Minhonun dedigini onaylayan Felix yavasca aşağıya indi. Dikkatli adımlar ile içeri giren ikiliyi rahatsız edici bir sessizlik karşıladı. Etrafı iyice kontrol ettikten sonra dağılmış ve yağmalandığı her halinden belli olan rafların arasından geçtiler.
"Hic kimse yok bence burada kalabiliriz."
"Bence de hyung."
"Hadi ozaman ise koyulalim."
***
İsleri bitmiş kapının arkasına dünya kadar Raf yerleştirmislerdi.
"Ah buda bitti napalım şimdi?"
"Burada birkaç kutu konserve var önce yemek yiyelim."
Yere oturmuş konservelerinin kapağını açmaya başlamışlardı.
Söze ilk Minho başladı.
"Eee yongbok kaç yaşındasın?"
"18."
"Küçükmüşsün."
"Sen. Sen kaç yaşındasın?"
"22."
"Hmm."
Felix in yüzü birden düştü. Minho Felix in neden yüzünü astığını bilmiyordu.
"Noldu?"
"Senin yasında bir abim var."
"Peki o şuan nerde.?"
"Andong da teyzemin yaninda."
"Abinin adını öğrenebilir miyim ?"
"Jisung."
"Anladım. Felix bak bu 3 günde inan ne yaşadığını bilmiyorum, hayatina dair hiçbirşeyi ama bana güvenmeni istiyorum. Nelerle karşılaşabileceğimiz hakkında inan bir fikrim yok bu yüzden yanımda bana güvenen biri olması beni rahatlatacaktır. "
"Merak etme hyung. Beni o evde bırakmayıp yanına aldığın ilk andan beri sana güveniyorum. "
"Peki benimle birlikte misin?"
"Seninle birlikteyim hyung."
Ve elleri yeni bir dostluğa tutunur gibi birbirine kenetlendi.
.....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
