-3-

548 76 24
                                    

Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın
Bi de geçen bölüm, bölüm atma düzeni hakkında söylediklerimi unutun lütfen. Çünkü okul+ dershane+ ödevler çok yoğunum ve çok yoruluyorum. Zamanım olmuyor. Üzgünüm ama oldukça sık atacağım.

Bunu yazarken de uykum var ama bölümlerin arasını çok açmak istemiyorum.

İyi okumalarrr
.
.
.
.

Uyanır uyanmaz saate baktı. Bu gün okul olduğunu unutmuştu ve geç kalıyordu. Hızlıca yataktan kalktı. Ani hareketle başı dönmüş ve gözleri kararmıştı. Tekrar yatağa oturup görüntünün netleşmesini, kulaklarının çınlamayı bırakmasını bekledi. Daha sonra valizini açtı ve hızlıca formalarını çıkardı. Neyseki valizde çok buruşmamıştı. Bej rengi pantolonun üstüne, beyaz tişörtü giydi. Çantasının içini boşaltıp yanına aldığı kalemliği ve defteri koydu. Diğer kitapları okuldaydı. Saçlarını taradı. Saçlarının sarı rengini seviyordu. Daha sonra çillerini kapatıp çıktı.

Hızlı hızlı otobüs durağına doğru yürürken bir yandan da restoranların camlarına bakıyordu. Dersin başlamasına 15 dakika vardı ama bir fast food restorananında gördüğü ilan için oraya gitti. İçeri girdi ve sipariş verilen yere gitti. "Kolay gelsin. Çalışan arıyormuşsunuz. Kiminle görüşebilirim." Genç kız telefonundan birine mesaj attı. Daha sonra bir yeri işaret etti. "Patronumuzun odası. Onunla konuşabilirsiniz." Felix mutlu bir şekilde kızın işaret ettiği odaya ilerledi.

Kapıyı tıklatıp içeri girdi. 50'li yaşlarında bir adam masasında oturmuş bilgisayara bakıyordu. Adam kafasını kaldırdı ve göz ucuyla Felix'e baktı. "Öğrencileri işe almıyoruz. Çıkabilirsiniz." Yüzü asıldı. Başıyla onaylayıp odadan çıktı.

Hızlıca dışarı çıkıp saate baktı. Ders başlayalı 15 dakika olmuştu. Gelen ilk otobüse bindi ve parayı şoföre uzattı.
Daha sonra boş bir yere oturdu.

Üç durak sonra indi. 25 dakika geç kalmıştı. İlk derse girmeyecekti bu yüzden acele etmeden, ağır adımlarla yürüyordu.
Okulun önüne gelince tekrar saatine baktı. Tenefüs olmasına beş dakika vardı. Okul binasına girdi. 3. kata çıktı ve sağdaki koridora döndü.
Kapısının yanında "12-E" Yazılı sınıfın önünde durdu. Tekrar saatine bakıp iç çekti. İki dakika sonra girebilirdi.

Zil sesini duyunca kapıyı çalıp içeri girdi. Öğretmen sorgularcasına baktı ama sesini çıkarmadı. Felix, en arkadaki sırasına oturdu. Öğretmen sınıftan çıktıktan sınıfta birinin sesi yükseldi. "Ooo kim varmış burda.." Çocuk alaycı bir sırıtışla Felix'in sırasının önünde durdu. "Dün kimle yattın Yongbok?" Serttçe çenesinden tuttu ve gözlerine bakmasını sağladı. Daha sonra boynuna baktı ve sırıttı. "Nazik davranmamışlar anlaşılan." Yüzünü bıraktı.
"Benimle uğraşma So." Soğuk bir tavırla karşısındakinin gözlerine baktı.

Artık bıkmıştı. Sınıftakiler eşcinsel olduğu, vücudundaki morarıklar ve yaralar yüzünden her gün biriyle yattığını düşünüp zorbalık yapıyorlardı. Aslında bunların hepsi babasının eseriydi. Ama okuldakilere, durumları olmadığı için vücudunu sattığı gerçeği daha mantıklı gelmişti.

"Sinirlenme Yongbokie." Alayla heceleri uzatıyordu.

Felix ayağa kalktı ve yumruğunu çocuğun burnuna geçirdi. Min acıyla inleyip burnunu tuttu. Daha sonra arkadaşları da yanına geldi. Tam en irileri, Park Hae Felix'i köşey sıkıştırmıştı ki içeri öğretmen girdi. "Sonra hesaplaşıcaz." Min So kanayan burnunu silerek öğretmenin yanına gitti. Burnunu işaret edip sınıftan çıktı.

Öğretmen gürültüyü azaltmak için tahtaya vurmuş ama hiç bir işe yaramıştı. Felix, geri yerine oturdu ve kafasını sıraya koydu.

Sıkıcı  bir tarih dersi ardından tenefüs olmuştu. Karnı açtı. En son ne zaman yediğini hatırlamıyordu. Başı dönüyordu ve midesi bulanıyordu.

Hızlıca birinci kata indi ve kantin sırasına girdi. Bir tane karışık tost ve meyve suyu alıp bir yere oturdu.

Yarısını yedikten sonra meyve suyunu bitirip kalktı. Şimdi açlıktan değil, yemek yediği için midesi bulanıyordu. Derse yetişmek için hızlı yemişti. Geri sınıfa çıktı. Bir kaç dakika sonra da öğretmen geldi.

Sıkıcı bir gün ardından okuldan çıktı. İş bulması lazımdı. Parası onu 3 gün idare ederdi. Dişini sıksa dört. Şu ana kadar iş bulmuş olmalıydı. Fakat bulamamıştı. Dükkan, kafe, restoran camlarına bakarak pansiyona dönüyordu. Bir şey yoktu. Yorgun şekilde binaya girdi. Resepsiyon görevlisi yerinde değildi.

Odasına çıktı. İlerideki bir kaç gün duş alamayacağı için duşa girdi. Sıcak su gevşemesini sağlamasının yanında vücudundaki yaraları yakıyordu.

Giyinip yatağa yattı. Ödev yapmalıydı. Yorgundu. Uyumayı seçti. Zaten ertesi gün okula gitmeyecekti çünkü hem pansiyondan çıkış yapması, hem de iş bulması gerekiyordu.

Kısa süre içerisinde uykuya daldı.

.
.
.
.

Zerre içime sinmedi:<
ama sizi bölümsüz bırakmakta istemiyorum.

Tekrar okumadım. Hata varsa söyleyin lütfen.

En kısa zamanda telafi edicem bu kısa bölümleri.

Görüşürüzzzz

Hurt {Hyunlix}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin