Beni alışmak zorunda bıraktığın şeyin bize çok uzak bir duygu olduğunu söylerdin hep.
Alışmak zorunda olduğumu söylediğime bakma,
alışmak zorunda olsam da alışamayacağım hiçbir zaman.
Alışmaktan ziyade kabullenmeye zorladım kendimi,
fakat neyi kabul etmek içindi bu çabam?
Neyi kabul edebilirdim?
Birini kabul etsem, diğerinin acısıyla kavrulup duracaktım.
Yokluğunu kabul etmeliydim,
fakat elimin halen sana mesaj yazmaya gittiğini kabul edemedim.
Beni sevmediğini kabul etmeliydim,
ama rafımı dolduran kitaplarının her sayfasından yükselen senin kokunun
artık bağrımı yakacağını kabul edemezdim.
Beni yalnız başına bırakmaya gönlünün el verdiğini de kabullenecektim,
ancak kolumu kırdığımda
benimle sabahladığın geceleri kabullenemeyecektim hiçbir zaman.
Bu yazı,
beraber okumak için aldığımız kitapları okumakla geçireceğim.
Lütfen sensiz okumak zorunda kaldığım için beni affet,
lâkin bu, seni kafamdan atmak yerine
sürekli beni ne kadar güzel sevdiğini kendime hatırlatmaya çalışma şeklim.
Sevginin varlığı olmadan yaşamak zordu,
bu sebepten de tutunuyordum beni bir zamanlar sevmiş olduğun gerçeğine.
Bu yüzden okuduğum her cümlede sana dair izler arıyorum sürekli.
Fakat güzelliğini betimleyebilen hiçbir cümleye rastlamadım hiç, sevgilim.
Kendimi okuduğum her kitabın, her sayfasında buldum,
senin benzerini bile bulamadım onca roman arasında.
Adil miydi?
Başından beri belli değil miydi,
yanına yakışmadığım gerçeği.
Buna rağmen niçin hayatımı yalanlarla süsledin?
Tüm hayatıma ve baktığım her semte kendinden izler bıraktın.
Ben,
öylesine bir sokakta yürürken bile
taşların arasından baş kaldırmış solgun çiçeklerin yapraklarında senden bir şeyler ararken,
sen tüm duygularını bana vererek gittin benden.
Artık odamda, masamda oturacak cesaretim yok.
Çünkü birden fazla duygu barındırdığını itiraf ettiğin,
duvardaki o resim tablosuyla göz göze gelmek,
bu yaz sıcağında sensiz ne kadar üşüdüğümü bana hatırlatıp dururdu yalnızca.
Bu yüzden de,
belki sensizlikle baş etmek,
senin izlerin olmadan daha kolay olurdu.
Şayet, kolumdaki bilekliği bile çıkarmaya cesaretim yokken
seni unutmaktan bahsetmek de fazlasıyla korkakca.
Çünkü ben,
senin bende sevdiğin şeyleri bile değiştirmeye cesareti olmayan bir korkaktım sadece.
10.07.23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who
Short StoryKendisine atılan asılsız iftiralar sonucu ölesiye sevdiği sevgilisi Mingyu tarafından terk edilen Wonwoo, Mingyu'nun kapısına her gün yeni bir mektup bırakırdı. 25.09.23