Aradan 1 ay geçmişti. O günden sonra onu hiç görmemiştim, görmekte istemiyordum
Mahallede adım çıkacak diye ödüm kopuyordu.
Benlik bu sorun olmadığı için kafama takmamaya çalışıyordum.
Yarın kızlarla beraber piknik için plan yaptık.
Aslında hiç istemiyordum ama benim için değişiklik olacağı için kızları kırmak istemedim. Ailemden kimse kalmadıktan sonra onlar bana destek oldular beraber güldük, bereber ağladık..Ertesi gün belgrad ormanına geldik..
Etraf tenhaydı.. pek fazla insan yoktu bizde kız kıza takılacağımız için dahada tenha olan yer seçtik ve mangalı yaktık.. Sude mangal yapmakta adeta usta idi, zaten hem lise hem üniversitede Gastronomi okuduğu için yemek yapmakta baya usta idi. El lezzetine güveniyordu. Bizde yaptığı yemekleri çok beğeniyorduk..
Sude mangal'la uğraşırken Aslı ile bizde salata yapmak için malzemeleri çıkarttık.
Sebzeleri yıkamak için arabanın bagajına baktım ama boş bir şişe vardı sadece, orda bir anlık şaşkınlık yaşadıktan sonra kızlara dönüp hani biz boş şişeden mi su içeceğiz?Sude;aslı kızım sen neden almadın suyu?
Aslı; kanka asıl sen kendin dedin evden çıkmadan su işi bende diye bana neden laf ediyorsun şimdi?!
Kızlar tamam tamam kavga etmenize gerek yok ben ilerdeki çeşmeden hemen alır gelirim siz işinize dönün..
Aslı; canım yalnız gitme beraber gidelim gelelim.
Yok canım ilerde zaten hemen alır gelirim siz işinize bakın deyip şişeyi alıp yola koyuldum..
Aslında ormandan korkmuyorda değildim!Nerde bu çeşme diye söylendim..
Tâki ileride görene kadar, koşarak yanına gitmeye çalıştım... yerde ağaçların kökleri dışarı çıkmış hiç görmedim. Yere yüz üstü kapaklandım..
Kolumun üzerine düştüğüm için canım çok yandı ağlamaya başladım.. Beni ayağa kaldıran kimdi bilmiyorum ama adımı söylemişti.
Azizee!!!
Beni yerden kaldırdığı gibi ilerde duran lüks araca koşarak götürdü..
Kim olduğunu tanımıştım.
1 ay önce beni evime kadar taşıyan adamdı bu..
Burda olduğuna şaşırmıştım.
Ama şuan bu hiç umrumda değildi. Çünkü canım çok yanıyordu, kolumun kırıldığına emindim..
Yüzüne bakarak kolum çok kötü kolumu hissetmiyorum dedim..
Bacaklarımı içeriye atıp, kapıyı örttü hemen direksiyona geçip arabayı çalıştırdı..
Nereye götürüyorsun benii!!ÇAĞRI:
Azize!
kolumu hissetmiyorum diyorsun!en yakın hastahaneye gidiyoruz.. Gözlerimle onaylamak zorunda kaldım.. kolumun acısına yerimde duramıyordum.
Çağrı kendi tarafında olan elimi alıp sımsıkı tuttu..sen ne yapıyorsun!
ÇAĞRI:
Gereken neyse onu yapıyorum!Gereken acı içinde kıvranırken elimi tutmak mı?
ÇAĞRI:
Azizee elinle koluna çok bastırıyorsun ve canın daha çok acıyor..
Dedikleri sanki doğruydu, elimle koluma dokunmayınca acısı birazda olsa hafifliyordu..ÇAĞRI:
" hastahaneye gelmek üzereyiz, biraz daha dayan..
Tamam deyip sustum..
Hastahanenin bahçesinde arabayı durdurup koşarak kapımı açıp , beni kucağına aldı..
Hastaheneye girer girmez doktor hemşire diye bağırmaya başladı. 2 tane kadın hemşire muayene odasına alıp dizlerimdeki yaraya baktılar..
Kolum zaten dıştan bakıncada kırık olduğu belli oluyordu. ama yinede röntgen çektiler dirsekten aşağısı kırılmıştı..
Doktor hemen alçıya alalım hastamızın kolunu dedi.
Küçükkende birçok defa kolum kırıldığı için kolum alçıya alınırken birinin elimden tutması gerekiyordu..
Yanımdakii hemşire tam yanımda duran Çağrıya " EŞİNİZ'İN ELİNDEN TUTAR MISINIZ?Hemşire bunu söyledikten sonra gözlerim kocaman açılmıştı tam O "benim eşim değil!" Diyecekken çağrı tabii hemşire hanım diyerek yanıma gelip elimi tuttu..
Arabada'da elimi tutunca nedense kendimi güvende hissetmiştim. Ayni his şimdi'de olmaya başlamıştı.
Hemşire yarım saat içinde kolumu alçıya almıştı .
Odadan çıkmadan önce çağrı hemşire'ye dönerek " alçılı koluyla birşey yapamaz değil mi? Yanında bir yardımcısı olsa daha rahat etmez mi ? Diye sordu.Hemşire ; evet evet yanında bir yardımcısı olması gerek mutlaka deyip geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Çağrı ; ee hanımefendi kolun düzelene kadar ya sendeyim ya bendesin!
Ne alaka ya sendeyim, ya bendesin o ne biçim söz öyle?
Ben kendi kendime bakarım, kimseye ihtiyacım yok benim!
Arkamı dönüp gidecekken kendimi havada buldum..
Ne yap-Sus sakın bağırma !yoksa herkezin gözü üzerimizde olacak!
Asıl şimdi herkesin gözü üzerimizde olacak!
Bu adamı anlamakta güçlük çekiyordum, ama bu sözleri ne hakla bana söylediğinin hesabını bana verecekti!!
Arabaya binip hastahaneden hızla uzaklaştık..
Kendi evime gideceğimi bildiğim için huzurluydum.Yolda uyuya kalmışım, gözlerimi açtığımda hiç görmediğim yerleri, yolları gördüm.
Hemen ona dönüp nereye götürüyorsun beni?ÇAĞRI:
Senin iyi olman için elimden ne gelirse yapmaya çalışacağım, bu yüzden bana ait evimde iyi olana kadar kalacaksın! Evdeki çalışanlarım sana her konuda yardımcı olacaklardır.Senin evinde kalmak falan istemiyorum!
Bırak beni kendi evime gideceğim!ÇAĞRI:
Yeter!!
Benim evimde kalacaksın dediysem kalacaksın!
Bi çıt çıkarırsan elimden bir kaza çıkacak yoksa!Ne yaparsın mesela? Senin gibileri çok iyi bilirim ben !
ÇAĞRI:
Neymişim ben?! Söyle bakalım benim gibileri nasıl bilirmişsin?Kim bilir bu zamana kadar kaç kadınla beraber yattın kalktın nerden bileyim bende o kadınlardan birisiyim!benide kullanıp bi köpek yavrusu gibi atacağını!
ÇAĞRI:
Azize yeter artık dedim! Şimdi paşa paşa arabadan ineceksin ve senin için hazırlattığım odada istirahat edeceksin!
Ne zaman eve geldik onu bile anlayamamıştım!
Ağlayarak arabadan indim, yürürken dizlerim acıyordu ama onun kollarında tekrar olmak istemiyordum.
Beni gören evdeki çalışanlar hoşgeldiniz azize hanım deyip kalacağım odaya çıkarttılar. En tuhafıma giden benim adımı nereden biliyorlardı?
Ailemin öldürülmesinde tv kanalları da haberler sunulmuştu oradan tanıyor olabileceklerini düşündüm. Fazlada takmadım çünkü buradan nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.
Yatağa oturup daha çok ağlamaya başladım.
Odada ne varsa dağıtıp kırdım.
En son elime geçeni kapıya fırlatacakken Çağrı odaya girdi.ÇAĞRI:
Azize, ben sana arabada ne dedim?
Sesin çıkmayacak çıt duymayacağım dedim mi? Demedim mi? Sana iyileşene kadar burda kalacaksın dediysem kalacaksın! Birazdan yemek getirecekler otur ye yemeğini yoksa toparlanamazsın toparlanamazsanda burda kalma süren daha da uzar..
Ve buda benim işime gelir!Neden senin işine geliyormuş! Ne hakla sen bana karşı böyle konuşursun!! İstemiyorum senide burdaki insanlarıda,gitmek istiyorum...
ÇAĞRI:
Boşuna böyle konuşupta kendini yorma!burada herkez benim emrimle çalışıyor diyelim ki bu odadan çıkıp bahçeden kaçmak istiyorsun bu arazi bana ait, her tarafı insan boyunun üzerinde beton duvarlarla çevrili yani demem o ki hiçbiryere gidemezsin!ALLAH hepinizin belasını versin!
Yatağa ağlayarak öylece oturdum. Bomboş duvara bakarak öylece oturmaya başladım.. Benim bu başıma gelenler neydi böyle?
(Bu arada kapıyı üzerime kilitleyip çoktan inmişti aşağıya. )
Kafayı yemek üzereydim..Selam Canlar sizce çağrı azize'nin bu davranışlarına dayanamayıp şiddet uygulayacak mı?
Azize kaçıp kurtulabilecek mi?
Çağrı azize ile zorla evlenme hayali mi kuruyor?
Beğenmeyi ve oylamayı unutmayın!diğer bölümde görüşmek üzere sizleri seviyorum ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZİZEM
Chick-LitSiz hiç görmediğiniz,tanımadığınız ,birkez bile aynı ortama girmediğiniz,kokusunu dahi bilmediğiniz birine aşık oldunuz mu?