"Evet, bu konu hakkında kraliçeye yalan söyledim. Onu bulmasını istemedim."
*********
Saraya giren beşliye bir saray görevlisi eşlik ediyordu. Sarayın girebildikleri bölümlerini gezerken seçmeler için açıklamada bulunuyordu görevli kadın.
"Öncelikle veliaht prensin isteyebileceği herhangi bir şeyi nasıl servis edersiniz, bunu test edelim. Beni takip edin."
Görevliyi takip ederek sarayın içinde ilerlemeye başladılar. Karşıdan gelen veliaht prensi gördüklerinde kadın beşliye dönerek konuştu.
"Eğilin ve prens gidene kadar başınızı kaldırmayın."
Hepsi kadınının dediğini yaparak eğildi. Prens diğerlerinin yanından geçerken kimse umrunda olmamıştı ta ki Dawon'un yanından geçene kadar... Dawon'un yanından geçerken sanki dünya ağır çekime alınmış gibiydi. Neden baktığını bile bilmeden inceliyordu yüzünü göremediği çocuğu, prens. Gözlerini ayırmayı başardığını düşünerek grubun yanından geçip biraz ileride durdu ve arkasını dönüp hala eğilmekte olan çocuğa tekrar baktı. Sıradan bir köylüyü incelediğini fark edince kafasını olumsuzca sallayıp gideceği yere gitmeye devam etti.
Dawon karşıdan geldiğinde yüzünü ilk defa gördüğü prensin arkasından baktı gizliden. Herkesin zalim, acımasız, soğuk ve sert görünüşlü dediği prens oydu demek. Peki prensin ona bu kadar tatlı gelmesi normal miydi?
"Veliaht prensi gördüğünüz zaman bunu yapın. Evet, hadi devam edelim!"
*********
"Son olarak! Bu sarayda kalabilmeniz için zeki olmanız gerekiyor. Bunu ölçmek için bu odada bir sınav yapılacak size. Girin sizin için ayrılan yerlere oturun ve size sınavı yapacak kişiyi bekleyin." Kapıyı açıp geçmeleri için işaret verdi kadın.
5'li odayı inceleyerek girdi içeri. Hepsi buldukları yere oturdu ve beklemeye başladı.
Birkaç dakika sonra bir adam eli boş bir şekilde içeri girdi.
"Merhaba! Son sınavınız için geldim. Adım Park Hanbin."
"Sınavı nasıl olacağız? Herhangi bir kağıt yok elinizde." Shin Ryujin ismindeki kız atıldı.
Adam güldü ve sesini alçaltarak konuştu. "Size bir sınav kağıdı ile değil teklif ile geldim."
5'li adamı duyabilmek için daha da dikkatli dinlemeye başladılar.
"Siz bana yardımcı olun, ben de size bu saraya girmeniz için yardımcı olayım."
"Ne demek istiyorsunuz?" Byun Baekhyun kollarını bağladı.
"Benim için çalışıp prensten birkaç bilgi almak için söz verirseniz sizi bu saraya sokabilirim. En önemli sınavınız zeka testi. Hepinizin yüksek aldığını söylerim ve böylece-"
"SAÇMALIK!" Dawon hızla oturduğu yerden ayağa kalktı.
"Anlamadım?" Adam kaşlarını çattı.
"Siz bu sarayda çalışıyorsunuz. Sizi yöneten biri için. Belki vatanımız için. Ama bizden hainlik yapmamızı mı bekliyorsunuz? ASLA! Ben böyle bir ihanete karşıyım!"
Park Chanyeol, Dawon'u kolundan tutup oturtmaya çalıştı. Diğerleri sadece izliyordu Dawon'un tepkisini.
"Dawon yeter."
"Bırak beni Chanyeol! Buna razı gelemem. Ben buraya bunun için gelmedim. Kusura bakmayın sessiz kalamam." Dediği gibi kapıdan çıkıp gitti.
Adam arkasından düşünceli bir şekilde baktı Dawon'a. Sonra diğerlerine döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Day All Night [ZuWon]
Historical FictionDawon sadece çalışmak isteyen normal bir köylü olarak girdiği saraydan aşık olarak ve kendisi hakkındaki büyük bir gerçeği öğrenerek çıkar.