selfish.

97 14 10
                                    

Sevilmek.

İsmim dudaklarından firar ederken kalp atışlarımın ritminin bozulması.

Kulaklarıma dolan, Tanrı'yı anımsatan fısıltıların eşiğinde uyuyakalmak.

Yüzümü okşayan parmak uçların, kelebek öpücüklerin, güneşin kıskanarak parlattığı toprak kahvesi gözlerin, gözlerimdeyken.

Gözaltlarını, hafif çilli yanaklarını okşayan baş parmaklarım, her çizgini ezberlerken havaya karışıp birbirine sarılan gülüşlerimiz, akışına bırakılmış saatler, beni sevdiğini söylerken gülümseyişin, yay gibi gerilen, aşinası olduğum dudakların.

Ya da sadece hayalperest bir ergenin kirli zihninin toz pembe dünyasından kalma ıvır zıvırlar.

Sahi, sevilmek, neydi?

Tadı var mıydı, yoksa acı vermekle mi yetiniyordu yine? Bilmiyordum, bilemiyordum.

Bildiğim tek şey, bencil olmandı.

Bencildin, çünkü sorunun cevabı bir türlü kendini sunmuyordu bana.

Bencildin, tam ışığı bulmuş, ona koşarken önüme geçiyordun.

Sevilmiyordum, bencildin.

Beni sensiz bırakmakla cezalandırıyordun, bencilce.

Bencildin, sevmiyordun.

Seviliyordun, nafile, güzel gözlerin bunu görmek istemiyordu hiç.

Belki de seviyordun, sadece beni tüketmeyi.

01.07.23

WhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin