🕙

149 18 151
                                    

Saatler bitince ne yapacağım acep

Vallahi hikaye kendi rayından çıkmış bulunmakta şu an

Kaos tüneline doğru sürüklendi

Sorry dostlar

Treni durduramıyorum

><><><><><><><><><><><><><

İki gün sonra

Fyodor kendisinin ona almış olduğu botları giyen Chuuya'yı izliyordu aşkla. Chuuya ise iskelenin kenarındaki korkuluklara yaslanmış yakındaki denize ve martılara gülümsüyordu.

Ama yine de yüzünde belirgin bir hüzün vardı. Fyodor yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu biliyordu. ama Chuuya'yı rahatsız etmemek için ona direkt sormuyordu. Bu işi gizlice araştıracaktı.

Chuuya'ya yaklaştı ve ona arkadan sarılmış gibi yaptı. Tabii sarılmayı da deliler gibi istemişti ama asıl amacı Chuuya'nın cebindeki telefonunu almaktı.

Yaptı da.

"Üşümüşsün minik serçe."

Chuuya, Fyodor'un karnına yerleştirdiği ve nazikçe belini okşayan ellerine baktı bir süre.

Kendini suçlu hissetse de elini Fyodor'un elinin üzerine koydu ve kendinden uzaklaştırdı.

"Ihm...Üzgünüm ben...Abim çağırdı da gitmem gerek. Sonra görüşürüz zaten bizim evde kalacaksın bugün."

Fyodor aklından geçirdi.

Yalanını da seni de yerim.

"Tamam güzelim dikkatli git."

Chuuya başını salladı ve oradan uzaklaştı.

Üzgünüm Fyodor.

Kalbim başka biri için atıyor.

Ona döneceğim.

                              。 𓏲 ゚⋄ღ ⋄ ⊹𓍯

Jess, Dazai'nin yüzündeki yaraları makyaj ile kapatmış ve ona yeni kıyafetler giydirmişti.

Birlikte baloya gideceklerdi.

Jess, Dazai'yle bir oyuncak gibi oynamaktan çekinmiyordu asla.

Onun saçlarını çekti ve sonra da yanağına bir öpücük kondurdu.

Dazai bundan bıktığı için artık tepki vermiyordu.

Öylece durdu.

Tüm hisleri yok olurken.

"Hadi gidelim sevgilim."

Jess onu ellerinden tutarak çekiştirdi ve birlikte bir arabaya bindiler.

Jess yok boyunca Dazai ile konuşmaya çalışmıştı ama adam hiç cevap vermeyip üzüntüyle pencereden dışarıyı izlemeye devam edince konuşmaktan vazgeçmişti.

Dazai Chuuya'sını çok özlemişti.

Şu an ona çok ihtiyacı vardı.

Jess Dazai ve Chuuya için bir gıdım bile üzülmüyordu. Onların umutsuzluğunu zevkle izliyordu sadece.

Zaten Chuuya'dan kendini bildi bileli nefret ederdi. onu ağlatmayı çok sever hep ailesinden dayak yemesini beklerdi. Kendisinin de bahaneyle kulaklarını çektiği oluyordu tabii.

Jess'in gerçek bir ailesi yoktu. Bu yüzden Chuuya'nın  sahip olduklarına asla sahip olamazdı. Bu içten içi onu mahvediyordu. Aşırı kıskanıyordu onu.

 Assassin Darling ׂׂૢ ༘ 「Soukoku 」 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin