SINIFINA GERİ DÖN!

72 8 4
                                    

Tekrar etmeyi bırakmış önümde diz çökmüş çimen yeşili gözlere takılı kalmıştım.

Ben konuşmayı bırakınca dudaklarını ıssırıp konuştu;

"Çok güçlüsün! Ben olsaydım yapmadığım şey kalmazdı. Sana geçen yıl söylediğim herşey için özür dilerim sonsuz kez!

"Hayattan soğuduktan sonra söylenen özürün anlamı yok!"

"Bak herşeyi telafi edebilirim, söz veriyorum."

"Gerek yok!"

"Imm.. Peki, sen bilirsin."

"Evet ben bilirim!"

O sözlerden sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım. Bildiğimi okudum yine.. Ayaklandığını görünce kafamı kaldırdım.

"Neyse ben gidiyim artık."

"Sen bilirsin"

"Evet ben bilirim!"

Bu ego dolu konuşmadan sonra kapıyı çarpıp giden adama içimden bir kez daha sövüp mutfağa yöneldim.

Dolabı açıp kolayı aldım. Ellerimin titrediğini bardağa kolayı doldurmaya çalışırken farkettim.

Sinirlenmiştim, fazlasıyla!

Elime bardağı aldığımda hala elim titriyordu. Öfkeyle bardağı bırakıp bir çığlık attım.

Bir haftadır hiç ağlamamıştım. Bugün bu kuralı bozup ağlamaya başladığımda kendimi yerde buldum. Sinirden hem ağlıyor hem bağırıyordum.

Sinir krizi mi geçiriyordum?

Dünde babamın bir ay önce yazdığı mektuptaki notu yeni farkedip, tehdit dolu cümlesine sinirlenmiştim.

"Sakın bizi aramaya kalkışma ve bu durumdan kimseye bahsetme yoksa sana para vermeyi keseriz ve elindeki herşeyi alırız!"

Bu iğrenç cümleyi ojuyunca öfke çığlıklarıyla birlikte içi kola dolu bardağı fırlatıp aynayı kırmıştım..

--

Bir saat boyunca kendimden nefret ede ede ağladıktan sonra ayağa kalkıp cool olmaya çalışarak -izleniyormuşum gibi(!)- bardağı koyduğum yerden alıp çekmecedeki iki paket cipside yanıma katarak sinema odama geçtim.

Bir komedi filmi koydum. En gülünmeyecek şeylere bile kahkaha atıyordum. Film bittikten sonra odayı temizleyip çıktım.

Uykum gelmişti. Odama girdiğimde Itır'la bugün hiç ilgilenmediğimi farkettim.

Miyavlayarak yanıma geldi. Yemeğini yemiş olmalıydı; kutusu boştu.

"Ouvv! Tipine mırladığımm.. Gel bakalım, oyun odamıza gidelim."


Kucağuma aldığımda hemen beni yalamaya başlayan küçük şebeğ bir kahkaha atıp odama yöneldim. Kocaman yumakların, oyuncak farelerin, küçük koşu bandının, süt şelalesinin bulunduğu bu odaya girincetipini kemirdiğimi odadan çıkartmak biraz zor oluyordu.

3 saat boyunca odada mahsur kaldım ve en sonunda bembeyaz tüylü pofuduğun uykusunun geldiğini farkettim.

Önümden yürüyüp toz pembe yatağıba çıktı. Son kez bana miyavlayıp, 3-4 kez yatağını döndükten sonra yere çöktü ve gözlerini kapattı.

Bende yine üzerimi değiştirme gereği duymadan yerime yattım.

Bugün iyi bir şey olacaktı sözde! Hislerime küfrettim ve gözlerimi kapattım.

İçerden gelen miyavlama sesiyle hemen gözlerimi açıp salona yöneldim. "Itır" diye seslendiğimde cevap alamayınca birkaç kez daha seslendim..

Korkuyordum ama, bir anda gelen cesaretle ışığı açtığımda ilk önce kocaman

"SINIFINA GERİ DÖN"

Yazısına sonrada bana bakan 29 göze baktım. Herkes bir anda "SENİ ÇOK ÖZLEDİK EYLÜL" diye bağırdı. Şaşkın şaşkın onlara bakarken, hislerime ettiğim hakaretleri geri almaya başladım..

Herkesle teker teker tokalaştım. Çimen gözlü şapşiğimde burdaydı. Organizasyonun ona ait olduğunu anlayınca yumuşadım sanırım...

Yok be hemen affetmedim tabi ama yaptığına baksana şapşalımın..

Eğlenceli bir gece geçirdik. Gecenin sonunda herkesi uğurlarken geceyi organize eden Uğur'a teşekkür ettim. Yalnız, hem mesafeli konuştum hem de neden bahçedeki havuzun başında düzenlemediğini sordum.

Yağmur yağuyormuş. Dışarı çıkmayınca bilemiyorsunuz işte..

Ve okula yeniden dönmeyi kabul ettim!

Bu sefer gerçekten uyumak istiyordum. Onları gördükten sonra koşa koşa üzerimi değiştirmiştim ama şuan ona bile dermanım yoktu, bende kendimi öylece yatağa attım.

--

Gözlerimi kapatır kapatma uyumuş olmalıydım. Sabah olduğunu yüzümü yalayıp beni uyandırmaya çalışan Itır'ın sayesinde anladım.

Günlerdir hiç gülerek uyanmamıştım.. Pofuduğuma sarılıp kocaman teşekkür ettikten sonra üzerimi değiştirdim.

Aynada saçma sapan hareketler yaparak kendime bakıyordum ji bir aydır hiç çalmamış telefonum çalmaya başladı. Kalbimin hızlı atışlarıyla birlikte özel numaradan gelen çağrıya cevap verdim Alo dememe kalmadan;

"Eylül, bugün mahkeme var, şoför seni alacak"

Deyip yüzüme kapanan telefona bakakaldım. Hiç dışarı çıkmamıştım bir aydır.. Bunun için heyecanlanırken farkettiğim şey beni arayan kişinin kim olduğuydu.

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin