Kahverengi saçlı ve aynı renge sahip gözleri ile genç bir kız cam kapıyı açıp Halil'i içeri aldı."Çabuk geç içeri."
"Evdeler mi?"
"Sadece evin hanımı burda. Ön bahçede misafirleri ile beraber."
Halil bir yandan onu dinlerken öte yandan da önündeki kızı takip ediyordu. Kız tuhaf ve nahoş bir baharat gibi kokuyordu. Masum görünse de çok da iyi niyetli olmayışından mütevellit yaydığı aura da çirkin bir yeşildi. Kusmuk yeşili...
Oysa evin tamamen pembe ve beyaz, peri diyarında hissettiren bir aurası vardı. Kız az sonra bir kapının önünde durmuş ve ona dönmüştü.
Kasa, masanın çekmece bölümünün altındaki dolapta. Acele et. Evin bir sürü çalışanı var, biri görmesin."
Halil hızlıca odaya girip masaya ilerlemişti. Dolap kapağını açmaya yeltendiğinde kilitli olduğunu farketti. Sert nasırlı ellerinden biri cebindeki maymuncuğu çekip almış ve kilidi açmaya koyulmuştu.
Kısa süre içinde bir klik sesi ile araladı dolabı.
İçerisindeki kasayı görmesiyle beraber kaşlarının hayretle çatılması bir olmuştu. Tuşlu kısmın yanı sıra bir de, cam bir ekran vardı. Yüz tanımlama, parmak izi ya da göz taraması istiyor olabilirdi, Halil bilemiyordu. Hoş bilse de şu an bu bilgi pek de işine yarayacak cinsten değildi.
Sinirle derin bir nefes alıp, kasayı yerinden sökmeyi denedi ancak bir milim dahi kımıldamamıştı. Kasayı çalamıyordu, dolayısı ile kasayı patlatmak artık bir seçenek değildi. Kızın Hakan'a verdiği şifreyi girse de, kasa olumsuz bir kaç ses çıkarıp cam ekranda yanlış şifre girildiğini belirtmişti. Artık sinirden titreyen elleri ile Hakan'ı aradı Halil,
"Kardeşim hallettin mi?"
"Kes, aptal herif! Dalga mı geçiyosunuz lan benimle. Bir geldim, kasanın şifresi verdiğinizden farklı, başka bir ekrandan da parmak izi mi göz taraması mı ne, bir boklar istiyor. Kasayı sökeyim dedim, tüm mahalle el atsak gram oynamaz bu meret yerinden!"
Karşı tarafta kısa bir sessizlik oldu,
"Abicim ben ne bileyim, bu salakların iş bilmezliği. Bir denesen hah. Şifreyi bulsan belki sadece şifreyle açılır."
"Ben bilmem Hakan, bu işin sonunda her zamanki gibi yarısını alıyorum. Kalan yarısını da aranızda pay edin. Zerre hak etmiyorsunuz ama, sonra başıma bela olmayın."
Diyerek suratına kapattı Hakan'ın. Dilinde küfürler döne dursun şifre denemesi yapmaya başladı. Her denemesi başarısızlıkla sonuçlanırken. O kadar işine odaklanmıştı ki odaya birinin girdiğini de, masanın arka tarafına, yani bulunduğu yere geçtiğini de fark edememişti.
"Öyle olmaz o."
Halil duyduğu sesle donup kalmıştı, göz ucuyla dönüp baktığında, loş ışık sebebiyle yüzünü tam seçemediği bir adamın elleri ceplerinde, kalçasını masaya yaslamış ve onu izlemekte olduğunu görmüştü. Sakince yerinden doğruldu,
"İlk kez kaliteli kasa kullanan zengin görüyorum. Hazırlıksız yakalandım."
Adam duydukları ile bir kahkaha patlattı,
"Bak bu doğru işte. Babama bunu aldırmak çok zor olmuştu zaten. Dandik bir tane alacaktı neredeyse."
Halil bir şey demeden ona baktı bir süre ardından birden üzerine atlayıp yumruklamaya başladı. Ancak adam o yumrukların kendisine isabet etmesine engel olarak masayla onun arasından sıyrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNESTEZİ (GAY)
General FictionHalil bir lütuf mu yahut bir ceza mı olduğunu bilmediği bir yeteneğe sahiptir. Sinestezi... Yaşadığı trajik bir kaza sonucu kendisine bahşedilen bu nadir komplikasyon sonucu, insanların enerjilerini renkler halinde görüyor ve tadabiliyordu. Bundan...