Emily, ormanın içinde ilerledikçe, gizemli ışıkların kaynağına doğru yaklaştı. Birdenbire, karşısında yüksekçe bir tepe belirdi. Tepeye doğru çıktığında, ürkütücü bir manzara ile karşılaştı.
Tepenin zirvesinde, eski ve yıkık bir kulübe duruyordu. Kulübenin pencereleri kırık cam parçalarıyla doluydu ve kapısı paslıydı. Ancak kulübenin içinden sızan ışık, hala yanıyordu.
Emily, dikkatlice kulübeye yaklaştı ve kapıyı sessizce açtı. İçeri adım attığında, içerideki görüntü nefesini kesiyordu. Duvarlar, tuhaf semboller ve yazılarla kaplıydı. Ortasında ise büyük bir kitap açık duruyordu.
Kitabı incelediğinde, anlaşılmaz yazılar ve eski büyülerle dolu olduğunu fark etti. Bu kitap, kasabanın tuhaf olayları hakkında ipuçları içeriyordu. Emily, bu sırları çözmek için ne yapması gerektiğini düşünüyordu...