Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
━━━━ ━
2 ay önce
Güneş gökyüzünde altın ışıklarını saçarken, kampüs huzurlu bir sessizlik içindeydi. Son sınavlarını tamamlayan ve yaz tatilini bekleyen öğrenciler üniversiteyi terk etmişlerdi. Dönemin bitmiş ve yaz okulunun açılmış olması sebebiyle kampüste, dersten kalıp bir sonraki döneme sarkmadan dersi vermek isteyen öğrenciler ve açılan dersler için gelen öğretim elemanları dışında çok fazla kimse yoktu.
Bir bankın üstünde, açık bir kitap ve boş sayfalarıyla bir defter duruyordu. Havanın tatlı sıcaklığı genç kızın yüzünü hafifçe okşarken bakışlarını sakin olan kampüs bahçesinde gezdirdi. Birkaç dakika sonra mikrobiyal genetik dersi başlayacaktı ve derse geç kalmamak için, sessiz kampüsün keyfini çıkarmaya bir son verip eşyalarını toplamaya başladı.
Aslında genç kız bu dersten kaldığı için burada değildi. Aksine dönem içinde aldığı nottan pek memnun olmadığı için harf notunu yükseltmek istemiş ve bu sebeple yaz okulunda dersin açılacağını duyunca dersi almak için başvurmuştu.
Oturduğu banktan ayaklanan Y/N çantasını koluna taktı ve fakülte binasına doğru yol alırken otoparka yanaşan siyah araba görüş alanına girdi. Birkaç saniye sonra içinden Geto Suguru indiğinde genç kızın dudaklarına küçük bir tebessüm yerleşti.
Genç öğretim görevlisi Geto Suguru. Tartışmasız ve alışılmışın dışında bir çekiciliğe sahip olan Geto Suguru, sınıfa girdiğinde neredeyse tüm dikkatleri üzerine çekiyordu. Genç bir kadının kalbini hızlandıran, genç bir adamın imrenerek bakışlarını üzerine toplayan o karizmatik varlığı ile her şeyi belli ediyordu.
Daha geçen dönemin başında buraya gelmişti ve gelir gelmez kendisinden epey bir söz ettirmişti. O uzun, koyu renk saçları, her zaman temiz, pürüzsüz gözüken yüzü, keskin hatları, uzun boyu ve sanki sadece bedeninizi değil de ruhunuzu okuyormuşcasına bakan çekik gözleriyle baştan aşağı çekici bir adamdı.
Geto'nun giyim tarzı da dikkat çekiciydi. Siyah ve beyazın zarif kombinasyonu, bedenine öylesine güzel oturuyordu ki etkilenmemek elde değildi. Her daim ütülü beyaz gömleği ve siyah takım elbisesiyle, herhangi bir ortamda bile öne çıkıyordu.
Ama belki de en çekici yanı, kendine olan güveniydi. Geto Suguru, her adımında sanki bir öğretim görevlisi değil de bir lidermiş gibi yürüyordu. Sınıfa girdiğinde o enerjisiyle etrafındaki insanları etkiliyordu ve bu, onu daha da çekici kılıyordu.
Genç adamın adımları fakülte binasına doğru ilerlerken gördüğü genç kızla birlikte duraksadı ve başıyla selam verdi. Dudaklarına yayılan küçük tebessüm genç kızın kalbini olduğu yerde tekletti. Tabi ki sadece attığı bir bakış ve küçük bir gülümseme yüzünden böyle hissetmiyordu.
