Annesinin eşyalarını hızlı toplayışını gülümseyerek izliyordu Dawon. Birazdan muhafızlar gelecek ve Dawon'u saraya götüreceklerdi. Seçilen üç kişi dönüşümlü olarak sadece hafta sonları tatil yapabilecekleri için Dawon'un epey çok eşyaya ihtiyacı vardı. Zaten gelen duyuruda ihtiyaçları olabilecek her şeyin sarayda hazır olacağı yazıyordu. Prens dışarıdan bir şey getirilmesini istememişti fakat Minha 'ne olur, ne olmaz' diye Dawon için birkaç bir şey hazırlamaya koyulmuştu.
"Anne, her şey orada hazır olacakmış dedim ya? Hadi bırak. Hem zemin soğuk ve sert. Bir şey olmasın, hadi kalk." Annesinin yanında diz çöktü ve elini uzattı.
Annesi ona bakmadan devam etti. "Olmaz. O kıyafetlerle, eşyalarla rahat edemezsen ne olacak?"
Gülümsedi Dawon. "Merak etme, oradaki kıyafet ve eşyalar benimkilerden rahat ve güzeldir."
"Kendi eşyalarının yerini hiçbir şey tutamaz."
"Anne!"
Minha omuz silkti.
Jaeyoon hızlıca kapıdan içeri girdiğinde Dawon umutla ayağa kalktı. "Abi, iyiki geldin! Annemi durdurur musun?"
"Daha gitmemişsin! Yetişebilmişim!"
Abisinin onu dinlememesine karşı iç çekti. "Annem diyorum, annem!"
"Ne oldu?" Jaeyoon da annesinin yanına oturup ona yardım etmeye başladı.
"İkiniz de bırakır mısınız kıyafet katlamayı?"
"Gel de yardım et sıpa!"
"Sıpa mı? Cidden mi? Ayrıca siz de gördünüz ve duydunuz, sarayda ihtiyacımız olan her şey olacakmış!"
"Kendi eşyalarının yerini tutmaz." Jaeyoon cevapladı onu. Dawon yüzünü buruşturdu ve somurttu.
"Anne-oğul olduğunuza inandım açıkçası."
Minha ve Jaeyoon birbirine baktıklarında Dawon dediklerinin yanlış anlaşıldığını fark etti.
Abisi bir kolunu omzuna atarak sarıldı ona ve annesi de bir elini iki eliyle tuttu.
"Seni düşündüğümüz için...biliyorsun."
"Biliyorum."
Bir süre muhafızlar geldiğinde hiç ayrılmak istemeden vedalaştılar. Annesi ve abisinin hazırladığı eşyaları almasına izin vermemişlerdi.
Dawon Minhyuk'un da beklediğini görüp ona doğru uzaklaştığında Jaeyoon da ayakkabılarını giydi ve çıkmak için hazırlandı.
"Birkaç ihtiyaç için Jeonju'ya gidiyorum."
Jeonju... Dawon'un Jaeyoon ve Minha'nın ailesinden olduğu yer. Dawon evlerine geldikten 8 ay kadar sonra oradan ayrılmak zorunda kalmışlardı. Tehlikede olduklarını anlamıştı çünkü Minha...
*******
"Nerede olabilir?" Gamjeong krallığının iki prensinden küçük olan Inseong birini bulmak için gelmişti Sunggohan krallığının topraklarına. Fakat aradığı kişiyi bulması zor olacaktı. Nasıl göründüğünü, nerede yaşadığını bilmiyordu. Tek bildiği önemli şey, babası konuşurken tesadüfen duyduklarıydı. O da, aradığı kişinin en son burada oluşuydu. Duyduğu şeyler aradığı kişinin artık burada, Jeonju'da, olmadığını belirtiyordu ama buradan başka nereden başlayacağını bilememişti.
Jaeyoon ihtiyaçlar için geldiği Jeonju'nda küçüklüğünü, 5 yılını geçirdiği evi görmek için taşındıkları eve gitmişti. Onlardan sonra kimsenin oturmamış olduğu eve baktı uzaktan. Gülümsemeyle mahalleyi incelerken etrafa bakınıp duran Inseong'u gördü. Belindeki kılıçla ve peleriniyle soylu biri olduğu belliydi, parıltılı veya bir prensin giyeceği türden bir pelerini yoktu lakin. Sadece zengindi belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Day All Night [ZuWon]
Historical FictionDawon sadece çalışmak isteyen normal bir köylü olarak girdiği saraydan aşık olarak ve kendisi hakkındaki büyük bir gerçeği öğrenerek çıkar.