Keyifli okumalar canlarım.🌸
...Günlerdir sesler beynimin içinde yankılanıyordu. Susmak bilmeyen bu sesler yüzünden ne uyuyabiliyordum nede uyanabiliyordum.
Gün geçtikçe sesler netleşmeye başlıyordu. Vücudumu hareket ettirmek istesemde başarısız oluyordum.
Her nefes aldığımda göğüsüm inip kalkarken beyaz ışık göz kapakcığımın arasından sızdığında zorlansamda gözlerimi açabildim.
İlk başta beyaz ışıktan başka bir şey göremezken koşuşturma seslerini daha net duyabiliyordum.
kapının açılmasıyla yorgun gözlerle bakışlarımı açılan kapıya yönlendirdim. İçeri giren doktor gülümseyerek yanıma geldi. Arkasından hemşireler onu takip ederek kolumdaki serum ve takılı olan aletlere yönelmişlerdi.
"Sonunda uyuyan hastamız uyanabilmiş. Buna neye borçluyuz?" Ne zamandır uyuyordum acaba? En fazla dört gündür uyuyordum. O kadar zaman geçemezdi çünkü.
Yüzümde takılı olan yüz maskesini çeneme kadar indirdiğimde öksürmeye başladım.
"Ben.." daha konuşmaya fırsat bulamadan doktor yüz maskemi elimden alıp yüzüme yerleştirdi. "Daha yeni uyandın, kendini yorma."
Yorgun bakışlarımla doktoru onayladığımda doktor beni baştan aşağı kontrol etmeye başladı.
Saniyeler dakikalara dönüşürken bakışlarım açık olan büyük cam pencereye çevrildi. Tüm ailem camın arkasında durmuş özlemle bana bakıyorlardı.
Onca insanın arasından onu gördüm. Miran ağa, benden daha beter bir halde öylece duruyordu. Hiç bir tepki vermezken kalbimin o an hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu.
Ona baktığımı gördüğünde bakışlarını benden çekmeden gülümsediğine şahit oldum. Gülüşü içimi ısıtırken kendimi bulunduğum durumu hatırlattım.
Ondan etkilenmemeliydim. Onun yüzünden abim... Abim neredeydi? En son ağır kanaması vardı. Allah kahretsin ona bir şey olursa yaşayamazdım. Bu vicdan azabıyla yaşamaktansa ölmeyi tercih ederdim.
Doktora döndüğümde tüm gücümle dotorun elini tutup yüzümdeki maskeyi çıkarttım. "Abim..." derin derin nefesler aldım. "Abim nerede?...O çok kan kaybetmişti..." Sormaktan en çok korktuğum soruyu sordum. "O ölmedi değil mi?"
Doktor yüzüme donuk bir halde bakarken yüreğimin üzerine bir ağırlık çöktü. "Günlerdir yoğun bakımda. Uyanıp uyanmayacağını bilmiyoruz."
Bu olanların hepsi benim suçumdu. Eğer o gün gitmeyi kabul etmeseydim bunların hiç biri gerçekleşmeyecekti.
"Doktor bey, hastayı normal odaya alalım mı?"
Keşke dedim. Keşke beni değilde abimi normal odaya alsalardı. Keşke ben onun yerinde o yatakta olsaydım. Pek farkımız yoktu ama o yaşamak için mücadele verirken ben burada normal odaya alınıp alınmayacağımı konuşuyorduk.
"Temografi çektirdikten sonra normal odaya alabilirsiniz. Üç saatte bir düzenli olarak oksijen verin. Sonuçları en kısa sürede elimde olsun." Doktor son sözlerini söyleyip odadan çıktığında hemşireler benimle ilgilenmeye devam ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN AĞA'SI
Teen FictionAbisin kaçırdığı kız yüzünden kendisi berdel kurbanı olan Rüya. Miran'nın yaptığı planlar yüzünden Rüya kurban olacak mıydı? Yoksa adı gibi Rüya bir hayatı mı olacaktı?