İlaç kokusu çok ağır bir koku. Gözlerimi açtığımda ilk nerede olduğumu anlamayadım sonra yaşadıklarım aklıma geldi. Sonra annem aklıma geldi. Annem.. o iyimiydi. Gözyaşlarım akmaya başlamıştı bile. Sol bileğimde ki serumu çekip attım. Çok küçük bir acı çekmiştim. Çok.. çok küçük. Kalbimin acısının yanında sinek ısırığı gibi kalırdı.
Ayaklarımı yataktan sarkıttım. Ayağa kalktığımda başım biraz dönmüştü ama hemen toparlandım. Duvardan destek alarak odadan çıktım. Uzun koridorda annemi aramaya başladım, canım annemi, benim yüzümden burada olan annemi. Gözyaşlarım yine süzülmeye başladı. Burnumda akmamak için direniyordu. Koridorda birazdaha yürüdüm. İki ayrım çıkmıştı. Sağ mı sol mu? Sol taraf yoğun bakımdı. Sağ taraf ise normal odaların olduğu yerdi. Benim annem yoğun bakımda değildi orada olamazdı. Onun için hemen sağa döndüm. Yavaş yavaş yürüyordum.
Yaşayacaklarımın süresini yavaşlatmak istercesine yavaştım. İlk kapıyı açtım. Yaşlı bir teyze vardı. Beni görünce gülümsedi. Gülümsemeye çalışamadım bile. Başımla selamlayıp çıktım.
Bir an annemin orda olması gerek diye düşündüm ama sonra bu bencil düşünceyi kafamdan kovdum. Karşıdaki kapıyı açtım bu sefer bir çocuk ve annesi vardı karşımda. Hemen kapıyı geri kapattım. Diğer odalarda da annem yoktu. Canım annem yoktu. Bu sefer hıçkırıklarım boş hastane koridorlarında yankılanıyordu. Tezat bir sessizlik vardı koridorda.Sanki ölüm sessizliği.
Ölüm..
Neydi bu kelime; dört harfli iki ünlü ve iki ünsüzün tezat ve bir o kadarda soğuk uyumu.
Buz gibi bir kelime tüylerini kaldıran, içini ürperten, kalbini üşüten..
Var mıdır bu kelimeyi duyunca üşümeyen.
Yoktur bence.
Üşümüyormuş gibi yapanlar vardır ama üşümeyenler.. yoktur.
El mahkum geri döndüm oradanda sağa.
Herkes oradaydı. Abim,babam, teyzemler, amcamlar, halamlar, dayımlar, anneannemler, abimin nişanlısı, Canla Alper bile vardı. Bidakka bidakka annemle babam yaşlarında birde karıkoca vardı yanlarındada Mert. MERT? Yoksa onlar da Mertin annesi ve babası mıydı?
Hepsinin bakışları beni buldu. Ben yeniden hıçkırmaya başladım. Kuzenim Ömür geldi ve bana sarıldı. Aynı yaştaydık Ömürle ama abim gibiydi. Uzunca bir süre ayrılmadık. Kulağına "benim yüzümden"diye fısıldadım. Beni güldürmek için "insan kocaya kaçıcanı hiç biricik kuzenine söylemez mi?"Elimde olmadan güldüm.
"Şakaydı"
"Biliyorum.Eniştede enişte hani" omzuna vurdum.
Yutkundum annem ordayken gülmek bile haramdı bana.
Yoğun bakım camına yürüdüm yanımdada Ömür.
"Annem nasıl Ömür"dedim ağlayarak.
Ömür başını eğdi." İyi olacak benim teyzoşum bizi bırakmaz"
İçimden bir umarım çektim sadece. Sonra yeniden hıçkırdım.
Ne abim nede babam gelmemişti bile yanıma. Şu an en çok onlara ihtiyacım varken hemde.
Annem..
Bırakırmıydı beni?
Ağlatırmıydı babamı arkasından?
Üzermiydi abimi?
Yaparmıydı bunu bize?
Zavallım benim onu bıraktığımı duyunca oda böyle mi yapmıştı?
Ablamdan sonra birde annem.. gidermiydi?
Beni yaşayan bir ölü yaparmıydı? O anda annemin yanındaki alet düz bir çizgi aldı ve ötmeye başladı. İçeriye bir anda doktorlarla ve hemşirelerle doldu.
"Anne.." diye fısıldadım.
"Beni bırakma.."
(Herkese merhaba. Biliyorum bölümler kısa ve uzun aralıklarla geliyor. Ama canım yazmak istemiyor. Tıkandım. Size bazı sorular sorucam.
°•○●Sizce Mertle Öykü yakınlaşsın mı?
°•○●Öykünün annesine ne olsun?
°•○●Öykünün annesi ölürse ne olur?
Bölümleri düzene sokucağım artık merak etmeyin.
Son soru bölümler kısa olup her gün mü gelsin yoksa uzun olup haftada iki kere mi?
HAYIRLI RAMAZANLAR:*
Yorum olarak cevapları beklerim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞRU AŞK #Wattys2015
RandomKolejlerinde tadilat olan öğrenciler el mahkum devlet okuluna gelirler. Bu öğrencilerden biriside Mert'tir. Devlet okulunda okuyan Öykü, Mert'in aslında çocukluk aşkı olduğunu öğrenince ne yapar. Yıllar önce biten aşk yeniden başlar mı? ~Küfürsüz