."

Yattığım yatağımdan Jessica ve will'in sesleri geliyordu. Hafif bir esinti yüzüme geliyordu.

Muhtemelen sabah saatlerindeydik.

Jessica ve will'in konuşmalarından anladığım kadarıyla beraber gizli bir aşk yapıyorlardı. Bu şaka olsaydı bile otobüsün içinde konuşurlardı. Otobüsün dışına çıkıp konuşmazlardı.

Ama şuan gerçekten onların aşkını umursamam, umursamam gereken son şeylerden biri olabilirdi.

Neyse ki nayla ve sathlie yanımdaydı.

"Günaydın serena. Mayla seni çok merak etmiş. Ama çaktırma belli etmek istemiyor."

Hep beraber
Sathlie'nin dediğine güldük. Şaka bir yana gerçekten kayla'yı merak ediyordum.

Sathlie ile oturduğumuz yerden kalkıp otobüsteki lavabonun yanına yaklaştım. Kayla telefonu kurcalıyor idi. Benden 2 yaş küçük olmasına rağmen benden daha zekidir.

"Merhaba kayla. Biraz konuşabilir miyiz?"

"Ne var serena?"

"Ben sadece seni çok ihmal ettiğimi söylemek için geldim. Gerçekten özür dilerim."

"Annem ve babamı özledim. Teyzemide."

Kayla espri yapmıştı teyze konusunda. Çünkü kayla ve annem çok iyi anlaşamazlardı.

"Gerçekten eve ne zaman gideceğiz?'

"Gerçekten bende bilmiyorum kayla. Bende senin kadar eve gitmeyi çok istiyorum ve unutma gideceğiz."

Kayla'yı yumuşatmak ve sakinleştirmek için söylediğim cümleden sonra elimi omzuna götürüp okşadım omzunu.

Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı.

Akşam olmaya yaklaşıyor gibiydik. Nerede olduğumuzu bilmediğimiz için ve de bu yerde bir ceset bulduğumuz için kimse çıkıp bakınmak istemiyordu.

"Hey Jess suyumuz yok!"

Jess'in biricik sevgilisi sürekli Jess'i kullanıyor gibi geliyordu bana. Böyle bir durumda Jess suyunu vermezdi umarım.

"Paries bende de çok az su var. Bana lazım git kendine bul!"

"Ne demek kendine bul lan!"

Paries Jessica'nın üzerine atlayacakken jad ve will paries'ı tuttu. Aman Allah'ım gerçekten bu çocuğun nesi vardı?

"Jess gel benimle."

Sathlie, Jessica'yı aldı ve oradan uzaklaştılar. Sanırsam otobüsün diğer tarafına geçtiler.

Sathlie, Jess'i götürürken Jess ağlıyordu. Gerçekten paries ile çok toxic bir ilişkileri vardı.

"Paries senin derdin ne!"
Dayanamayıp atladım hemen lafa.

"Sen karışma serena! Defol!"

Aman Allah'ım
Sen sabır ver yarabbim.

"Paries! Ben senin aşağılayıp ağlatabileceğin kızlara benzemem haddini bil!"

Paries sinirden çırpınırken. Cebinden bir çakmak birde...

Birde hafif kanlı bir poşet fırladı.
Hepimiz paries'a baktık. Oda bize baktı...

YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin